AK Parti Şanlıurfa eski Milletvekili Hamide Sürücü, FETÖ’cülerin darbe yapma girişimlerini 17-25 Aralık operasyonundan sonra beklediğini ancak böyle ağır bir girişim beklemediğini söyledi.

RÖPORTAJ:REŞAT UZUN

Bu haftaki röportajımızın konuğu AK Parti Şanlıurfa eski Milletvekili Hamide Sürücü oldu. Eski Milletvekili Sürücü ile 15 Temmuz’da TSK içerisindeki bir grup FETÖ’cü asker tarafından düzenlenen ‘Darbe Girişimi’ni konuştuk. ‘DARBE Girişimi’ni ilk duyduğunda inanamadığını dile getiren Sürücü, “İlk duyduğumda şaşırdım ve şok oldum. Artık biz darbeleri geride bıraktık, demokratikleştik, sivilleştik derken böyle bir girişimin olması bizi şaşırttı” dedi.

İşte Eski Milletvekili Hamide Sürücü ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

Türkiye 15 Temmuz Darbe Girişimi süreci yaşadı. Siz ilk etapta darbeyi nasıl duydunuz?

Benim annem rahatsız olduğu için o dönem annemin yanında kalıyordum. İki amcam kızı koşarak bize geldiler, dediler ki; Hamide abla haberin var mı darbe olmuş? Ben dalga geçtiklerini düşündüm, eşim de beni arayınca darbe olduğunu anlamış oldum. Saat 11.00 civarlarında öğrendim bunu ama bu konuda başarıya ulaşmayacaklarına inanıyordum.

Peki, darbeyi duyunca ne hissettiniz? İlk olarak aklınıza ne geldi?

İlk duyduğumda şaşırdım ve şok oldum. Artık biz darbeleri geride bıraktık, demokratikleştik, sivilleştik derken böyle bir girişimin olması bizi şaşırttı. Ben 1980 darbesini pek fazla hatırlamıyorum ama bize anlatıldığına göre darbeler hep sabaha karşı olurmuş, bunun geceye yarısına doğru olmasını garip karşıladık. Televizyon kanallarını izlemeye başladık, Başbakan’ın konuşmasından sonra biraz rahatladık. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan bildiride de bir uyuşmazlık olduğu söyleniyordu. Hiçbir darbede halk hiç bu kadar güçlü olmamıştı, bu bize güç verdi.

Darbe Girişimi esnasında vatandaşların sokağa inmesini ne etkilemiş olabilir?

Bazı vatandaşların Cumhurbaşkanımızın çağrısından önce indiğini biliyoruz. Çünkü o olayı bire bir yaşayanlar o refleksi, o tepkiyi verdiler. Kırılma noktası da Cumhurbaşkanımızın ‘Meydanlara inin’ çağrısı oldu.

Fethullah Gülen örgütünün böyle bir darbe yapacağı aklınıza geliyor muydu?

FETÖ’cülerin darbe yapma isteklerini 17-25 Aralık’tan beri biliyorduk ama açıkçası ben bu kadar güçlü ve cesurca gözü kara bir şekilde böyle darbe girişimi yapacaklarını tahmin etmiyordum. Ancak hainden her şey beklenir. Ben bu kadar ileri gideceklerini tahmin etmiyordum.

Halkın seçilmiş bir hükümetin yanında yer almasını nasıl yorumluyorsunuz?

Hem halkın biraz demokrasiye inancının daha güçlendiğini hem de Cumhurbaşkanımızın cesur tavrından kaynaklandığını düşünüyorum. Eğer Cumhurbaşkanımız, “Ben İstanbul’a geliyorum meydanlarda olacağım, sizinle beraber olacağım siz de gelin” çağrısı olmasaydı halkımız bu kadar üzerine gideceğini tahmin etmiyordum.

Sonraki süreçte sizde meydanlara indiniz. Şuanda da Urfa’dasınız, neler söyleyeceksiniz?

