Title of a News Article

Maraş katliamı Urfa'da kınandı

.

Maraş katliamı Urfa'da kınandı
banner206

 Alevi Kültür Dernekleri Şanlıurfa Şubesi, Maraş Katliamının 37. Yıldönümünü basın açıklaması yaparak kınadı. Dernek Başkanı Reşit Burhan, yaptığı açıklamada, Maraş katliamı zamanında devletin olaylara göz yumduğunu iddia ederek, aynı vahşet ve yezit anlayışının halen devam ettiğini söyledi.

İBRAHİM HALİL ŞEKER
Bundan 37 yıl önce Maraş’ta 19 ile 26 Aralık günleri arasında Alevilere dönük bir katliam gerçekleşti. 
Resmi rakamlara göre; yedi gün süren olaylar sırasında 105 Alevi öldürülürken, Alevilere ait 200'ün üzerinde ev yakıldı, 100'e yakın işyeri tahrip edildi. Yirmi üç yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1–24 yıl arasında ceza aldı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise ulaşılamadı. Maraş Katliamının üzerinden 37 yıl geçmesine rağmen halen o kötü günler anılıyor. Bu anmalardan birisi de Şanlıurfa’da yapıldı. Sırrın Mahallesi’nde bulunan cem evi önünde bir araya gelen Alevi Kültür Dernekleri üyeleri, tarihe kara leke olarak geçen Maraş Katliamını kınadı.

Bir dakikalık saygı duruşunun ardından açıklamada bulunan Alevi Kültür Dernekleri Şanlıurfa Şubesi Başkanı Reşit Burhan, 19 Aralık 1978 tarihi Türkiye’nin alevi katliamları ile ilgili kanlı sayfalarından birine işaret ettiğini belirterek, “Bugün menfur olayın üzerinden 37 yıl geçmiş bulunmaktadır.

Geçen bu süre zarfında devlet Maraş’ta meydana gelen ve zamanın valisi, emniyet müdürü, içişleri bakanında bilgileri dahilinde olan ancak hiçbir tedbir alınmadan bir hafta süren ev ev sokak sokak cadde cadde alevi katliamlarına göz yummak suretiyle en az bu suçu işleyen caniler kadar gerekli tedbirleri almayan devlet erkanı da suçludur. Çünkü menfur olayın üzerinden geçen 37 yıla rağmen yapılan vasat hukuki yargılamalar meselenin özüne inmeden esas failler korunarak göstermelik failler icat edilerek olay aslından izole edilmek suretiyle normal bir vaka gibi gösterilmiş. Olayda ayaklarından bağlanıp fosseptik çukuruna atılan dedeler, karınları deşilen hamile kadınlar, kurşunlanan bebekler ve ailesinin gözleri önünde devletin korumasında tecavüze uğrayan kadınlar ve bu olayda yurdunu yuvasını terk eden aileler dolayısıyla kendi öz vatanından, toprağından, inancından kopartılan binlerce asimile edilmiş ve travmalar yaşayan bir toplum miras bırakılmıştır. Bu miras devletin yüz karasıdır” dedi.

“Hukuk devletinden beklenen vatandaşına gerek dilinden dolayı gerekse ırkından dolayı gerek inancından dolayı eşit mesafede olmalıdır” diyen Burhan, şunları kaydetti,

“Ancak mevcut yezit zihniyet dün neydiyse bugün de aynısıdır. Yani dün Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’da, Gazi’de, Hatay’da ne ise aynı bugün Suruç’ta, Ankara’da, Diyarbakır’da, Silopi’de, Cizre’de aynı vahşet ve yezit anlayış tüm hızıyla devam etmektedir.

Biz Alevi Bektaşi Kızılbaşlar olarak bütün dünya insanlarının ve özellikle yaşadığımız coğrafya olan Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında ayrıca Ortadoğu’da emperyalist ve kapitalist güçlerinin ve bunlara taşeronluk yapan uşaklarının bu bölgelerde yaşayan kadim halkların barışa, huzura, özgürlüğe susamışlıklarına engel olamayacaklarını anlamaları adına bir kez daha inadına barış, inadına demokrasi, inadına özgürlük diyoruz.”

 

Güncelleme Tarihi: 20 Aralık 2015, 15:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195