Title of a News Article

Çalışkan: Bizim baraj sorunumuz yok

 Çalışkan: Bizim baraj sorunumuz yok
banner206

Halkların Demokratik Partisi Urfa 5. Sıra Milletvekili Adayı Ziya Çalışkan, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde yüzde 10’luk seçim barajını aşacaklarını belirterek, “Hiç kimse HDP’nin barajını dert etmesin. Ülkenin önündeki barajları nasıl yıkacağımızı düşünmeliyiz. Bizim baraj sorunumuz yok” dedi. 

RÖPORTAJ:UĞUR BUDAK
Bu haftaki röportajımızın konuğu HDP Urfa Milletvekili Adayı Ziya Çalışkan oldu. Bozova İlçesine bağlı Karacaören Köyü doğumlu olan Milletvekili Adayı Çalışkan, ilköğretimi Kısas Köyü’nde, ortaokulu Gazi Ortaokulu’nda, lise eğitimini de Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamlamış. Üniversite eğitimini Dicle Üniversitesinde, lisans eğitimini ise Anadolu Üniversitesinde ise tamamlayan Çalışkan, 1989 Yılında Erzurum’da ilköğretim okulu öğretmenliğine başladı. HADEP İl Başkanlığı görevinde de bulunan Çalışkan, ayrıca siyasi nedenlerden dolayı kısa aralıklarla cezaevinde de yatmış. Son olarak Yunus Emre İMKB İlköğretim Okulunda öğretmenlik görevini yürütürken milletvekili adayı olabilmek için görevinden istifa eden ve HDP’nin 5. Sıra milletvekili adayı olan Ziya Çalışkan, röportajımızda, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde yüzde 10’luk seçim barajını aşacaklarını belirterek, “Hiç kimse HDP’nin barajını dert etmesin. Ülkenin önündeki barajları nasıl yıkacağımızı düşünmeliyiz. Bizim baraj sorunumuz yok” dedi.

 

İşte HDP Milletvekili Adayı Ziya Çalışkan ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj;

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Urfa Bozova Karacaören doğumluyum. 20 Yıllık bir eğitim emekçisiyim. Daha çok Urfa’da yaşadım, Urfa’da yetiştim. Yakubiye, Bamyasuyu, Yenişehir’de devam eden bir yaşamım var. 40 Yıllık geçmişinden bu yana 45 yıllık geçmişiyle iç içe olan bugünde bir eğitim emekçisi olarak yaşamamı sürdüren bir insanım. Tabi geçmişte 1998’lerde HADEP döneminde başlayan profesyonel bir siyaset hayatım var. İl Başkanlığı, parti meclis üyeliği gibi görevlerde bulundum. 1999’da partimizin aldığı bir karar vardı; HADEP’in kapatılma ihtimaline karşılık seçimlere bağımsız adaylarla girme durumumuz oldu. 1999’da genel ve yerel seçimler birlikte yapıldı. Urfa’dan bağımsız aday olarak seçimlere başvurmuştum, daha sonra HADEP Genel Merkezinin parti olarak girme kararı kesinleşince bizde parti olarak seçim çalışmalarına katıldık. Bu dönemde 2015 genel seçimleri için de HDP’den milletvekili aday adayı olarak müracaatımı yaptım, partimiz liste içerisinde de bir görev verdi, bir sorumluluk verdi. Bu sorumluluk içerisinde de kampanya boyunca biz çalışmalarımızı yürütüyoruz. Daha çok şunu söyleyebilirim: Evet Bozovalıyım. Karacaören doğumluyum ama Ceylanpınar’dan Birecik’e kadar paylaşımlarım, yaşamım Urfa’nın her tarafında geçmişinde, bugününde de olacak. Bir Urfalı olarak da partimin verdiği sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyorum.

 

Siyasete nasıl atıldınız?