Bu olayı duyduktan sonra sabaha kadar gözümüze uyku girmedi. Ben Urfa’da olmadığım içinde çok üzgündüm. Televizyonlarda insanların üzerine helikopterden ateş açılması, Meclisin bombalanması, insanların öldürülmesini görünce işin ne kadar ciddi olduğunu gördük.

Günlerdir Urfa’da Rabia Meydanı’nda ‘Demokrasi Nöbeti’ne katılıyorsunuz? Urfa’nın meydana sahip çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Urfalılar gerçekten bir destan yazıyor, Allah hepsinden razı olsun. Biz Ankara’da olduğumuz her platformda, her ortamda Urfa için devlet yetkililerimiz Urfa’dan çok güzel bir şekilde bahsediyor. Urfa, bunun daha fazlasını hak ediyor. Nasıl ki Hz. İbrahim tek başına bütün putperestlere karşı çıktıysa ve ateşe yürüdüyse Urfalılar da bugün o kararlılığı gösteriyor. 11 Nisan’daki birliktelik ruhunu Topçu Meydanı’nda 12’ler anıtının hemen yanı başında bugün Urfalılar ayakta dimdik tutuyor. Kimlerin torunları olduklarını ispatlıyorlar, neden şanlı unvanını aldıklarını da ispatlıyorlar. Bu nedenle Urfalılara minnettarız. Her noktada yüzümüzü ak çıkardılar, tekrar teşekkür ediyorum.

Darbe Girişiminin hedefi neydi?

Asıl amaç; Türkiye’nin bölgedeki söz sahibinin önüne geçmek, Türkiye’nin güçlenmesinin önüne geçmek. Türkiye’yi bu noktaya taşıyan Cumhurbaşkanımızı ortadan kaldırmaktır. 1. Dünya Savaşından sonra Kurtuluş Savaşında öyle sınırlar çizilmiş ki; İsrail Devleti kurulduktan sonra İngiltere-İsrail gizli anlaşmaları deniliyor ki; Biz Türkiye’yi öyle bir noktaya getirelim ki, ne ilerleyebilsin ne kalkabilsin neden ölebilsin. Biz Türküyle, Kürtüyle, Zazasıyla bir mozaiğiz ama birileri dışarıdan  bak sen Kürtsün bunu içine alma, birbirimizi böyle kırdırıyorlar.

Sizce bundan sonra darbe teşebbüsü yaşanır mı?

Zaten meydanları boşaltmamamızın nedeninin bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü tehlike geçmiş değil, su uyur düşman uyumaz. Biz düşmanları kolay lokma olarak görmememiz lazım. Onlar sadece Türkiye’de değil bu ağları Dünya çapında örmüş. Biz sadece burada FETÖ Terör Örgütü ile çatışmıyoruz Dünyadaki bütün güçlerle çatışıyoruz.

Vatandaşın devlete olan bu bağımlılığı, fedakârlığını göstermesi ve tüm siyasi partilerin bir araya gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Milletimiz gerçekten çok Aziz bir millettir. Bu azizliğini her zaman göstermiştir. Ne zaman söz konusu vatan, millet, bayrak olunca birleşmiştir. Elbette ki siyasi farklılıklarımız olabilir ama sonuçta bir Türkiye var, bir Urfa var. Bunun örneklerini Kurtuluş Savaşında, nasıl ki 11 Nisan’da, nasıl ki Malazgirt’te, Çanakkale’de göstermişsiz. Tarih tekerrürden ibaret. Bugün Türkiye yine bir saldırıya uğramıştır, Türk halkı Kürtüyle, Zazasıyla, Lazıyla, Arapıyla bütün zenginliğiyle birleşmiş tek millet bilinci ile düşmana karşı tek vücut olmuştur. Bu halkın gözünün kara olduğunu biliyorlar, biz ölmek için savaşırız, bir maddi beklenti için değil.

Zamanınızı ayırdığınızdan dolayı çok teşekkür ederiz.

Ben sizlere teşekkür ediyorum.