Title of a News Article

Hiç geçmeyen yaramız…

Hep bir sancıya gebe bu topraklar,

İyiye, güzele ait ne varsa bozguna uğrattılar bir bir,

Bulanık akıyor dereler, sular.

Halka karşı daima içimizde sevgi ve nezaket beslerken,

Bir canavar besler olduk içimizde.

Kutsal görevimiz birlik olmaktı;

Şimdi huzur kaçıranları engelleyemez olduk.

Bu Ülkenin topraklarından çıkan cevherlere hayret etmemeli,

Eğer onlar olmasaydı gök inler, yer sallanırdı.

Zaman alacak biliyorum fakat öğrenmeli insanlar;

Zorbaların sadece görünüşte galip olduklarını,

Kitapların mucizelerini görebilmeleri.

 

Mescitler yapı bakımından çok parlaklar ancak hidayet bakımından harap.

Alim ile cahili karıştırır olduk birbirine.

Giden günlerimiz dönmeyecekler geri, yaşamaya çalışma yaşa!

Ölüm var o halde neden despotluk yaparsınız birbirinize?

 

İnsan, haklı olduğu mücadeleden korkmamalı,

Çiğnenip, ezilmeden dimdik durabilmek ne güzel..

Gücünü, kuvvetini, aklını nerede kullanacağını bilmezsen bir ılık meltem

Savurur seni oradan oraya..

Kendimizi ne zaman üstün görmeye başladık bir başkasından,

İşte o zaman başladı bu topraklarda kin ve nefret..

Bizden önce yaşayıp gitmiş kişiler, biz de size ulaşmak üzereyiz,

Ölüm hemen arkamızda.

Yükümüzü hafifletmek için dualar ediyoruz…

Eğer yeniden başlayabilseydim hayata demeden, yaşayabilmek ne güzel.

 

Dünyaya şuurlu bakmanın tek gerçeği;

Kendi içine yolculuk yapabilmendir iyilikle, sevgiyle.

Öfke dünyanın sonunu getirir,

Dünya kararır, kan ağlar

Yedi yıldız dokuz kat gök inler,

Yerde, gökte insanlar melekler ve cinler feryat eder;

Bu şeytanın insanı aldatma sanatına…

 

Sevgiyle…

YORUM EKLE

banner195