Title of a News Article

GİDECEK YERİMİZ YOK!

Zorunlu müttefiğimiz(!) Amerika’nın PYD-YPG’ye destek vermeye devam etmesine Cumhurbaşkanı Erdoğan sert çıktı. “Ey Amerika, bizimle mi berabersiniz yoksa bu terör örgütü PYD-YPG ile mi berabersiniz?” diye sordu.

Amerikalı yetkililer ise her zamanki pişkinlikleriyle “Dostuz ama dost tutma tercihlerimiz farklı olabilir” diyerek cevap verdiler.

Arap baharı diyerek tüm Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Amerika ve batılı destekçileri, Suriye’nin kuzeyini Kürt destekçileriyle kontrol altına alarak Kuzey Irak ve Güneydoğusundaki bölgenin özerkleşmesi için elinden geleni yapıyor. Silahlı elemanları, uzmanları, özel harekatçıları, keskin nişancıları bölgede. Terör örgütlerinin ellerinde Amerikan silahları varken Cumhurbaşkanı’nın bilmezlikten gelerek hâlâ “bizle mi berabersiniz?” diye sorması ne kadar ilginç.

Dün yine altı şehidimiz vardı.

Urfa da şehidini ebediyete uğurladı.

Bu topraklarda ölen kim, öldüren kim diye düşünmeden kendine siyasi paye çıkarmaya çalışıp, “siyasi düşmanlar” belirleme gayretine düşen sözde dost, arkadaş, komşularımız bile var.

Haçlı ittifakının kendi milletine yeni yaşam alanları açma, Ortadoğu’daki petrolleri ve yer altı kaynaklarını sömürme amacından başka gayesi olmayan çatışmaları, insanları bölüp parçalamaları, kamplaştırmaları kimsenin okumaya cesaret edemediği köşe yazıları ile anlatabilmenin, milleti birlik ve beraberliğe davet etmenin ne kadar anlamı varsa artık, biz de yazıp duruyoruz.

Hayatımız anlamsızlıklarla dolup taşıyor.

Bir mahallemize özel harekat polisi gencimizin şehadet haberi düşerken, diğer mahalleye çatışmada öldürülmüş bir başkasının acısı anaların yüreğini yakıyor. Bugünkü yazımda ölen şu kişi polis, askerdi, diğeri teröristti diyerek ayrım yapmanın da anlamsız olacağını düşünüyorum. Biri devleti, bayrağı, vatanı, dini, namusu için ekmek parasını polislik yaparak kazanmaya çalışan gencecik bir delikanlı, diğeri ülkeyi bölüp parçalamayı amaçlayan dünya örgütlerinin kandırıp, yolundan çevirdiği devletinin karşısına diktiği biri. Biri Türk, biri Kürt demek bile imkânsız. Çoğunlukla hayatını kaybedenlerin hepsi Kürt.

Vahşi batı insanımızı birbirine düşürüp, oluk oluk akan kandan beslenmeye devam ederken, bizdeki kandırılmışların, inandırılmışların siyasi düşmanlık beslemesi, sınır ötesinden veya içeriden gelen haberlerle bazen zafer sarhoşu, bazen yenik bir kumandanı oynaması ne acı.

Aklımızı başımıza almanın, binlerce yıldır birlikte yaşayan, kanı, canı bir olmuş bu milleti bölüp parçalamaya çalışanlara meyletmeyelim.

Suriye’ye bombalar yağınca insanların ne perişanlıklar yaşadıklarını, daha dün sınırımıza dayanan yüzbinlerce Haleplileri görmemek mümkün mü? Suriye’de hayat imkânı kalmayınca insanlar Türkiye’ye geldi, ama bilinmeli ki Türkiye’de yaşayanların gidebilecekleri bir karış bile toprağı yok.

Allah birliğimizi, dirliğimizi bozmasın. 

YORUM EKLE

banner195