Ama iş devletin para basan kurumu olan TEDAŞ’ın özelleştirme adı altında üç kuruşa satılmasına gelince her hesap mübah. Hırsızın çaldığı elektriğin parasını namuslu vatandaştan tahsil etme barbarlığı da devlet eliyle, devlet desteğiyle yapılıyor. Bu ay kullandığım 369 liralık elektrik faturasının 105 lirası dağıtım, kayıp kaçak v.s. adı altında benden tahsil ediliyor. İtiraz etme, şikayet etme gibi hiçbir hakkım da yok.

Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) Yetkilileri önceki gün yaptıkları açıklama ile ne kadar aciz olduklarını ifşa ettiler. Urfa’da kullanılan elektriğin yüzde 75.3’ü kaçakmış! Atatürk Barajı’nda üretilen elektrik, sadece Urfa’nın kaçağına yetmiyormuş!

DEDAŞ Yetkilileri, Türkiye’de kayıp kaçak ortalamasının yüzde 19 olduğunu, kendilerinin sorumlu olduğu Şırnak’ta yüzde 80,4, Diyarbakır’da 72.6, Batman’da 67.6, Siirt’te yüzde 40.64 kaçak olduğunu açıklamışlar. Devletten aldıkları aylık 21.5 milyar kilovat/saat elektriğin sadece 5.5 milyar kilovatsaatlık kısmını faturalandırabildiklerini, faturalandırdıkları miktarın da ancak bir kısmını tahsil edebildiklerini açıklamışlar.

Devlet, memur/işçi eliyle kaçakla mücadele edemeyeceğini anladığından elektrik idaresini özelleştirmedi mi? Özel bir şirket sattığı elektriğin parasını tahsil edemiyorsa, elektrik tesisatlarının nerede başlayıp, nerede bittiğini bilmiyorsa, yeterli personel çalıştırıp malını korumayıp hırsızın önüne koyuyorsa sorumlusu kimdir?

Tüketilen enerjinin yüzde 75’ini kaçak kullananlar harcıyorsa, gidip yakalarına yapışsana.

Elektrik kabloların, trafoların, sayaçların sokakta duruyor. Kaçak ekiplerin nerede? Ayda bir kez eline verdiğin cihazla namuslu tüketicinin sayacını okuyup, hırsızın çaldığını bu faturalara yüklemek nasıl bir kanuna, nasıl bir ticari ahlaka sığıyor anlamak mümkün değil.

İşin peşine birileri ciddi şekilde düşmeli. Devlet desteğiyle kayıp kaçak miktarının dürüst tüketiciden tahsil edilmesine son verilmelidir. Şimdiye kadar açılan davalardan, yapılan şikayetlerden hiçbir netice alınmadı. Çünkü bu haksız uygulama, devlet kanunu ile yürürlükte.

Bir kere DEDAŞ Yetkilileri kesinlikle yalan konuşuyor. Urfa’da bu kadar büyük miktarda kaçak elektriğin olması imkânsızdır. Dağıttığı elektrik bedelini nereden, hangi bölgeden tahsil edemiyormuş bu kuruluş? Organize Sanayi’den mi, Evren Sanayi’den mi? Köylerdeki sulama kuyularından mı tahsil edemiyor? Kaçak kullanımı nerede var? Hangi mahalleye verilen elektrik kaçak kullanılıyor? Tespit etmesi, hırsızı yakalaması imkânsız bir iş mi? Urfa’nın hangi köyünde eli silahlı köylüler DEDAŞ kaçak ekiplerini köye koymuyor?

Kesinlikle hiç biri değil.

Urfa’nın tüm mahallelerini, tüm köylerini hergün gezip dolaşan biri olarak iddia ediyorum ki, DEDAŞ’ta kaçak ekibi diye bir ekip yok.

Hiçbir mahalle, hiçbir köy, hiçbir kurum kuruluşun elektrik tüketimi denetlenmiyor.

Hırsızın çaldığı elektrik bedeli, sadece dürüst vatandaşın kullandığı elektriğin üzerine eklenerek tahsil ediliyor.

Bu durum büyük bir hukuksuzluk, kanunsuzluk, barbarlıktır.

Siyasetten beklentimiz yok. Yıllar yılıdır aynı hikayeyi okuyup dururlar. Hukukçularımızın bu konuya el atması, aynı zamanda bir insan hakkı ihlali olan uygulamayı gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşımaları gerekiyor.

Kayıp kaçak bedelinin namuslu tüketiciden devlet maharetiyle tahsil edilmesi kanun çerçevesinde yapılan bir hukuksuz uygulamadır. Bunun adı hırsızlıktır ama ortada suçlu yoktur. Çünkü bu haksız uygulamayı kanun koruyor. Hırsızlık legal hale geliyor.

Legal hırsız DEDAŞ!