Şanlıurfalı İş Adamı Reşat Toprak, Şanlıurfalı gençlere önemli tavsiyelerde bulundu. Gençlerden öncelikle dürüst olmalarını isteyen İş Adamı Toprak, “Bir insan dürüst olursa her noktada altından kalkamayacağı bir yük yoktur. Ayrıca baba malına da kimsenin fazla güvenmemesi gerekir” dedi.

RÖPORTAJ:REŞAT UZUN

Gazetemizin bu haftaki konuğu Şanlıurfalı İş Adamı Reşat Toprak oldu. İnşaat ve turizm alanında yaptığı yatırımlarla 400’ün üzerinde kişiye istihdam sağlayan Genç İş Adamı Toprak, röportajımızda çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şanlıurfa’nın geleceğinin çok parlak olduğunu belirten Toprak, “Gelişim noktasında Urfa’nın ucu çok açık, Urfalılar olarak hepimiz el ele verirsek Urfa’nın çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum” dedi.

Toprak, Şanlıurfalı gençlere de çağrıda bulunarak,  “Urfalı kardeşlerime en büyük tavsiyem; En başta dürüst olun, bir insan dürüst olursa her noktada altından kalkamayacağı bir yük yoktur” diye ifade etti.

İşte Reşat Toprak ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Reşat Toprak, 1977 yılında Şanlıurfa’da doğmuşum. İlkokulu Cengiz Topel’de okudum, Merkez Ortaokulu ve Urfa Lisesi’nde eğitim gördüm. Üniversite eğitimimi de Harran Üniversitesi İşletme Bölümünde tamamladım. Açıktan da Anadolu Üniversitesini bitirerek 4 yılık iktisat mezunu oldum. Daha sonra askerliğimi tamamlayarak ticari hayatıma başladım. Evli ve 3 çocuk babasıyım.

Şanlıurfa’da iş dünyasının içerisindesiniz, devlet kadrosu değil de genç yaşta iş hayatına atıldınız. Ticari hayatınızın nasıl başladığını anlatır mısınız?

Ticari hayata atılmamızda babam Mehmet Toprak’ın çok büyük önderliği oldu. Babam da Sağlık Personel Müdürlüğünde devlet memurluğu yapmıştı, kendisi ticari hayata atılınca bizde ister istemez bu alana atılımımız oldu. Ticari hayatta ilk bizim mobilya mağazaları zincirimiz vardı, babamızdan sonra biraderlerim İbrahim ve Murat ile birlikte bu mobilya mağazasından daha farklı Urfa’nın ekonomisine, istihdamına katkı sağlayacak şekilde gelişimlerimiz oldu. Bu kapsamda inşaat sektörü girişimimiz oldu, inşaat sektöründe ilk başta yapsat üzerine çalışmalar yaptık. Yapsat sektörü belli dönemlerde yaşanan krizlerden dolayı dar boğaza girince bunun yanında Urfa’da bulunmayan ve insanların ihtiyacı olan bir patlayıcı maddesi deposu kurduk.  Bu süreçten sonra inşaat taahhüt işlerine girişimimiz oldu, beton santralı kurduk ve Ankara’da turizm olarak otelcilik yatırımımız oldu. Şuanda bünyemizde 400’ün üzerinde personel çalışıyor. İnşaat taahhütte geçen seçimlerden bu yana ciddi bir kriz yaşanıyor. Başbakanımız ve Bakanımız Faruk Çelik başta olmak üzere bu yaz inşaat sektöründe ve yatırımcıların yaşadığı kriz ortamının yazın geçeceğini ve yatırımcılara destek vereceklerini beyan ettiler. Bizde bu kriz ortamı olmasına rağmen yatırımlarımızı devam ettirmekteyiz. Urfa için, insanlar için faydamız olabilecek her noktada yatırıma da devam etmek arzusu içerisindeyiz.

Urfa’da çok az ortaklık kültürü var ama sizin ortak olduğunuz bir grupta var. Ortaklık kültürü ile ilgili neler söyleyeceksiniz, birlikte hareket ediyorsunuz, ortaklarınız kimler? Ortaklıkla ilgi Urfalılara nasıl bir tavsiyede bulunursunuz?

