Title of a News Article

Satış: Büyük Türkiye’ye herkesin ihtiyacı var

Satış: Büyük Türkiye’ye herkesin ihtiyacı var
banner206

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Yönetim Kurulu Üyesi Şanlıurfalı Eczacı Sinan Satış, korona virüsünün bitmesi ile birlikte Türkiye devlet ve millet konsensusuyla yenilenerek yeniden büyük Türkiye olarak hedefine doğru yola çıkması gerektiğini belirterek, “İhanet savaş hukukuna göre yeniden hem içeriyi hem dışarıyı dizayn edip toparlayacak bir büyük Türkiye’ye herkesin ihtiyacı var” dedi.

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Satış, pandemi sonrası Türkiye’yi bölgesel güç olmaktan küresel güç olmaya doğru eviriltecek bir yüksek siyaseti inşa edilmesi gerektiğini söyledi.

2008 krizinden 10 kat daha yıkıcı bir krizin tüm insanlığı beklediğini vurgulayan Satış, “1 milyar insan işini ve ortamını kaybedecek. Pandemi gizlenen gerçekleri bir bir ortaya çıkardı ki, Kral çırılçıplak!!! Tüm küresel güçler dâhil Çin’de eriyecek ve Çin’in misyonu da diğer ülkelere kayacak. Küresel aksta en tepede devam eden kavganın sonunda Türkiye bu işten kazançlı çıkan yegane bir güç olmalıdır. Batının dahi sığınacağı yegane bir güçten bahsediyorum. Tüm bu gelişmelere şimdiden hazırlıklı olmak zorundayız” diye ifade etti.

DESAM Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Satış tarafından sunulan özet raporda, şu ifadelere yer verildi;

‘Türkiye’yi Küresel Güç Yapacak Yüksek Siyaseti İnşa Etmeliyiz!’

100 trilyon dolara yaklaşmakta olan dünya ekonomisi, tarihinin en çalkantılı dönemini yaşıyor. Geçmişteki tüm savaş ve krizlerin sebebi ekonomi idi oysa ki pandemi kaynaklı bu krizin sebebi değil ama sonucu büyük bir ekonomik kriz olarak karşımıza çıkıyor. Her ülkenin 125 nanometre boyundaki bir virüsün saldırısı karşısında yalnız ve tek başına kaldığı / biçare bırakıldığı bu ortamda Amerika, Almanya, Rusya, Çin dâhil her ülke kurucusu ve hamisi olduğu birlik ve ortaklıkları bir kenara bırakıp kendi halkını koruma, kendi ekonomisini toparlama ve kendi Covid - 19’uyla savaşım mücadelesi veriyor.

Avrupa, Amerika, Çin gibi nice birlik ve ortaklıklar, açık ve örtülü anlaşmalar, nice büyük hayaller, emperyal yapılar ve güçlü ümitler çatlama, yıkılma sinyalleri vermeye başladı. Covit 19 hemen her kabineye, meclise, ülkeye ve ülkelerin en şatafatlı saraylarına kadar girdi, tüm dünyayı daha önce görülmemiş bir şekilde esaret altına alarak kilitledi. Hiçbir ülkenin strateji enstitüsü, istihbarat örgütü, üniversitesi, holdingi böyle bir felaketi ve ortaya çıkan yerel ve global felaket etkisini öngöremedi.

“TÜRKİYE, KÜRESEL BİR GÜÇ OLMA SÜRECİNDE”

Türkiye, Covit 19 adlı bu küresel tsunamiden en az zayiatla ve dahi güçlenerek çıkacak bir ülke olmalıdır ki olacaktır da. Türkiye’nin devleti ve milletiyle, coğrafyası ve tarihiyle, misyonu ve perspektifiyle yani kimlik ve karakterinin bir gereği olarak bölgesel güç olmaktan öte küresel bir güç olmaya doğru hızlı ve emin adımlarla ilerleyeceği bir sürece girmiş bulunuyoruz.

Türkiye, dünyanın önce ilk 10 ekonomisi içine birkaç yıl içinde girecek ardından birkaç yıl içinde de yeni normalin ve yeni dünya düzeninin hem global üretim gücü ve hem de müşfik jandarması haline gelmelidir, gelecektir. Covid 19 isimli bu tufanı yüksek feraset atmosferi içinde değerlendirerek siyasetçilerin, devlet kurumlarının, sanayicilerimizin, yerel yönetimlerimizin, üniversitelerimizin biran önce halkla ve tüm pozitif insanlıkla işbirliği yapma zamanı gelmiştir. Hemen her sektörde kalite ve yetkinliği yukarıya taşıma zamanıdır.

