Title of a News Article

Bosnalı Yönetmen Urfa'yı konu aldı...

Bosnalı Yönetmen Urfa'yı konu aldı...
banner206

 Yetim filminin yönetmeni Aida Begic, mülteci kamplarını gezerek filmin hikayesini oluşturduğunu ve bir noktadan sonra gerçekle kurgunun iç içe geçtiğini söyledi. Begic,”Ben başörtülü bir Müslümanım ve bunun için çok özel bir noktada olduğumu düşünüyorum ve bunun sorumluluğunu taşıyarak bunu yaymaya, onların sesini duyurmaya çalışıyorum.” dedi.

Röportaj: Gülcan Tezcan

                                                                          

Aida Begic’in bir buçuk yıldır ön hazırlıklarını sürdürdüğü Yetim filminin çekimleri geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Kendisi de bir savaş çocuğu olan Begic’in büyük bir özen ve hassasiyetle yürüttüğü film, Suriyeli dört yetimin hikâyesini konu alıyor.

Bosna Hersek’li yapım şirketi Film House Sarajevo’nun yapımcısı olduğu ve 350’den fazla mültecinin de rol aldığı Yetim’de Fransa, Ürdün, Türkiye ve Filistin’den bilinen Arap oyuncular Urfa’ya gelerek amatör çocuklarla aynı sahneyi paylaştı.

Aida Begic filmin oyuncu seçimleri için bölgede çalışan yardım kuruluşları aracılığıyla 250’den fazla çocukla atölye çalışması yaptı. Kilis, Akçakale, Nizip ve Gaziantep’teki mülteci kamplarını gezen Begic, yüzlerce insanla tanıştı, araştırmalar yaptı. Böylelikle filmin hikayesi gerçek kişi ve olaylardan esinlenerek yazıldı.

Film Peygamberler şehri Şanlıurfa’da toplam 6 haftada çekildi. Balıklıgöl, Urfa kalesi, Germuş Köyü ve şehir merkezindeki tarihi yerler kullanıldı. Toplam 13 ayrı ülkeden oyuncu ve ekip Şanlıurfa’da filmin çekimlerine katıldı. Sette Arapça, Türkçe, Boşnakça ve İngilizce konuşuldu. Filmin sınır sahnesi, Şanlıurfa’nın 10 kilometre dışında inşa edilen yapay sınırda gerçekleşti. Bu sahnede 300’den fazla oyuncu kullanıldı ve mültecilerin sınır geçişleri yeniden canlandırıldı. Böylelikle proje bir sinema filmi olmanın çok ötesinde kahramanlarını da hikâyeye dahil eden ve yetim çocuklara kendilerini ifade etme noktasında farklı dünyaların kapılarını aralayan bir sosyal sorumluluk projesine dönüştü.

aida-begic

 ÇOCUKLUKLARI YARA ALMIŞ AMA BİTMEMİŞ

Aida Begic filmle ilgili olarak, “Her savaş aynıdır, çocukların savaşlarda çektikleri acılar ise normal hiçbir insanın soğukkanlılıkla yaklaşamayacağı bir meseledir. İsa, Ahmed ve Mutez Türkiye’de yaşayan Suriyeli çocuklardır. Fakat onlar dünyanın herhangi bir yerinde aynı veya benzer bir kaderi paylaşan herhangi bir çocuk da olabilirlerdi. Çocuklukları darbe yemiş, yara almış olsa da bitmiş değildir. Bulundukları koşullara bağlı olmaksızın bu çocukların ihtiyaçları, oynamak, hayal kurmak, birisi tarafından sevilmek ve korunmak isteyen herhangi bir çocuğun ihtiyaçları ile aynıdır.

Her ne kadar travma atlatmış ve yürekleri yaralı olsa da bu çocuklar hayatı, insanları ve birbirlerini yeniden sevmek için yeterli gücü ve güzelliği kendi içlerinde bulacaklardır.” diyor yapım notlarında.

Bu yüzden O’nun anlatımıyla dünyaya ulaşacak olan Yetim filmi, zaman zaman bir iki fotoğraf karesiyle oluşup sonra yok olan insani duyarlılığımızı bir kez daha ve umut ederiz ki daha uzun süreliğine harekete geçirebilecek etkiye sahip bir yapım.