Ben bunu her zaman derim; Taahhüt işlerimiz Doğan İnşaat Tic. Turizm adı altında devam ediyor. Burada Mehmet Çiçek ve Ömer Eyyüpoğlu ile beraberiz. Patlayıcı A.Ş.’de aile şirketi olarak ortaklığımız devam ediyor. Ortaklık olarak Urfa’da insanların yaşadığı büyük bir sıkıntı var. Nedir bu? İnsanların birbirlerine özgüveni maalesef belli bir şeylerin sahibi olunca oluşturdukları oluşumun ileriye doğru gidişi hızlandığı zaman, buradaki gelir artışı arttığı zaman insanlar “Bu işi ben yapamam mı?” demesidir. Ama bunu unutuyorlar şimdi ortaklık vizyonu bizim Urfa’da belli bir yerden sonra “İşte benim evladım büyüdü, işte benim çocuğum büyüdü ve artık ben onla devam edeceğim” gibi sıkıntılar çıkıyor. Bunun yanında en önemli şey; Kurumsal çalışmadır. Yani kurumsallık dediğimiz nedir? Hamurun içinde bir el olmasıdır. Şimdi bizim Urfa’da herkes hamurun içinde elim olsun diyor, bir şeyler yapayım derken maalesef kaybettiriyor. Biz mesela kendi işimizdeki ortaklıklarda herkesin kendi işi bellidir. Sektörlerde hangi grup firmamız varsa o firmanın bir yetkilisi olur ortaklarda, o işin bütün sorumluluğu iyisi de gelse kötüsü de gelse onun sorumluğundadır. Maalesef Urfa’da bu eksilik var. Bizim Doğan İnşaat 1995 yılında kurulmuş bir şirkettir, bugün 2016 yılındayız 21 yılık bir geçmişi olan bir firmadır. Biz elimizden geldiğince burada teknik kadroya yetişmiş insanlara önem veriyoruz, bunların gelişimi için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Tabi ki bu insanların eksiği de oluyor, eksikliğin olduğu dönemde biz devreye giriyoruz.

Geçen yıl yapılan seçimin iş dünyasına ne gibi etkileri oldu. İş dünyasının gelecekle ilgili kaygısı var mı? Ayrıca inşaat sektöründesiniz Urfa’nın bu gelişimi nereye kadar devam eder?

Ben son sorunuzdan başlayayım cevap vermeye; Gelişim noktasında Urfa’nın ucu çok açık, Urfalılar olarak hepimiz el ele verirsek Urfa’nın çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Yahudilerin ve Ermenilerin bir olayı vardır; Bir esnafın işi kötüye gittiği zaman, iflasın eşiğine geldiği dönemde o insanlar o esnafa sermaye verir, o esnafın işini düzeltmesini isterler. Maalesef bizim Urfa’da en büyük eksikliklerimizden birisi de budur. Bir insanın ayağı taşa takıldığı zaman bizde o taştan sonra bir çelme takmanın peşindeyiz. Bugün hepimiz diyoruz ki; Urfa bir Antep neden olamıyor? Bunu sadece ekonomi anlamında söylemiyorum, spor anlamında söylüyorum, ekonomi anlamında söylüyorum, sosyal hizmet olarak söylüyorum yani hiçbir şekilde yetişemiyoruz. Neden yetişemiyoruz? Biz burada hepimiz el ele verirsek siyasimiz, bürokratımız, iş adamımız, memurumuz, işçimiz yani hepimiz bir birleşim içerisine girersek Urfa’nın önü gerçekten çok açık, Urfa’nın geleceği çok güzel. Urfa’da insanlar arasında bir algı eksikliği var, bir tanıma eksikliği var. Urfa parasal olarak gelişebilir, bina olarak gelişebilir ama bizim eksik olan konularımız var; Urfa’da bir sosyal etkinlik yoktur. Hükümetimizin Urfa’da en büyük desteği eğitime oldu, çok güzel okullar yapıldı. Bu bir gelişim ve bir ilerlemedir.

