Title of a News Article

Satirik Şiir Yazan Kaldı mı?

Bu ne tür bir şiirdir diyenlerin sorusunu evvela cevaplayalım, sonra konuya girelim:

Satirik şiir; kişilerin ve çevredekilerin, yöneticilerin eksikliklerini, aksaklıklarını, gülünç taraflarını ele alarak onları yeren, eleştiren şiirlerdir. Satirik şiirlerin eleştirici bir anlatım üslubu var. Bir kişi, olay, durum, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir.

Edebiyatımızda gerek “Divan” gerekse “Halk” şiirlerinde bu tür şiirlere çok rastlanır. Satirik şiirlere Divan edebiyatında “hiciv”, Halk edebiyatında “taşlama “, Yeni Türk edebiyatında ise “yergi” olarak adlandırılabilir. Edebiyatımızda Şeyhî, Bağdatlı Ruhî, Nef’î, Ziya Paşa gibi isimler bu tip şiirin örneklerini vermişlerdir. Sanatın duyguları okşayıcı bir tarafı olduğu gibi toplumsal konularda da müthiş bir vazifesine de rastlamak mümkündür. Şiir, şayet toplumda etki bırakmıyorsa bence şiir olarak adlandırılmamalı. Toplumu etkilemezse bile en azından fertlerin bir kısmını titretmeli. Coşturmalı, yönlendirebilmeli duyguları ve gönüllerde dolaşan kıvılcımları.

Tarih boyunca etrafındaki mevzulara duyarsız kalan, suya sabuna dokunmayan ve ali şahsiyetlere dalkavukluk edip hediyesini kapmak için dizelerini dizen şair(!)lere rastladığımız gibi canını ortaya koyarak -hatta yazdıkları yüzünden canını verenler de olmuş-meselelere duyarlı olmuş, toplumun duygu ve düşüncesine tercüman olmuş kelam ustalarına da rastlamak mümkündür. Yıllar önce belki de yüzyıllar önce yazdığı bir mısra yüzünden derisi yüzülerek öldürülen, darağacına götürülen, yurttan sürülen yazar ve şairler Edebiyat tarihinin sayfalarında duruyor.

16.yy’da yaşamış Pir Sultan Abdal o dönemde ; “Söylersin de söz içinde şaşmazsın/Helâli haramı yersin seçmezsin/Nasibin kesilir de sular içmezsin/Akar çaylar senin olsa ne fayda “ diyerek dürüstlükten ve adaletten uzaklaşanlara adeta bir tokat gibi mısraları yollamıştır. Yine, ölüm temasını sıkça şiirlerinin temasında işleyen Otuz Beş Yaş şiirinin şairi Cahit Sıtkı Tarancı; “Köylümüz efendimiz tarlasında perişan/İşçimiz kardeşimiz kavgasında perişan/Anam bacımdır bahtı karasında perişan/Hemen Allah cümlemizin yardımcısı olsun.” dizeleriyle yoksulluğun verdiği acıyı dile getirerek yatlarda, katlarda gününü gün edenlere mesaj verirken muhataplarının yüzünü kızartırmıştır.

Tanzimat Edebiyatımızın meşhur ismi Ziya Paşa, İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı beyitlerinde “Yükselmek, iyi bir mevkiye gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, önceleri bu beceriksizliği bilmezdik, bu da yeni çıktı, hırsızlık çoğalıp sadakat sözü moda haline geldi, namusu bitirdik, hamiyet yeni çıktı” diyerek ahlaksızlığı görmezden gelip yükseldiklerini zanneden, zavallı kimselere zannımca müthiş bir mesajdır.

Satirik şiir tarih boyunca vazifesini yapmıştır. Dolayısıyla bu tür şiirleri diri tutmak ve tamamen toplum yararına yazılması gerektiğini düşünerek adım atan şairler kamunun duasını alacaklarından hiç şüphe duyulmasın.

Satirik şiir “haksızlığı ile haklılığı” satır gibi ikiye bölen şiir demektir kısaca ve hiç ölmesin bence.

Vesselam…
YORUM EKLE
YORUMLAR
m sadık alican
m sadık alican - 9 yıl Önce

"Mal var iken mağrur olma
deme varmı ben gibi
bir muhtelif rüzgar eser
savrulur harman gibi

Dünya malı elde iken
hep düşmanlar dost olur
elde bir şey kalmayınca
dost bile düşman olur "

Yazardan M.sadık Alican'a
Yazardan M.sadık Alican'a - 9 yıl Önce

dedik ya..satirik şiiri yazanlar kendi nefisleri için değil de kamu içinse bol dua alacaktır.dualarımız sizinle...seilam ve muhabbetle

banner195