Bu gölgede aslında herkes siyasetin, politikanın içerisindedir. Urfa’nın yerel özelliklerini de biliyoruz. Yani siyasetin içinde olmamak da mümkün değil. Tabi ailemizin de geçmişten bu yana kendimi bildim bileli, çocukluktan itibaren siyasetin içerisinden biriyim diyebilirim. Kürt sorununu yakıcı biçimiyle yaşayan biriyim. En acı biçimiyle de yaşayarak bu yönlü duyarlılıklarımı da geliştirmeye çalıştım. Lise, üniversite hayatım da siyasetin içerisinde geçti. Öğretmenliğe başladığım süreçte sendikal faaliyetler içerisinde yer aldım, yönetici olarak yer aldım. Eğitim Sen’de değişik görevlerde yer aldım. Bu süreçte de mutlaka siyasi faaliyetlerin içerisinde en azından duyarlılık geliştirdim, halen de devam ediyor. 

 

HDP Urfa milletvekili aday listesinde 5. Sırada kendinize yer buldunuz. Listeler açıklandığında nasıl bir duygu yaşadınız?

Bu duruma sorumluluk anlayışı ile yaklaşılması gerekiyor. Ben de böyle yaklaşmaya çalıştım. Listede olur veya olmazdan ziyade genel siyasi kaygılar ön planda olunca liste çok anlam ifade etmiyor. Biz bugün şunu söylüyoruz: Bir insana zarar gelmesin, ülkemizin bir gencine zarar gelmesin, seçim barış ve huzur içerisinde geçsin. Böyle bir çalışma yürütüyoruz. Bir gencimizi o 550 koltuğa feda etmemek gibi bir çerçeve içerisinde çalışıyoruz. Bu anlamda böyle bir listede yer almak benim için büyük bir onur vericidir. Fakat kazanır mıyım, kazanmaz mıyımdan ziyade bizim 12 arkadaşımız da aynı şevkle yaklaştılar. Bizim için büyük bir gurur meselesidir. 1. Sıra ile 12. Sıradaki arkadaşımız aynı çaba ile seçim çalışmalarını sürdürüyor. Biz bunu sorumluluk olarak, görev olarak  ele aldık bunu yerine getirmeye çalışıyoruz.

 

HDP’nin listesine halk tarafından olumlu veya olumsuz nasıl bir tepki var?

HDP’nin listesi Urfa’da alışılmış listenin de biraz dışındadır. Öncelikle kadına yaklaşımda çok net politikamız var ve bu listeye de yansıdı. Listelerde yüzde 50 kadın yüzde 50 erkek adaylar gösterildi, bu  diğer illerde de uygulandı. Bu yönü ile çok olumlu bir tepki aldık, destek gördük. Adaylarımızın Urfa’ya yönelik belirlenmesi de çok karşılık buldu. Etnik temele dayalı bir politika yapmayarak her kesimden adayımızın olması, değişik çevrelerden adayların gösterilmesi de çok olumlu tepki maldı. Urfa’da hangi ilçeye, hangi köye gidersek bütün adayların benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Halkımız “Bütün adaylar bizim adayımızdır, bizim ailemizin adayıdır, köyümüzün adayıdır, bütün adaylar bizim ilçemizin adayıdır” diyorlar.

 

Seçimlere sayılı günler kaldı, seçim çalışmalarınızı da yoğun bir şekilde sürdürüyorsunuz. Çalışmalar kapsamında gittiğiniz ilçelerde, köylerde halkın genellikle talebi sizlerden ne oluyor?

