Title of a News Article

Küçüközkan: Kadına şiddet arttı

.

Küçüközkan: Kadına şiddet arttı
banner206

Şanlıurfa Halk Sağlığı Müdürlüğünde Denetmen olarak görev yapan Yasemin Küçüközkan, Özgecan olayının ardından kadına yönelik şiddette azalma beklediklerini ancak buna rağmen kadına şiddet oranlarının arttığını söyledi.

Bu haftaki röportajımızın konuğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Şanlıurfa Halk Sağlığı Müdürlüğünde Denetmen olarak görev yapan Yasemin Küçüközkan oldu. Aynı zamanda Yazar olarak da görev yapan ve gazetemizde de köşe yazısı yazan Küçüközkan ile; Bu önemli günde kadınların yaşadığı sorunları ve kadına yönelik şiddet olaylarını konuştuk. Kadına yönelik şiddetten bahseden Küçüközkan, her geçen yıl kadına yönelik şiddet olaylarının arttığını, bu soruna devletin biran önce gerekli önlemler alması gerektiğini söyledi.

Daha güçlü Türkiye için kız çocuklarının okutulmasını da öneren Küçüközkan, “Özgür kadınların, saygın toplumlar demek olduğunu unutmamalıyız” dedi.

 

İşte o röportaj…

-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1979 yılında Kadirli'de (Osmaniye) doğdum. 2006 yılında Akdeniz Üniversitesi Ebelik bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. 2011-2013 yılları arasında Zirve Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemlerinde master programından mezun oldum ve 2013 yılında Mexico Universıdad Azteca Üniversitesinde Doktora programına kabul edildim ve şuan doktora tezimin hakem kuruldan geçmesini bekliyorum. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan 5 (beş) makalem bulunmakta ve ulusal/uluslararası düzeyde tebliğ ile katıldığım 17 (on yedi) bilimsel kongre ve toplantılar bulunmaktadır. Ayrıca yine uluslararası dergilerde yayınlanmak üzere yayın aşamasında olan 4 (dört) makalem mevcut. İş hayatımda bir çok sorumluluk ve yöneticilik yaptım şuan Şanlıurfa Halk Sağlığı Müdürlüğün de, Denetmen olarak çalışma hayatım devam etmektedir. Ayrıca 10 yıldır Şanlıurfa da meslek hayatım devam ediyor.

Bilimsel çalışmalar dışında;  2010-2011 yıllarında 'Vizyon' dergisinin sağlık köşesinde yazılarım yayınlandı. Kitap Kulübü (2012-2013), Edebiyat Ve Aşk (2013), 1 Okur 1 Yazar (2015-Halen), Sinada (2015-Halen), Urfa Star Gazetesi (2016-Halen) ile Sağlık Aktüel (2016-Halen), dergi ve gazetelerde yazı hayatım aktif olarak devam etmektedir. 'Aşka Yolculuk' isimli deneme kitabım 2012 yılında yayınlanmıştır. 2015 yılında 'Düğümlenen Sevdalar' isimli modern şiir kitabım İkinci Adam Yayınevinden yayın hayatına girmiştir. Şuan halen yazmakta olduğum bir roman bulunmaktadır.

Üyesi ve yönetiminde bulunduğum sivil toplum kuruluşları şunlar; Türkiye Ebeler Derneği İl Temsilcisi, Sağlık-Sen Kadın Kolları Yönetimi, Bilişim Derneği,  Şanlıurfa Fikir ve Edebiyat Grubu, BAYŞAD (Bağımsız Yazarlar Ve Şairler Derneği) Yönetimi, Şanlıurfa Sevgiye Muhtaç Çocukları Koruma Derneği Yönetimi, Doğa, Kültür ve Yaşam Derneği. Ayrıca okumanın insanda bitmek tükenmek bilmez bir zindelik kazandırdığını, çünkü hayatın bir ilim okyanusu olduğunu ve bizlerinde bu okyanusta kaybolmamak için her zaman okumaya, öğrenmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

 

-Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu önemli gün kadınlar için ne ifade ediyor?

Haklarından vazgeçmeyen, inancını ve kendine güvenini asla yitirmeyen güçlü kadınların günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Hayatımızın en özel varlıkları kadınlar.. Annemiz, eşimiz, sevgilimiz, arkadaşımız, kızımız…Kalplerindeki sevgiyi, merhameti karşılıksız sunan acıyla yoğrulmuş fedakâr kadınlarımız..

 

-Ülkemizde kadınların toplumdaki yerini nasıl görüyorsunuz?

Böyle bir günde üzülerek kadına yönelik şiddet konusuna değinmeden geçemeyeceğim. Ülkemizde her gün her üç kadından biri yaşı ne olursa olsun şiddete maruz kalmakta ve bu durum yapılan bilimsel çalışmalar ile desteklenmektedir. Anne karnında ceninden 85 yaşına kadar  yaşı ne olursa olsun şiddete maruz kalmaktadır. Ve her geçen yıl bu acı durum giderek artmaktadır. 2015 yılında, Özgecan olayı yaşandıktan sonra şiddet oranlarının düşmesi beklenirken daha da artmıştır. Aynı şekilde sağlıkta da kadın çalışanların şiddete uğrama oranı daha yüksektir (%60’a-%40). Şiddet uygulayan bu erkekleri de maalesef yine kadınlarımız, annelerimiz büyütüyor, yetiştiriyor. Çocuklarımızı yetiştirirken kadına düşen rol çok önemli bu yüzden anne olmadan önce bir kez daha düşünmeliyiz. Çocuklarımıza sevgiyi, şefkati, merhameti ve vicdan duygularını aktarabilmeliyiz. Ve sağlıklı nesillerin yetişmesi içinde, bu nesilleri, geleceğimizi yetiştirecek olan kız çocuklarımızı okutmalıyız, sosyal yaşamın içinde aktif insanlar olmaları sağlanmalıdır. Eskiye nazaran bugün Türkiye bu konuda daha güçlü, eğitim ve sağlık alanında imkânlar arttı ve kadınlar daha çok ekonomik, siyasi, sosyal yaşamın içinde, iş hayatında daha fazla yer almaya başladılar. Bunlar ileriye yönelik daha iyi olacağını düşündüğümüz adımlardır.

