Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Y. Mimar M. Uğur Beyazgül, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi’ye seslenerek, “Büyükşehir belediye binası konusunu halka soralım” dedi.

Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Y. Mimar M. Uğur Beyazgül, yen yapılması planlanan Büyükşehir Belediye hizmet binası ile ilgili yazılı açıklamada bulundu.  Son günlerde gündemde olan Büyükşehir Belediyesinin yeni binasının yeri ve formunun;  geleceğin Şanlıurfa’sı için çok önemli olduğunu belirterek, “Bu konuda ilgili akademik çevrelerin ve STK’ların belediyemize yardımcı olması toplumsal bir görevdir. Elbette Belediyemiz de konuya bilimsel yaklaşmalı, konu ile ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alarak katılımcılık ilkesini sağlamalıdır” dedi.

Beyazgül, Cumhuriyet öncesi yerelde; mahalle’den yönetim etkin iken, belediyecilik yasasıyla birlikte yönetim tamamıyla belediyelere devredildiğini dile getirerek, “Bu durum ise yönetimin halktan uzaklaştığı eleştirilerine maruz kalmıştır. Yerel yönetimdeki en önemli unsur, halkın kararlara katılımının azami ölçüde sağlanması, halkın yönetim binalarına ve yöneticilere ulaşımının kolay olmasıdır. Bundan dolayı yönetim binalarının bulunduğu alanlar şehir merkezi olarak adlandırılırlar. 1987 yılında yapılan Şanlıurfa imar planında belediye binası ile Vilayet binası aynı yerde düşünülmüştür. Vilayet binası yapılmış, fakat değişen şartlara göre Büyükşehir belediyesi yeni bir yer arayışına girmiştir” diye ifade etti.

“Gönül ister ki, bu arayış yeni bir imar planı ve ulaşım master planı ile birlikte düşünülsün” diyen Beyazgül, açıklamasında şunları ifade etti;

“Geleceğin Urfa’sı ve uydu kentleri birlikte yeniden konumlandırılsın. Çünkü artık 1987 imar planının işlevselliği kalmamıştır. Bilimsel olan yaklaşım da budur.

Belediye binaları aynı zamanda belediye sarayı olarak da anılırlar. Temsili binalardır. Şehrin kültürel kimliğini yansıtırlar. Binaların mimari çizgileri kadar, kullanılan malzemeleri de önemlidir. Urfa halkı, o binada Urfa’nın geçmişiyle birlikte modern dünyaya uzattığı eli de görmeli. Yerel malzemesiyle geçmişi, modern malzemesiyle geleceği kucaklamalı. Mimari çizgilerinde Urfa sokaklarını, Urfa evlerini, tarihi Urfa’yı hissettirmeli. Gelecekte yıkılmaya değil, tescil edilmeye layık bir yapı olmalıdır. Önce yeri tespit edilmeli, sonra o yerin coğrafi ve fiziki konumuna göre proje dizayn edilmeli ve mutlaka bir yarışmayla belirlenmelidir.

Sn Güvenç zamanın da yapılan bir projeye yer arandığı konusunda duyumlar almaktayız. Bize göre, arazi belirlenmeden proje yapılmaz. Bu tür yaklaşımlar mimarlık ve şehircilik bilimine aykırıdır.

Büyükşehir binasının Çevre yollarıyla bağlantısı kadar, protokol yollarıyla bağlantısı da önemlidir. Şehrimizin gelişim alanlarını da kucaklayan odak noktasında olmalıdır.

Bugün İstanbul’da belediye sarayı şehrin ana merkezi olan Fatih, Aksaray’a, Ankara’da ise Kızılay’a yakın bir yerde düşünülmüştür. Belediyeye ait olan ve trafik yoğunluğu getiren alt yapı birimleri ise, çeşitli semtlere dağıtılmıştır. Fakat idare ve protokol şehrin merkezinde bulunmaktadır.

Son Günlerde Büyükşehir Belediye binamızın yapılacağı duyumlarını aldığımız yerlerle ilgili olarak, yukarıda sözünü ettiğimiz teknik, kültürel ve mimari gereksinimlerin nasıl karşılandığı yönündeki soruların cevaplanması ve kamuoyunun talebinin karşılanması son derece önem arz etmektedir. Toplumsal konsensüs ve teknik gereklilikler olmazsa olmazdır.

Sonuç olarak; yeni belediyemize çağrımız şudur; Yeni bir imar planı ve ulaşım master planı hazırlayarak, yeni Urfamızın temellerini birlikte atalım. Şehir merkezini yeniden belirleyerek, yeni Büyükşehir binasının yerini belirleyelim. Eski belediyenin ısmarlama olarak hazırlamış olduğu bir bina projesini bir kenara bırakarak, katılımcılık ilkesi çerçevesinde konuyu yeniden ele alalım. Geçmiş belediyelerin düştüğü; havaalanı yeri, üniversitenin yeri ve 11 Nisan stadı projesi hatalarını tekrarlamayıp, belediyecilikte birlikte yeni bir sayfa açalım.”