Halkımızın özellikle bu alışılmış siyasete yönelik tepkisi var. Yıllardır geleneksel yöntemlerle, inancımızla, aile yapımız kullanılarak, aşiret ilişkileri kullanılarak insanlar gelir, bizim köyümüzün oylarına bir ipotek koyar ya da bazı devlet yetkilileri gelir iki kamyon kum döker, seçimden sonra da biz yollarımızı yaparız. Halkı tepkisi artık bu alışılmış şantaj siyaseti, alışılmış böyle rüşvet siyasetine karşı tepki gösteriyor. İşte köyümüze getirip trafoyu koyarız, koyarlar eğer seçimden sonra oy çıkmışsa trafoyu kuracağız, çıkmazsa trafoyu götüreceğiz gibi yöntemler. Dini inancımızla ilgili çok saygı duyduğumuz insanları köylere getirerek oy verme konusunda belli kriterler, şartlar koyarak nu yöntemle oy isterler. İşte maalesef böyle siyasi düşünceye ipotek konuluyor. Bundan dolayı doğal olarak halkımız hizmet görmüyor, köylerin yolları yine bozuk, köylünün yine ekonomik sorunları var, çiftçinin yine sorunları var. Halk şunu istiyor; Temsil eden, orada bizim sesimiz olacak, o geleneksel siyasetle artık çok şey olmayan, hakkımızı savunabilecek orada bizim sesimiz olacak ve bizimle içiçe olabilecek her zaman yanımızda görebileceğimiz, omuz omuza yürüyebileceğimiz ve tamamen bizim içimizden çıkmış insanlar olsun ve seçimden sonra da bizi unutmasınlar. Bu değişimin işaretini HDP’de gördük, bu yönüyle siz de bizi yalnız bırakmayın. Urfa merkezde de, köylerde de çok olumlu tepki aldık.

 

HDP, 7 Haziran’da barajı geçebilecek mi?

Biz barajı dert etmiyoruz, Türkiye’nin önüne konulan barajlar var. Ülkemizin önündeki barajları biz nasıl yıkacağız, yani gerginlikler, çatışmalar, ekonomik sorunlar, yolsuzluklar, rüşvetler, şehirlerin parsel parsel satılması, basın, hukuk, yargıdaki sorunlar, eğitim, sağlıktaki sorunlar hangisine baksan önünde barajlar var. Hiç kimse HDP’nin barajını dert etmesin. Ülkenin önündeki barajları nasıl yıkacağız bunu düşünmeliyiz. Bizim baraj sorunumuz yok.

 

HDP’nin Urfa’daki hedefi nedir?

Urfa, çok ciddi bir destek veriyor, farklı bir hava var ve Urfa’da insanlar özellikle bize yönelik sitem ederek yani ‘Biz size oy veriyoruz ne olur oyumuza sahip çıkın, biz size oy veriyoruz oyumuzu çalıyorlar’ diyorlar. Seçim çalışmalarına yönelik böyle bir güvensizlik var. Buda aslında demokrasiye dönük bir güvensizliktir, en ciddi kurumlara yönelik bir güvensizliktir, siyasetçilere yönelik bir tepkidir. Bu yüzden dolayı biz inanıyoruz Urfa’da da çok ciddi bir sonuç alacağız, önemli bir sonuç alacağız. Buda Urfa’nın, bölgenin siyasetine büyük bir katkı sunacaktır. Biz kendimizi Urfa’da birinci parti olarak görüyoruz.

 

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın geçen hafta Urfa mitingi olmuştu. Bu mitingi nasıl değerlendiriyorsunuz, mitinge katılımı nasıl buldunuz?

Ben miting alanında dolaştım, köylerden gelen insanlarla da iççice olduk. Benim gözlemim herhangi bir kitlesel taşımayla bir çalışma yoktu. Bütün gelenler kendi imkânlarıyla, kendi olanaklarıyla miting alanına gelmişti, saatlerce de ısrarla beklediler. Bu büyük bir dayanışma örneğidir, büyük bir moral kaynağıdır. Bizim açımızdan çok önemli bir mitingdi. Her şeyden önce huzur içerisinde, barış içerisinde hiçbir gerginlik olmadan barışçıl bir miting olması anlamlıydı. Sayısal rakamlardan ziyade daha çok siyasi mesajların, demokrasiye yönelik hoşgörü mesajlarının etkin olduğu bir mitingdi.

 

Seçmenler 7 Haziran’da neden HDP’ye oy vermelidir?

