Title of a News Article

Ferhat Göçer neden evlenmediğini açıkladı!

.

Ferhat Göçer neden evlenmediğini açıkladı!
banner206

 Düştüm Ben Yollara’ adlı şarkısıyla müzik listelerinde üst sıralarda yer alan Şanlıurfalı Ünlü Sanatçı Ferhat Göçer, Habertürk Magazin’e müzik dünyası ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu. 8 yıldır Ömür Gedik’le beraber olan ünlü şarkıcı evlilikle ilgili korkularını anlatırken, sevdiği kadını asla aldatmayacağını söyledi.

 

‘GÜZEL BİR YOL ALBÜMÜ OLDU’

Yeni albümünüz hayırlı olsun.

Teşekkür ederim. Albüm’deki çıkış şarkımız ‘Düştüm Ben Yollara’ Volga Tamöz imzalı. ‘Yıllarım Gitti’ ve bana ait 3 şarkının daha olduğu, yeniden düzenlenen güzel bir sonbahar ve yol albümü oldu. İskender Paydaş, Alper Erinç ve Volga Tamöz gibi aranjörlerle çalıştım. Zeki Güner de olmazsa olmazım.

 

‘Düştüm Ben Yollara’nın klibi çok enteresan olmuş.

Şarkının doğasına ve kimyasına uygun bir klip olsun isteyip kendimizi yollara vurduk. 3 gün boyunca devamlı yollardaydık. Şile’de kumsalda bir karargâh kurduk, 2 gece orada kaldık ve yaklaşık 430 kilometre yol gittik. İstanbul Boğazı’nın bütün güzelliğini klibe taşıdığımızı düşünüyorum.

 

Size ‘duygusal şarkıların adamı’ denmesi hoşunuza gidiyor mu?

 Bu, benim karakterimle ilgili bir durum. Kendim nasılsam albümlerime de öyle yansıdığını düşünüyorum. Genelde duygusal bir adamım. Sevdiğim, sahnede yorumlamaktan hoşlandığım şarkıları albümüme alıyorum. Önemli olan şarkının beni etkilemesi. Sözü ve müziği bir bütün olacak. Samimi olmalı, yaşanmışlığı olmalı. Önce benim bir omzumu titretip tüylerimi diken diken etmesi lazım. Sonra da ekibimle oturup karar veriyoruz.

 

‘EN BÜYÜK ÇILGINLIĞIM YÖNETİCİLİK’

Çok sakin bir mizacınız var. Yaptığınız en büyük çılgınlık neydi?

Çok çılgınlık yapan biri değilim ama şu sıralar bana göre en büyük çılgınlığım bir futbol kulübünde yöneticilik yapmak. Çünkü her gün yeni bir şey öğreniyorum. Kontrolü hiçbir zaman elinizde hissedemiyorsunuz, devamlı bir kriz yönetimi halindesiniz. Her hafta hayat yeniden başlıyor ve maçtan maça yaşıyorsunuz. Suya yazı yazmak gibi.

 

Elinizde limitsiz bir para olsa ve 3 Türk futbolcuyu Sarıyer’e transfer edecek olsanız, kimleri alırdınız?

Arda Turan, Caner Erkin ve Selçuk İnan’ı transfer ederdim.

 

Doktorluğu ne zaman bıraktınız?

2 yıl oldu, emekli oldum. Çok zorlanıyordum, uzun seyahatlere çıkamıyordum. Mesaiye ve nöbete yetişmek için her yere günübirlik gidiyordum. Çok yoruluyordum. Sektör olarak da müzikte farklı sorumluluklar almaya başladım. Meslek birliklerinin yöneticiliğini de yapıyorum.

 

‘DOKTORLUK AİLEMİN TERCİHİYDİ’

Doktor olmanız sizin mi ailenizin mi tercihiydi?

Ailemin tercihiydi. O yıllar da bunu mutlak isteyecek bilinçte olduğumu düşünmüyorum. Hayatımda müzik bile yoktu. Öğretmen bir ailenin derslerini düzenli yapan bir çocuğuydum. Onlar için de bir umut vaat ediyordum. Herkes, “Sen çok iyi bir doktor olacaksın” derdi. Ailemin evlatlarının doktor olmasını isteme güdüsüyle tıp fakültesine geçtim. Müzikle ilgim ilk olarak tıpta başladı. 3’üncü sınıftayken yaklaşık 15 kişilik bir doktor ekibiyle Devlet Konservatuvarı’na oradan da yine öğrenciyken Devlet Opera ve Balesi’ne gittim. Haydarpaşa Numune Hastanesi’ni konservatuvara yakın diye tercih ettim. Dolayısıyla müziğin bu kadar etkisindeyken tamamen yönelmekte geç bile kaldım diyebilirim.

 

Ameliyatlarda şarkı söyler miydiniz?

Yok, ameliyatlar çok stresli ortamlar. Bir de orada çalan müziklerin kontrolü hekimlerde değil, ameliyat sorumlu hemşiresindedir. O ne çalarsa siz onu dinlemek zorundasınız. Bir cerrah olarak sorumluluğunuz çok fazla. Hastanın hayatı size emanet, ekibi siz yönetiyorsunuz. Aklıma hiçbir zaman müzik gelmiyordu.

 

Kaybettiğiniz hasta oldu mu?

Tabii olmuştur. Haydarpaşa Numune Hastanesi benim çalıştığım yıllarda ağır cerrahi vakalarla ilgileniyordu. Özel hastanecilik sektörü bu kadar gelişmemişti. E-5’in bütün kazaları ve Anadolu yakasındaki bütün vakalar bize ve Kartal’a gelirdi.

Güncelleme Tarihi: 30 Kasım 2015, 10:25
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195

banner142