İHA ve TRT Kurdi'ye açıklamalarda bulunan Mehmet Ali Cevheri, Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye ile Avrupa Birliği müzakerelerinin askıya alınmasına ilişkin raporun kabul edilmesine ilişkin olarak, "Türkiye, Avrupa Birliği’ne giriş noktasında üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdi. Ama Avrupa Birliği’nin her seferinde özellikle Türkiye’de bir takım uygulamaları gerekçe göstererek süreci geciktirdiğini ve üyelik sürecini askıya almaya çalıştığını görmekteyiz. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin omurgası katılım süreci müzakereleridir. Türkiye her noktada bir Avrupa Birliği üyesi olma şartını yerine getirmiş ve bunu hak ediyor. Türkiye, Avrupa Birliği sevdasından vazgeçemez. Biz ciddi manada potansiyeli olan, Müslüman ama yönü Avrupa’ya dönük bir ülkeyiz. Biz özellikle gelişmiş ülkeler arasında yerimizi almalıyız’’ ifadelerini kullandı.

Katılım sürecinin kesilmesi çağrısının yanlış olduğunu belirten Cevheri, "Özellikle 15 Temmuz sürecine baktığımızda Avrupa Birliği Türkiye’deki hain FETÖ kalkışmasını lanetleme noktasında pasif durdu. Türkiye’nin muazzam bir beşeri gücü var, insani gücü var. Türkiye sahip olduğu imkanlarla bugün parlayan bir yıldızdır. Müzakerelerin kesilmesi süreci çok yanlıştır. Hollandalı parlamenter Kati Piri’nin hazırlamış olduğu raporun kabul görmesi Türkiye tarafından kabul edilecek bir durum değildir. Müzakerelerin askıya alınması hadisesi, Türkiye’ye yapılabilecek en büyük yanlıştır. 477 oyla kabul edilmesi Avrupa’nın Türkiye’ye ve bir İslam ülkesine bakışının değişmediğini gösteriyor" şeklinde konuştu.

İç tüzük görüşmelerine ilişkin soruya ise Cevheri, "Türkiye’nin bir an önce uyum yasalarını çıkartması gerekiyor ki, yarın 3 Kasım 2019’da cumhurbaşkanlığı sisteminin uygulanmasıyla beraber yasaların da çıkmış olması gerekiyor. Başbakanlık hükümet sisteminden cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyoruz. Bakanlar dışarıdan seçilecek. Meclis ciddi anlamda yasama organı olarak çalışacak. Meclisin sağlıklı bir şekilde yürümesi, Türkiye’nin yararına olan kanunların çıkması için Meclis iç tüzüğünün değişmesi gerekiyor" cevabını verdi.

PKK terör örgütünün Türkiye’yi ekonomik ve siyaseten yıkmak amacında olduğunu kaydeden Cevheri, "PKK, Kürtler tarafından kurulmuş bir örgüt değildir. Emperyalist emellere hizmet eden, Mossad ve CIA’e bağlı bir örgüt. Ülkemizde kardeş kanı akıtarak özellikle ülkeyi bölmeye çalışmakta. 16 Nisan referandumu gösterdi ki, Türkiye’de yaşayan bütün halklar özellikle Kürtler milli birlik ve bütünlüğünden yana" ifadelerini kullandı.

AK Parti İlçe Başkan Yardımcılarına yapılan saldırıları da değinen Cevheri, "AK Parti’nin kaderiyle Türkiye’nin kaderi özdeşleşmiştir. Nasıl Türkiye’nin kaderiyle İslam devletlerinin, İslam ümmetinin kaderi özdeşleşmişse, AK Parti ile Türkiye’nin kaderi özdeşleşmiştir. AK Parti çökertilirse Türkiye çökertilecektir. 17-25 Aralık, Gezi olayları, MİT tırlarına yapılan operasyon, 15 Temmuz hain darbe girişimi hep bu sürecin devamıdır. Şu andaki yürüyüş de biraz önce saydığım hadiselerin devamı niteliğindedir" dedi.