Bir defa barajdan ziyade dediğim gibi ülkemizin önündeki barajları aşmaya dönük sıkıntılar var. Alışılmış klasik siyasete dönük sıkıntılar var, insanlarımızı karamsarlığa itiyor, umutsuzluğa itiyor. Bu son gelişmelere baktığımızda ülkemizin önünde barajdan ziyade korkunç bir duvar örülmeye çalışılıyor, karanlıkla örülmüş bir duvar bulunuyor. Bunu açmak için HDP’ye oy verilmelidir. Muhalefeti, iktidarı en iyi şekilde halkla birlikte radikal çözümlerle, demokratik çözümlerle bunu ısrarla yapabilecek, bunu yapabilecek iradeyi gösterebilecek bir parti olduğu için oyların HDP’ye verilmesi gerekiyor. Sadece barajı aşalım diye değil, ülkenin önündeki barajları yıkalım diye HDP’ye oy verilmelidir. Urfalı, artık biz ne yapsak Urfalı veriyor. Her gün 5-10 yayanın trafik kazasında yaralanarak ambulanslara bindirildiği Urfa’da biz ne yapsak yine Urfalı bizlere oy veriyor. Urfa, bu yönüyle çok ciddi bir mesaj vermelidir. Sandıkta bu politikalara cevap verilmelidir. Köyden şehrin en işlek caddelerine kadar ne yürüyebildiğimiz ne de araçlarla gidebildiğimiz bir kente dönüştü. Bu açıdan bize oy verilmelidir, buna çözüm üretebilmek için, barış için, ülkenin huzuru için, kardeşliğe katkı için HDP’ye oy verilmelidir.

 

Sizce Urfa’nın en büyük sorunu nedir?

Biz Urfa’da zaten ne yaparsak Urfalı belli bir çerçevede döner dolaşır oyunu bize verir anlayışını yıkmalıdır. Urfa’nın siyasi çizgisini, temsildeki kalite çizgisini yükseltmesi sorununu aşması lazım. Bu aşıldığı zaman Urfa’daki siyasetçiler kendilerini sorguda hissetmelidirler. Urfa’daki en büyük sorunda siyasetteki temsil sorunudur. Urfalılar, ‘Blok oylarla, paket oylarla biz nasılsa seçiliriz veya feodal kimliğimle nasıl olsa seçilirim’ mantığına cevap verecek.

 

Paket oylarla ilgili önlem aldınız mı?

Bununla ilgili yetkili kurumlar var, sandık güvenliğiyle ilgili yine yetkili kurumlar var. Elbette ki bizde parti olarak seçimlerde buna yönelik tedbirlerimizi alacağız ama her şeyden önce sonuçların demokratik olabilmesinde en önemli şey bununla ilgili sorumluluğu bulunan yetkili kurumlardır. Onların bu konuda gerekli çalışmayı yapması lazım. Bu yetkili kurumlar seçimlerin hem barış ve huzur içerisinde hem de sağlıklı, demokratik sonuçlanmasına dönük tedbirler alması lazım yoksa bütün partiler kendi çalışmasını yapıyor. Türkiye’de KPSS’de güvensizlik, üniversite sınavında güvensizlik, hâkimlik sınavında güvensizlik, uzmanlık sınavında güvensizlik doğal olarak seçimlerde de halkımızın güvensizliği var. Seçmenler; ‘Oylarımıza kimse sahip çıkmaz, siz sahip çıkınız’ diyorlar. Tabi ki bizde tedbirlerimizi alacağız.  

 

Urfalılara son mesajınız ne olacak?

Esnafın dükkân kapatmaya başladığı, öğrencilerin, gençlerin sosyal anlamda, ekonomik anlamda geleceğe dönük umudun karardığı bir dönemde Urfa, geleceğe dönük, bu alışmış siyaseti elinin tersiyle iterek HDP’deki yeni yaşam felsefesini inceleyerek HDP’de birleşmelidir.

 

Güncelleme Tarihi: 23 Mayıs 2015, 13:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195