Title of a News Article

Kulislerde dönen seçim stratejisi

Kulislerde dönen seçim stratejisi
banner206
 Siyaset 2019'a kilitlendi. Yerel seçimler, milletvekili seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri birkaç ay arayla aynı yıl yapılacak.


3 seçimin yapılacağı 2019'da kendini yenileme kabiliyeti olan partilerin ipi göğüsleyeceği değerlendirmesi yapılıyor.

Bu çerçevede en avantajlı parti ise AK Parti.

Siyasal partiler şimdiden kendilerini 2019'a hazırlamaya başladı.

Geçiş sürecinde söylem, strateji ve politika belirleme çabası ve siyaset arayışına girdiler.

Türkiye başka ülkelerin belki de 10-15 yılda yaşayacağı siyasal ve toplumsal gelişmeleri bir-iki yıl gibi sıkıştırılmış bir zaman dilimi içerisinde tecrübe etti.

Gezi olaylarından 17 - 25 Aralık girişimine; hendek siyasetinden Fırat Kalkanı operasyonuna; hükümet sistemi değişikliğinden 15 Temmuz hain darbe girişimine uzanan olaylar yaşandı...

Uzmanlara göre, 2019 seçimlerine kadar geçen sürede, partilerin söylem ve stratejilerinin başarılı olması Türkiye'nin yakın sürede yaşadığı olaylara verdiği tepki ve geliştirdiği söylemlerle doğrudan ilgili.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ve cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin halktan onay alması yeni dönemde siyasetin kodlarını belirleyecek.

15 Temmuz'la birlikte yerli ve milli siyaset tarzı yeni dönemde siyasete hakim olan kodlardan biri haline geldi.

Küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan kaos ve ülkemize yönelik terör saldırıları, yerli ve milli siyaset tarzını zorunlu hale getirdi.

Partiler yerli ve milli kimliklerini halka anlatabildikleri ölçüde var olacaklar.

Cumhurbaşkanı seçilebilmek için, milletin yüzde 50+1'inin oyunu alma zorunluluğu da "işbirliği ve ittifak" olgusunu siyasetin merkezine yerleştirdi.

Yani, yeni dönemde siyaseti şekillendirecek kodlardan biri partiler arası işbirliği ve ittifak arayışları.

Bu bağlamda, yeni dönemde siyasal partiler kuşatıcı olmak ve daha fazla seçmenin gönlüne girmek zorunda.

Partilerin cumhurbaşkanı adayı farklı toplumsal kesimleri ve onların beklentilerini karşılayacak isimler olması gerekiyor.

Siyasetin yeni kodlarına uyum sürecinde AK Parti diğer partilere nazaran daha avantajlı konumda.

AK Parti'nin değişime açık olması ve reform talebini kendi içinden yükseltebilmesi; iktidardayken kendisinin muhalefeti gibi davranıp, Erdoğan liderliğinde özeleştiri yapabilmesi; cumhurbaşkanı adayının net olması, AK Parti'yi avantajlı yapan unsurlar olarak görülüyor.

AK Parti ve MHP Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ilgilendiren konulardaki tavırlarıyla yeni bir sayfa açtı.

Ulusal konularda kısır siyasi tartışmalar bir tarafa bırakılıyor.

Her iki parti de millet ve devletin çıkarları doğrultusunda bir söylemi benimseniyor.

Özellikle Türkiye'nin bekasını ilgilendiren konularda tek sesle güç birliği yapılıyor.

Uluslararası arenada Türkiye'nin elini zayıflatabilecek söylemlerden kaçınılıyor.

CHP ise cumhuriyetin ilk yıllarından beri sürdürdüğü muhalefet anlayışı içinde hareket ediyor.

Negatif bir dil kullanıyor. CHP, ulusal meseleler dahil her konuda ayrıştırıcı bir dil benimsiyor...

Türkiye düşmanlarının işine yarayacak söylemleri dikkat çekiyor.

Bunlardan biri CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alman Dergisi Focus'a verdiği röportajdı.

Kılıçdaroğlu o röportajda Türkiye'de kimsenin güvende olmadığını söyledi.

CHP Lideri bu sözleriyle hem Türk turizmine darbe vurmaya çalıştı.

Hem de ülkesinin imajını hedef aldı.

Peki ama Kılıçdaroğlu'nun CHP'si neden Türkiye hakkında olumsuz demeçler veriyor?

Uzmanlara göre bunun sebebi CHP'nin 16 Nisan referandumundaki yüzde 48.6 "hayır" oyunu konsolide etmeye çabası...

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kötüye gittiği söylemi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan açıklamalarıyla bir blok oluşturmak istiyor.

Girdiği her seçimi kaybeden CHP Lideri bu şekilde oluşturacağı blokla 2019 seçimlerini kazanmayı amaçlıyor.

CHP'nin bloğu diri tutmak için kullandığı kavramlardan biri de adalet.

Türkiye'de adalet olmadığı ve bu adaleti sadece CHP'nin getirebileceği yönünde bir propaganda yapılıyor. Adalet sistemi karalanıyor.

Ancak, CHP "kimin için adalet?" sorusu geldiğinde net bir yanıt veremiyor.

Bu durum yüzde 48,6'nın blok olarak hareket etmesini zorlaştırıyor.

CHP'nin FETÖ ve PKK diliyle konuşması HDP ile omuz omuza adalet yürüyüşü gerçekleştirmesi inandırıcılığı yok ediyor..

Bu kapsamda siyaset kulislerinde CHP'nin 2019 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar "hayır" oylarını yekpare tutması ve tek bir adaya kanalize edebilmesinin zor olduğuna dikkat çekiliyor.

ahaber.com

Güncelleme Tarihi: 19 Eylül 2017, 23:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195

banner142