 

-Kadın olarak yaşadığınız zorluklar var mı?

Kadın, çalışma hayatında benzer kapasite ve becerilere sahip olduğu erkeklere denk bir çaba gösterse dahi, erkek hegemonyasının hüküm sürdüğü üst kademelere doğru yol almada ciddi engellerle karşılaşmıştır.

Kadın gelişmiş toplumlarda bile hak ettiği yere gelememiş olup; toplumda daha çok “anne” ve “eş” olarak ön plandadır. İş hayatında yükselmede eşitsizlik, ücretlendirmede eşitsizlik, sosyal haklardan yararlanmada eşitsizlik, cinsel taciz ve mobbing yaşanan zorluklar arasında en sık rastlananlardır. Bu sorunların üstesinden gelmede kadınların yönetim kademelerinde artması; yönetimin eril yanı ile birlikte dişil yanının da gelişmesi gerekmektedir.Özellikle üst düzey yönetim kademelerinde kadınların görülmemesi ve iş bulma ve yükselmedeki eşitsizlik, son yıllarda araştırmalara sıkçarastlanan bir konudur.  Kadınların üst düzey yönetim pozisyonlarına gelmelerinin önündeki görünmez ve yapay her türlü engeli ifade Eden cam tavan sendromu gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Erkek egemen bir örgüt kültürü sosyal, siyasi, ekonomik alanlarda karşımıza çıkmakta ayrıca cinsiyete dayalı basmakalıp yargılar ve çalışan kadının iş ve aile dengesi mücadelesi gibi sorunlar bulunmaktadır.

 

-Kadınlar özellikle bölgemizde ikinci sınıf bir vatandaş olarak görülüyor. Bu neden kaynaklanıyor?

Kadına karşı şiddetle mücadelede olduğu gibi kadının doğu ve güneydoğu illerinde hak ettiği yeri almasında, kadınların olduğu kadar erkeklerinde duyarlılıklarının artırılması, farkındalık oluşturulması ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir ve bunun için Bakanlığımızın yaptığı, bir çok ilde merkezlerini oluşturdukları müdürlüklerin bu konudaki faaliyetlerini artırması gerekmektedir. Kadınlara sunulan hizmetlerde ise kurumsal mekanizmaların eşgüdüm içinde çalışmalarını sürdürmesi gerekiyor.Kadına en temel haklarının iade edilmesinde erkeklerin eğitimine çok önemli rol düşüyor. Bu amaçla 2006 yılı Ağustos'unda askerlik hizmetini yapmakta olan er ve erbaşlara verilen yurttaşlık sevgisi eğitim programına kız çocuklarının eğitimi, kadınların istihdamı ve karar alma mekanizmalarına katılımları, kadına yönelik şiddet, töre cinayetleri, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konuları da dahil edildi.Ailelerin erkekleri kızlara göre önde tutan geleneksel ön yargıları bu bölgelerde kadının 2.planada yer almasında önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde birçok ailenin kızlarının bir an önce evlenmesini eğitimden daha önemli görmesi, kırsal bölgelerde kadın rol modellerinin nadiren görülmesi ya da hiç olmaması da bu duruma verebileceğimiz sorunlardır.

 

-Ülkemizde sürekli kadın cinayetleri yaşandığına tanık oluyoruz. Ayrıca çok sayıda kadının da şiddete maruz kaldığı görülüyor. Sizce bu neden kaynaklanıyor, ülkemizde bunun önüne geçebilmek için neler yapılmalıdır?

Daha güçlü Türkiye için kız çocuklarımızı okutalım. Özgür kadınların, saygın toplumlar demek olduğunu unutmamalıyız. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusuyla ilgili her yıl  bilimsel bir etkinlik (seminer, çalıştay, konferans, kongre gibi) yapılabilir.Eğitim çalışmaları ve bilgilendirme toplantıları yapılabilir.Kadın Araştırma Merkezlerinin ve benzeri birimlerin mekânsal koşullarının geliştirilip kaynak sağlanması. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının hazırladığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planında kurumlara düşen sorumlulukları, görevleri yerine getirmesi. Karar mekanizmalarına atamalarda toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi. Toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili projeler hazırlanmasını teşvik edilmesi. Cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı- afişler, broşürler, el kitapları, filmler vb.ni hazırlanması kritik bölgeler için daha fazla önem arz etmektedir. Derhal ulaşılacak acil telefon hatların olması bu konuda yapılan olumlu adımlardan bir tanesidir.

 

-Böylesi önemli bir günde bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Bu vesileyle de sizin ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.

Çok teşekkür ediyorum ve bende, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün, başta ülkemiz kadını olmak üzere tüm Dünya Kadınlarına sağlık, huzur ve mutluluk getiren bir yıl olmasını dilerim. Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.

Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2017, 16:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195