Title of a News Article

Tatlıses ile ilgili duygu dolu yazı...

Tatlıses ile ilgili duygu dolu yazı...
banner206

Gazetemizin yeni yazarlarından Abdülhamit Pehlivan, ilk yazısında Urfalı Ünlü Türkücü İbrahim Tatlıses’i kaleme aldı. Pehlivan, “Unuttuk mu seni ne? İbrahim Tatlıses.’ İsimli köşe yazısında duygu dolu ifadeler kullandı. 

Gazetemizin yeni yazarlarından Abdülhamit Pehlivan, 14 Mart 2011 tarihinde silahlı saldırıya uğrayarak ağır yaralanan ve yapılan tedavi sonucunda hayata tutunan Ünlü Türkücü İbrahim Tatlıses’i köşesine taşıdı. İbrahim Tatlıses ile ilgili duygulu bir yazı kaleme alan Pehlivan, Şanlıurfalıları İbrahim Tatlıses’i unuttuğunu söyledi. Pehlivan, “Unuttuk mu seni ne? İbrahim Tatlıses.” Adlı köşe yazısında, Tatlıses’in Urfa’yı tanıtımına, herkesin örnek Tatlıses’i örnek aldığına vurgu yaptı.

Pehlivan, yazısında şunları dile getirdi;

01 Ocak 1952 senesinde doğdu, Babası Arap , anası Kürt, kendisi’de Türk oğlu Türk. Babası ciğerci Ahmet,Annesi Leyla hatun idi.Tüm Urfalı gençlerin gönlünde ve hayalinde yatan bir kabadayı abi’siydi.Bir sinema filminde Ciğaranın boçıkını keserek ciğarasını içerken,ertesi gün sokaklar kullanılmamış ciğara izmariti ile dolmuştu,Siyah paltosunun üstüne beyaz atkıyı dolarken,ertesi sabah Urfa’da beyaz atkı karaborsa olurdu,tesbih’inin sallama şekli, yalnız gençlerde değil, bütün memlekette bir hobi oluşturdu ve hanımağalar bile artık tesbih sallıyorlardı Urfa’da.Lafları hala ‘’kapak sözleri ‘’ olmuş, kimileri içinde baba sözler olarak söyleniyordu.Bizimki'de böyleydi işte sevgimiz,saygımız ona karşı.

Ya davullu halay oyunun oynamasına ne desem acaba.!Onun oynama şekli her düğünde ön planda tutulurdu.Elleri arkadan bağlı,omuzlar önde,baş aşağıda ,gözler ayakta her müziğin ritmine uydurarak başlardı oynamaya. Yalnızca kabadayıcıların abisi değildi ayrıca;Şarkıcı,Besteci,Söz yazarı,Oyuncu,Fenerbahçelilerin amigosu,Yönetmen, Film yapımcısı, Sunucu ve İş adamıydı. Herkesin abisiydi . Okumamıştı veya okuyamamıştı yada okutamamışlardı,ama her şeyi okutabiliyordu, anlayacağımız şekilde anlatabiliyordu bizlere.Hani her defasında söyler ya; Urfa'da sanki Oxford vardı da biz mi gitmedik .Bize ne demek isteğini, ancak biz şark’lılar iyi biliriz.Urfa onu sevdi,o Urfa’yı sevdirdi.Onun sayesinde tüm dünya’daki Müzik severler, kabadayı adayları Urfa’yı ve onu tanımaya , dinlemeye, Sevmeye vede örnek almaya başladılar.

Mağaralarda insanların yaşadığını o bize hatırlattı vede mağaralarda nasıl insan olunduğunu’da o bize gösterdi.Çocuk yaşta ev geçimini ve kardeşe sahip çıkmayı vede o çocukluktaki cesareti o bize gösterdi.Saçlarımız kıvırcık olmasa’da kıvırcık yapar,olmayan bıyıklarımızı jiletle kaza,kaza bıyık çıkartırdık sırf ona benzeyelim diye.Hele o yürüyüşü hiç değişmediki, bizlerde onu takiben yaptığımız yürüyüşümüzü değiştirelim.Emin adımlarla hızlı,hızlı ve enerjik bir yürüyüşüne hayrandık her yürüyüşünde.Hep derdim arkadaşlarıma; birgün giderse kimi dinleyeceğiz diye.?

