Title of a News Article

Erdoğan'dan grup toplantısında konuştu

Erdoğan'dan grup toplantısında konuştu
banner206

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısına katıldı. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan için grup toplantı salonundaki ön sıraya çiçek ve fotoğrafı bırakıldı.

Erdoğan, TBMM'de AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de çok sayıda kilise ve sinagog bulunduğunu belirtti.

"Topraklarımız içinde, bu vatanda 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor ve bunlar devletimizin yedieminindedir, güvencesi altındadır. Hiç kimsenin inancına, ibadetine, kutsalına müdahale etmedik, etmiyoruz ve etmeyeceğiz." diyen Erdoğan, son 18 yılda kilise ve diğer ibadet yerlerinin restorasyonu ile farklı inançlara sahip insanların dini özgürlük alanını genişletmek için birçok adım attıklarını vurguladı.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, Hristiyan ve Musevi vatandaşların sıkıntısını, derdini daima kendi sorunları olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizdeki hoşgörü anlayışı Avrupa'daki gibi faşist suratların yüzlerine maske yaptıkları türden bir riyakarlık değil inancımızın köklerinden ve kalplerimizin derinliklerinden gelen samimi bir hissiyattır. Almanya'da Mevlana Camisi'ne sabah namazında 100-150 kadar Alman polisinin girmesini bana Şansölye Merkel izah edemez. Ne yaptığına bakarım. Sadece görüşmek, konuşmak bunlar çıkar yol değil. Bugün milyonlarca insanın yaşadığı Almanya'da oradaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın inancına, kimliğine eğer gerekli değeri vermiyorsanız kusura bakmayın. O insanların ciddi bir kısmı şu anda senin vatandaşın. Onların inanç hürriyetine, onların eğitim, öğretim özgürlüğüne, onların yaşam hürriyetine değer vermen lazım ama yok böyle bir şey. İstiklalimize ve istikbalimize, değerlerimize saygı duyulması şartıyla biz hiç kimseye inancından, kökeninden, renginden, mezhebinden, meşrebinden ötürü husumet beslemeyiz."

"MINSK ÜÇLÜSÜ İPE UN SERİYOR"

Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısıyla başlayan çatışmalara da değinen Erdoğan, Ermenistan'ın Azerbaycan Türklerinin topraklarını işgal etmesinden bu yana 30 yılın geçtiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Minsk Üçlüsü" olarak adlandırılan Amerika, Rusya ve Fransa'nın bu sorunu çözemediğini belirtti.

"Minsk Üçlüsü'nün adeta ipe un serdiğini" söyleyen Erdoğan, "Her toplantı; oturdular, konuştular, dağıldılar şeklinde geçti." ifadesini kullandı.

Liderle görüşmelerinin devam ettiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"En son dün akşam Sayın Putin ile de bir görüşmemiz oldu. Kendileri ile buradaki süreci etraflıca ele aldık. Dedik ki 'Artık bu işe Kafkaslar'da bir son verelim. İstersen bu işi birlikte çözeriz. Siz Paşinyan ile görüşmeleri yapın, ben İlham kardeşimle bu görüşmeleri yapayım. Bu işi artık tatlı bir yere bağlayalım' dedik. Heyetinizi gönderin, heyetlerimizle görüşmeler yapsın. Dışişleri bakanlarımız birbirleri ile görüşmeler yapsın ama bir şeye karar vermemiz lazım. Bu işi çözecek miyiz, çözmeyecek miyiz? Daha önce kendileriyle görüştük. Bu konuda samimi bir adım atalım. Burada bu işi bitirmek durumundayız. Biz samimiyiz, ben sizin de samimi olduğunuza inanıyorum, bu adımı atalım. Güzel bir görüşme oldu, temennim odur ki inşallah bunu neticelendiririz. Tabii kırmızı çizgilerimizi de söyledik, bu kırmızı çizgilerimiz aşıldığında da hiç kimse kusura bakmasın babamızın oğlunu gözümüz görmez.

Bize diyorlar ki 'Siz Orta Doğu'dan, Suriye'den Azerbaycan'a asker gönderiyorsunuz, yabancı güçler gönderiyorsunuz' filan, felan. Ben de Sayın Başkan'a bir şey söyledim, 'Şu anda 2 bin civarında istihbari olarak tespit ettiğimiz PKK'lıları YPG'lileri şu anda Ermenistan 600 dolar maaşla oraya aldı, orada savaşıyorlar, yabancı savaşçılar olarak onlar orada.' 'Benim onlardan haberim yok' dedi. 'Ben şimdi size haber veriyorum' dedim. Bunun üzerinde durmanız lazım. 'Bu PKK'lılar, YPG'liler nereden geliyor biliyor musunuz?' dedim. Suriye'de bunlar çalışıyordu, Suriye'den oraya ithal ve bu konuda da dayanışmamız lazım. Benim özellikle tabii Sayın Putin'in PKK, YPG bunlara yüz vereceğine ihtimal vermiyorum ama Paşinyan'a bunu söylemesi lazım. Aksi takdirde gereği yapılır."