“TÜRKİYE, BAŞARILI BİR KRİZ YÖNETİMİ YAPMIŞTIR”

Covid-19 pandemisinin uzun süre yaşanacağı beklentisi, pandemi sonrası hazırlık yapılmasını da önemli kılmıştır. Büyük liderlerin ve ülkelerin krizi yönetirken geleceği kurmak gibi bir sorumlulukları vardır. Covid-19 pandemisinde Türkiye, kriz öncesinde hazırlıklara başlanmış ve çevremizdeki tüm komşu ülkelerden sonra vaka görülmüştür. Kriz esnasında ise doğru yol ve yöntemlerle ülkemizde, gelişmiş ABD ve Avrupa ülkelerinden çok daha az can kaybı yaşanmış başarılı bir kriz yönetimi yapmıştır. Ülkemiz başta ABD, İngiltere ve Fransa gibi ekonomik olarak güçlü devletlere sağlık ekipmanı cihaz ve medikal ürün yardımında bulunarak pandemi geçişi sonrasında da hazırlıklı olacağını göstermiştir.

Türkiye kriz yönetme öngörü ve tecrübesi ile bölgesel ve küresel ilişkilerde çoklu eylem yöntemi ile hareket etmek suretiyle yapıcı bir aktör rolü oynayabilecektir. Bunun yanı sıra, büyük felaketlerin ardından gelen değişim dönemlerini yönetebilen devletlerin kamu ve tüzel kesimdeki şahsiyetlerinin uluslararası DSÖ, BM, NATO örgütü gibi önemli mevkilere getirilmesi yönündeki tercih, Türkiye’nin yakın gelecekte bölgesel ve küresel yapılarda temsil edilmesi ve etkinlik gücünü artırmasını sağlayacaktır.

Türkiye’yi her şeyiyle dünyada yüksek standartlı insan onuruna ve saygınlığına uygun olarak yaşanacak yegane ülke haline getirmek milli mefkûremiz olmalıdır. Bu mefkûre bizi bambaşka bir yere taşıyacaktır. 2023, 2053 hedeflerinden daha büyük bir şeydir bu mefkûre. Bu mefkûre bizi madden, manen ve zihnen kadim medeniyetimizin hedefine, öz benliğine bağlayacaktır. Türkiye gibi bir ülke için her zaman bir çözüm vardır ve olmuştur. Önemli olan Türkiye’nin bu çözüme ne kadar yakın olduğu ve çözümü ne kadar iyi gördüğüdür. Türkiye kadim medeniyetinin basiretiyle bu krizi global bir fırsata dönüştürerek başta necip milletine olmak üzere tüm dünya barışına ve mazlum insanlığın esenliğine en proaktif bir şekilde etki ve tesir edebilecek bir siperde mevzi kazanmıştır.

Bu minvalde vahşi kapitalistlerin ve zalim emperyalistlerin ve onların yerel mümessillerinin yüzyıllardır işkence ve tecavüz ettiği tüm halkları mazlum milletler kategorisinde değerlendiren Dünya Turkuaz Birliği’nin çoban ateşini yakan Türkiye’nin biran önce yalnızca Müslüman ülkelerin değil dünyanın beklediği bir çıkış yapmasına, hakkı temsil eden bir odak kurmasına ihtiyaç vardır.

 “HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”

Küresel aksta devam eden dijital medeniyet kavgasını kim kazanırsa kazansın ardık hiçbir şey asla eskisi gibi olmayacaktır. Artık tüm kurallar, kanunlar, antlaşmalar dayanaksız kalmış durumdadır. Ticari ve sınai antlaşmalar dahil devletlerin kuruluş ve barış antlaşmaları da öyle ölmüş, geçersiz kalmıştır artık. Lozan’da, Versay’da, San Francisco anlaşması da öyle.

Her devlet eğrelti ve pamuk ipliğine bağlı hale gelmiştir artık. Yenidünya düzeni kuruluna kadar eskiler eski halini sürdürmeye mecbur kalmıştır. Amerika, Almanya, Çin, Rusya tüm dünya ülkeleri de öyle. Cumhuriyetten bile söz edemeyiz artık. Tüm dünyada para, teknoloji, CEO yönetimleri küreselciler aleyhine, ulusalcılar lehine el değiştiriyor.

Covid 19 bitince oluşacak yeni normal sonrası tüm devletler kendini yeniden kuracak yahut yerlerine dijital devletler kurulacaktır. Tüm rejimler ve bütün sistemler değişecektir. Türkiye devlet ve millet konsensusuyla yenilenerek yeniden büyük Türkiye olarak hedefine doğru yola çıkmalıdır. Anadolu’yu merkezine alan büyük bir küresel organizasyondan, Turkuaz birliğinden kastediyorum. Yeni bir dünya kurmak isteyen yeni bir Türkiye’den bahsediyorum. İhanet savaş hukukuna göre yeniden hem içeriyi hem dışarıyı dizayn edip toparlayacak bir büyük Türkiye’ye herkesin ihtiyacı var.

Güncelleme Tarihi: 01 Haziran 2020, 23:41
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195