Medyanın Gücü...

09 Eylül 2016, 13:50

Yasemin Küçüközkan

TÜM MAKALELERİ

Baştan çıkarıcı reklamlar, seksi yıldızlar, sevap ve kanaatkarlık düşüncelerini boğmaktadır. İnsanların en değerli tacını onurunu ellerinden almaktadır. Bazı medya organları yüz saatlik bir yayın dilimi içinde İslamiyete belki on dakika ayırmakta onda da Müslümanlar ya kitapları yakarken, ya da tehditkar bir kalabalık halinde öfkelerini sergilerken gösterilmektedir. Vurgulamak istediğim medyanın bir güç olarak durumudur, bir kültürü kabul ettirmede ki üstünlüğüdür, bu da siyasal sürecin bir uzantısıdır, hatta esas oyuncusudur. Medya sayesinde karşı tarafın pozisyonu yalnız alt edilmekle kalmaz, ona ekran süresi verilmediği için, varlığı tümüyle silinebilir. Bu nedenle medya, herhangi bir ülkenin cephaneliğinde ki en önemli silahtır.

Dünya sahnesin de bu bir başarı olarak kabul edilse de, yaşadığımız kültür içinde insani kurumların en temel olanı, yani aile, ciddi bir tehlike içindedir.Aile insanın manevi oluşumunda ki gücünü kaybetmiş, bu gücü medyanın evlere yönelik saldırısıyla aşınmıştır. Müslüman ailede dürüstlük, birlik, ve istikrar, idealdir. Tüketici kültürün dayatılması (evlilik dışı ilişkiler, uyuşturucular ve yüksek beklentiler) evlilikleri etkilemekte ve evliliklerin yarısının parçalanma nedeni olabilmektedir.
Televizyonlarda sürekli olarak izleyicinin gözüne sokulan sahneler (sex gösterileri, erkeklerin birbirine korkunç acılar vermeleri), ciddi belgeselleri de sohbet şovlarında ki sahte neşeyi de bastırmaktadır.
Neden din bugün bu kadar yanlış anlaşılan ve küçümsenen kavramları, iyilik, temizlik, hoşgörü, öğrenme ve sevap gibi kavramları savunmaktadır? Cihad kelimesi bugünkü medya da ayıp kelimelerden sayılmakta, barbar bir uygarlığın fiziksel tehdidini temsil etmektedir. Oysa o kavram, soylu ve güçlü bir kavramdır. Kişinin kendini iyileştirmesini, daha iyi hale gelmek için çaba göstermesini, iyi bir amaç için mücadele etmesini temsil etmektedir.
Böyle amansız bir saldırı karşısında, geçmişin saflığı artık garanti altında değildir. Eğer hayatın tümü bazı belli kanunlar içindeyse, bunların arasında en güçlülerin sağ kalması kanunu da varsa aynı kanun insanlar arasındaki mücadeleler için de geçerli olmak zorundaydı…

YORUM EKLE

YORUMLAR

hakan - 8 yıl Önce

Teşekkürler sayın yazar hanım. çok yerinde bir tesbit.