Şanlıurfa, belki seçim sürecinde çok büyük bir kriz yaşamadı ama Türkiye genelinde çok büyük bir kriz ortamı oldu. Şuanda bankalara borçluluk oranı çok yüksek, memur kredi kartı borcu batağına girmiş.  Biz insanlar olarak lükse alışığız, belli bir kaliteye alışığız. Örneğin; Eskiden oturulan daireler, evler çok farklıydı şuankiler çok farklı, şuanda lüks araçlara biniliyor. Güneydoğu’da operasyonlar var, bizim memleketimizde çok acılar yaşanmasa da bizde doğal olarak etkileniyoruz. Urfa, turizm noktasında inanç ve kültür turizmi olarak Türkiye’nin gözbebeği ama bu terör olaylarından dolayı bizim çevredeki iş adamlarından aldığımız bilgilere göre; Turizm noktasında çok büyük bir kriz yaşanıyor. İnşallah bu geçici süreç de geçtiği zaman çok güzel olacağına inanıyorum. Yeni kurulan bir hükümetimiz var, yeni bir başbakanımız var; İnşallah verilen taahhütler önümüzü açacaktır.

Şanlıurfa’da Memleket Meclisi var, bu platform önemli toplantılara da ev sahipliği yaptı. Urfa’nın genel bir özetini çıkarır mısınız, Urfa’da gençlik başta olmak üzere ne gibi sorunları tespit ettiniz?

Bende Memleket Meclisinin üyesiyim ve orada bulunmaktan da çok büyük bir şeref duyuyorum. Sayın Valimiz İzzettin Küçük’ü, Büyükşehir Belediye Başkanımız, ilçe belediye başkanlarımız, en son emniyet müdürümüz ve başsavcımız konuğumuz oldu. Biz kendileriyle çok güzel Urfa için yapılabilecek önerilerimizi sunduk, kendileri de şuanda yaşanılan sıkıntıları dile getirdi.  Memleket Meclisinde bulunan üyelerin hepsi bağımsız, yapılan toplantılarda herkes isteklerini dile getiriyor, onarlın görmedikleri konuları tartışıyoruz, istişare ediyoruz. Şanlıurfa’da belki şuanda 100’ü aşkın STK var, bu STK’ların içerisinde en başarılı olacak biri Memleket Meclisidir. Çünkü Memleket Meclisinin üyeleri Şanlıurfa’nın sorunlarını çok güzel bir şekilde üst yetkililere dile getiriyor. Memleket Meclisindeki en güzel olay; herkes özgürce düşüncesini dile getiriyor, gördüğü eksiklikleri dile getiriyor. Bunun yanında en önemli olan sonuçtur, takiptir. Bu konuda da çok güzel gayretler sarf ediyor.  İnşallah Urfa için iyi olacak, Urfa’da daha güzel şeylerin olacağına inanıyoruz. Gerçekten yaşanılabilir bir şehirde, huzur ortamında yaşıyoruz. Memleketimize sahip çıkalım.

Genç yaşta bir iş adamı olarak Urfalı gençlere nasıl bir tavsiyede bulunmak istiyorsunuz?

Urfalı kardeşlerime en büyük tavsiyem; En başta dürüst olun, bir insan dürüst olursa her noktada altından kalkamayacağı bir yük yoktur. İnsanlarımız gençlerimiz, kendilerini iyi geliştirmeliler. Şuanda maalesef üzüldüğümüz bir olay var, tabi Türkiye’nin bir kâbusu; Sağlığa zararlı dediğimiz bir uyuşturucu var. İddia sektörü var, bunlardan uzak durmalarını, çevrelerini iyi bir şekilde oluşturmaları, iş noktasında geleceğe iyi bakmaları ve en basiti de baba malına güvenmemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü insanın kendisinin yaptığı bir şeyden aldığı haz ve mutluluk bir başkasının babası bile olsa kendisine yaptığı bir şeyle haz ve mutluluk aynı olamaz. Çevremizde eşimiz, dostumuz tanıdığımız iş adamları var; Bu konuda en büyük sevindiğim nokta memleketlerine yatırım yapmaktır. En büyük sıkıntımız bu; Belli bir güce sahip olduğum zaman Urfa’dan çıkayım. Biz bu memlekette doğduk, bu memlekete büyüdük biz neden paramızı götürüp baka bir memlekete yatıralım. Memleket milliyetçiliğine sahiplenelim, biz yatırımlarımızı buraya yapalım, çocuklarımıza iyi bir miras bırakalım.