Avrupalı bir yönetmen olarak sinema dünyasında ayrıcalıklı duruşu ve naif sinema diliyle uzun süredir hayranlıkla takip ettiğim usta yönetmenle Şanlıurfa’daki setinde ayaküstü de olsa konuşma fırsatı buldum. Projeyi basına tanıtmak için gerçekleşen buluşma setin nasıl sıcak bir ortamda gerçekleştiğini görmemize de vesile oldu. İşte Aida Begic’le ve sonrasında filmin başrol oyuncusu yaptığım mini söyleşi:

Yetim, sıradan bir film değil. Siz bu film için Suriye’den gelen yetim çocuklarla bir yıldır bir araya geliyorsunuz. Adeta uzun soluklu bir yolculuk bu. Sizde nasıl bir karşılığı var bu yolculuğun?

Bu film benim için çok ilgi çekici, mükemmel bir deneyim oldu. Gerçek hikâyelerden yola çıktık. Bu yolculukta kazandığım güzel deneyimleri kelimelerle ifade etmem mümkün değil.

Çocuklarla çok duygusal bir bağ var artık aramızda. Bu kadar güzel bir birliktelikten  ve aile gibi olduktan sonra onlardan nasıl ayrılacağım ve normal hayatıma nasıl devam edebileceğim hakikaten bilemiyorum. Bizim için çok zor olacak. Bunu düşünmek beni hakikaten duygusallaştırıyor.

Filmin sanatçı sorumluluğu ile ilgili de önemli bir duruşu var. Mültecilerle ilgili çok fazla film yok. Bu anlamda sinemacılara nasıl bir sorumluluk düşüyor?

Bu çok utanç verici bir durum. Batı’ya baktığım zaman bununla ilgili ses bile yok. Burada acı olan şu, Müslümanlar burada zulme maruz kalıyor ve onların sesini hiç kimse duymuyor. Bu çok utanç verici. Ben başörtülü bir Müslümanım ve bunun için çok özel bir noktada olduğumu düşünüyorum ve bunun sorumluluğunu taşıyarak bunu yaymaya, onların sesini duyurmaya çalışıyorum. Her sanatçının, film yapımcısının bireysel, özgürlüğü var. Ben kendi açımdan baktığımda savaşın çocuğu olarak bu acıları yaşamış biri olarak bunu anlatmayı seçtim ve bununla devam ediyorum.

set-simit

Türkiye’de film yapma tecrübesiyle ilgili neler söylersiniz?

Bu çok güzel bir duygu. Burada Türk, Suriyeli ve Bosnalı insanları bir araya getirerek dünyaya evrensel bir mesaj veriyoruz. Bizi buluşturan bir hikaye oldu Yetim.

Diğer filmlerinizde de gerçekten hareketle hikayeler anlattınız. Gerçekten hareket etmek kurgunuzu nasıl etkiliyor?

Bu çok derin duygusal bir durum. Gerçekle kurgu bu filmde olduğu gibi bir zaman sonra bir bütün olmaya başlıyor, iç içe geçiyor.

isa-demlahi

İSA DEMLAHİ

Film hayatında neleri değiştirdi?

Daha önce çok yerleri gezdim. Ünlü olmayı istiyordum. Filmlere bakıyordum. Hep hayal ettiğim bir şeydi bu. Kısmet oldu. Kendimi çok mutlu hissediyorum. Herkes beni seviyor.

Aida Begic’le karşılaşmanız nasıl oldu? Anneniz nasıl karşıladı bu durumu?

Beni yolda yürürken görüp eve kadar gelmişler. 30 kişinin kaldığı bir evde yaşıyordum. O evi gördü. Onların içinden beni seçti, benimle konuştu. Filmini anlattı bana. Başta kabul etmedim. Ama sonra tekrar konuştuk, tamam dedim. Ben filmi sevdiğim için annem de sevdi. Annem çok sevinçli, çok heyecanlı. Filmden sonra oğlum yıldız olur inş diye çok sevinmeye başladı.

Çekimler nasıl geçti, ilk sinema deneyimin. Senin için yorucu oluyor mu?

Hiç yorulmuyoruz. Aksine kameranın önüne geçtiğim zaman çok mutlu oluyorum. Sevdiğim işi yapmak istiyorum.

kaynak: hersanat.com 

Güncelleme Tarihi: 21 Şubat 2017, 10:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195

banner142