Evet sanki o gün gelmişti ;14 Mart 2011 de sesini kıstılar.Yalnızca sesini değil,varoşların ve mağarada yaşayanların kabadayılık hayallerini’de yıktılar.Çünkü;’’yıkılan ağacın gölgesi olmaz’’ diye biliyorlardı onlar.Ve o ağacı yıktılar,gölgesini altında bıraktılar.Bizler o ağacı kaldıramadık ve gölgene sahip çıkamadık.Ama sen olsaydın kim bilir neler yapardın, neler. Senki her konuşman’dan Urfa’yı ve urfa kültürünü ,Urfalı babeleri ve Urfa kebaplarını,Urfalı İsotçıları ve kahvaltıda Urfa ciğerini,İbrahim’ini,Nemrud’unu,Anzılha’sını,Mağaralar’da Gece’leri,Halili Rahman-ı, Ana’ya saygıyı,yaşlılara baston olmayı, Ozanlarını, Barak ustalarını, Siverek şalvarını, çiğ köftesini, içli köftesini ve şıllık tatlısını anlatırdın.Öğretmen değildin ama,milyonlarca öğrencin vardı her hafta televizyon başlarında seni ağzı açık dinlerlerdi.Malesef içimiz ile dışımız bir değilmiş be ağey.Biz sadece dua’larımızla ikna edebildik seni.Tabi ikna olmuşsan eğer.? zannetmiyorum’da gerçi.Kırgın’sın,dargın’sın,küs’sün bize biliyorum ama,hayat işte bazen oyun oynayacak’tır size. Bazen hayatta bazı şeyler yolunda gitmeyebilir. İnsan her şeyden nefret eder, yaşamaktan bıkar;ama’’ Herşeye rağmen yola devam’’ dersin.Umarım sende bizi affeder ve her şeye rağmen yola devam dersin bügünlerde.Çünkü senin bügün bu lafa ve bizlerin duasına ihtiyacın var hissediyorum.

Sen.; evine yada hastaneye çekilmenle 2010’lu yılların kabadayılarının felsefesi değişti.Delikanlılık adına kabadayılık dönemi kapanarak,milletvekili kabadayılık dönemine girdikbe ağey.Yeraltı,yer üstü,yer sofrası falan-filan hepsi kalktı be ağey.

Kime ağey diyeceğimizi şaşırdık be ağey.Gün geliyor mesala ;Perşembe günü, Polat ALEMDAR Pazartesi günü Kenan İMİRZALIOĞLU ,Salı günü Memati BAŞ,Çarşamba günü komiser Mesut ,Cuma günü Nihat HATİPOĞLU oluyoruz,ama bir türlü o istediğimiz adam yani ‘’sen’’ olamıyoruz be ağey.Müzik aleminde kimi dinleyeceğimizi’de bulamadık be ağey daha.Senin zamanında kaset almaya bile gerek yoktu bazen, çünkü heryer’de senin türkülerin söyleniyordu. Evlerde,arabalarda,sokaklarda,Çay ocaklarında,düğünlerde hele,hele halk otubuslerinde.Ya şimdi.?kimse çalmıyor be ağey.Bügün abide meydanın’dan girdim,ta Halilülrahman gölüne kadar yürüdüm,kimse senden bahsetmiyor vede türkülerini çalmıyorlar be ağey.Urfa özünden,bizler’de sözümüzden çıkmışız be ağey haberin olsun.Çıkmasaydık şimdi senin yanında olurduk,çıkmasaydık senin nerde olduğunu bilirdik,çıkmasaydık neye ihtiyacın var bilirdik, çıkmasaydık, çıkmasaydık, çıkmasaydık; çıkmışız işte ağey,çıkmışız özümüzden…

Senin; şuan’da tüm hemşehrilerinin yanında olmasını ve beraberce kebap yemeyişlerini çok özlediğini biliyorum ağey.Bu zor günlerde dualarıyla beraber desteklerine ihtiyacının olduğunu’da biliyorum ağey,umarım bizleri affedersin.Çünkü seni çok kırdık ve yalnız bıraktık be ağey.Sen hala gözlerin kapıda,kulakların telefonda bizden bir ‘’Alo ‘’ bekliyorsun.?

-Bekleme ağey,bekleme…

Allah'ım ! Rahmet, şefkat ve merhametine sığınarak huzurunda el açıyor, ve ağamız İbrahim TATLISES’e acil şifalar ihsan eyle.Onu Ailesine ve Urfalılara bağışla,tekrar aramıza dönmesini nasip eyle. ALLAH’ım...’Alnı secdede duranların ,hesabı nefsine soranların, gözlerini ilimle yoranların, emaneti yoluna serenlerin,kabede ağlayan gözlerin hatırına bu ağamızın hastalığına acil şifalar ihsan eyle. eyleki oda bize hasta yatağında dua etsin,çünkü hastaların duası çabuk kabul olunur.Ve bizde özümüze ve sözümüze döneriz..

Selam saygı ve hürmetlerimle..

 

Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2014, 16:31
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195