"TERÖRİST, KALBİ KARA, ELİ KANLI BİR CANİDİR"

İslama ve Müslümanlara saldıranların en büyük bahanesinin ve hilesinin bu kavramları terörle özdeşleştirmek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Peygamber Efendimize hakareti de düşünce ve fikir özgürlüğü kılıfı altında meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Hollanda'da bir müsvedde var ya, adı da güya Özgürlük Partisi, ne özgürlüğü ya, adı özgürlük arkasında ne takarsan var. Halbuki Müslümandan terörist olmaz, teröristten de Müslüman olmaz. Zira terörist kendi amaçlarına ulaşmak için masum insanları katletmekten çekinmeyen, bu yolda her yöntemi kullanabilen, kalbi kara, eli kanlı bir canidir." diye konuştu.

Teröristi, hangi dine mensup olursa olsun, tüm sıfatlarının ötesindeki amaçları ve eylemleriyle tanımlamak gerektiğine değinen Erdoğan, "Kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın teröristi böyle görmeyen ve tavır geliştirmeyen herkes Fransa'nın düştüğü duruma düşer. Aynı şekilde Peygamber Efendimize yönelik saygısızlıkların özgürlükle izahı da en bayağısından bir kandırmacadan başka bir şey değildir. Halbuki Peygamber Efendimiz, insana insan olduğu için saygı duyan, kişinin dini dahil diğer tüm vasıflarına bunun ardından bakan bir anlayışa sahipti." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Osmanlı tarihinde Osman Bey'den Fatih Sultan Mehmet Han'a kadar tüm padişahların Hristiyan ve Musevi toplumlarıyla bir arada yaşama iradelerinin ürünü sayısız örnek vardır." diye konuştu.

İslam'ı ve Müslümanları, kendinden başka hiç kimseye tahammülü olmayan, terör yoluyla diğer dinlerin mensuplarını hedef alan bir konuda veya bir konumda göstermenin, İslam dinine yapılan en büyük bühtan olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu öyle büyük bir bühtandır ki güya İslam adına terör eylemi yapanların Müslümanlardan başka kimsenin kanını döktükleri, başka kimseye zarar vermedikleri gerçeğini dahi gizler. Zulüm gören Müslüman, ölen Müslüman, tüm yükü çeken yine Müslüman. Buna karşılık bunun gürültüsünü çıkartan, istismarını yapan, rantını yiyen, terörizm üzerinden İslam'a ve Müslümanlara hakaret eden ise Batı ve Avrupa. Bu çarpıklığı dile getirdiğimiz, yüzlerine vurduğumuz için de bize saldırıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, imkan bulduğumuz her platformda, hakkı ve hakikati savunmaktan vazgeçmeyeceğiz."

"BU MÜCADELEYİ BAŞARIYA ULAŞTIRMAKTA KARARLIYIZ"

Türkiye'nin, dünyadaki siyasi ve ekonomik güç dengelerinin yeniden şekillendiği kritik süreçte tarihi bir mücadelenin içinde olduğunun altını çizen Erdoğan, "Milletimizin birliği ve beraberliği ile devletimizin büyüklüğünden aldığımız güçle, bu mücadeleyi başarıya ulaştırmakta kararlıyız." diye konuştu.

Adil, ahlaklı, iyi, güzel, hayırlı olanı istediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dün, Bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma. Sen ne biçim siyasetçisin? Sana siyasetçi demek için sokaktan binlerce şahit getirmek lazım. Senin siyasetle alakan yok. Sende o yürek varsa siyasetçiysen benimle, siyasetçi arkadaşlarımla ilgili konuş. Biliyorsun ki onlar seni paçavraya çevirirler. Yakılacak çantalar arıyorsan, sizde çok. Yanınızda beyaz Türkler çok. Onların yakacak çantaları da vardır. O ayrı bir konu. Zeka yoksunu bir adamsın. Zira airbusları satmamızı istiyorsun. Onunla bunun ne alakası var. Birisi stratejik bir ürün. Bu, sadece Fransa'nın da değil zavallı. Bunun ortakları arasında İngiliz'i, İtalyan'ı, Alman'ı var. Tüm bunlarla beraber, bir ortaklığın, bir konsorsiyumun ürünü. Bundan bile senin haberin yok. Bu kadar zavallısın sen. CHP'ye gönül veren kardeşlerime diyorum ki iyi tanıyın bu adamı. Ülke için maalesef bu bir sıkıntı."

"BU ZİHNİYET, AVRUPA DEMOKRASİSİNİ KANSER GİBİ SARIYOR"

"Bu erdemli mücadelede attığımız her adımda karşımızda geçmişi sömürge ve katliam gibi insanlık suçlarıyla dolu olanları bulmamız, gittiğimiz yolun doğruluğunun işaretidir." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki asırdır dünyayı demokrasi, özgürlük, çoğulculuk, hukuk devleti gibi kavramlar üzerinden yönetenlerin gerçek yüzlerinin son dönemde ardı ardına yaşanan krizlerle birlikte ortaya çıkmaya başladığını dile getirdi.

Erdoğan, "Bu cilalı maskenin ardındaki faşist, ırkçı, kibirli, kendinden olmayan herkesi düşman gören zihniyet, Avrupa demokrasisini kanser gibi sarıyor. Avrupa değerleri, Fransa değerleri denen ve tüm dünyaya dikte edilen ilkeler, bizzat bunları vazedenler tarafından çiğnenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Özellikle İslam ve Türk düşmanlığının gizlenmeye dahi gerek duyulmayan bir kompleksin dışa vurumu olarak tüm Avrupa'da yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bedelini dünyanın ve insanlığın kalan kısmının tamamının acı ve sefalet olarak ödediği sahte özgürlük ve refah düzenlerinin tehdit altına girdiğini görenlerin hırçınlığı her geçen gün artıyor." diye konuştu.

"ZAFER, AZERİ TÜRKÜ KARDEŞLERİMİNDİR"

Türkiye'nin bu çirkin ve nobran zihniyetin saldırılarına rağmen, medeniyetinin ve tarihinin mirası olan sorumluluklarını yerine getirdiğini vurgulayan Erdoğan, bunun için Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan geniş coğrafyada mücadele yürüttüklerini söyledi.

Azeri Türklerinin kaybettiği toprakların ciddi bir kısmını geri aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, "İnşallah en kısa zamanda kaybettikleri toprakların, inanıyorum ki tamamını geri alacaklar. Azeri Türkler topraklarına yeniden dönecekler. İnanıyorum ki zafer, Azeri Türkü kardeşlerimindir. Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Buradaki mücadelede her an yanlarında olduk, yanlarında olmaya da devam edeceğiz." dedi.

Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'e Türkiye ve tüm dostları için daha huzurlu, güvenli, müreffeh bir dünyaya kavuşmuş olarak girmeyi hedeflediklerinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı güçlendirdikçe hedeflerimize biraz daha yaklaşıyor, mazlumlar ve mağdurlar nezdindeki itibarımızı sürekli yükseltiyoruz. Girdikleri yanlış yolu düzeltmeye çalışmak yerine, çıkış yolunu ülkemizi kuşatma altına alarak arayanların sonu hüsran olacaktır. Muhteris ve zalim yönetimleri bekleyen akıbet bir süre sonra kendi ülkelerinde dahi sokağa çıkamayacakları bir nefretin odağı haline dönüşmektir. Biz kendi yolumuzda ilerlemeyi sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis çalışmalarında milletvekillerine başarılar diledi.

Erdoğan, konuşmasının ardından düzenlenen törenle partilerinden istifa ederek AK Parti'ye katılan Marmaraereğlisi Belediye Başkanı Hikmet Ata ve Evrensekiz Belediye Başkanı Mustafa Nalbant'ın rozetlerini taktı.

MARKAR ESAYAN İÇİN ANI DEFTERİ OLUŞTURULDU

Bu arada, Grup Toplantı Salonu'ndaki milletvekili sırasına, hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan'ın kırmızı karanfillerle süslenen fotoğrafı koyuldu.

AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup toplantısındaki konuşması öncesinde, "Anadolu topraklarına, bu ülke ve insanlarına her bakımdan hayran olan, tam manasıyla demokrasiyi içselleştirmiş, aziz milletimizin iradesine, inancına, kültürüne, geleneklerine her şartta sahip çıkan, Türkiye sevdalısı çok değerli yol arkadaşımız Markar Esayan'ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Değerli arkadaşımızı bir kez daha tazimle yad ediyor, AK Parti ailesi olarak ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz." dedi.

Akbaşoğlu, Esayan için oluşturulan anı defterinin, milletvekillerinin duygu ve düşüncelerini ifade edebilmeleri adına 30 Ekim Cuma gününe kadar grup toplantı salonunda bulunacağını bildirdi. Kaynak: milliyet.com.tr

Güncelleme Tarihi: 11 Kasım 2020, 15:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195