Kimi şehirler vardır ki coğrafi anlamda çok yakın olmasına rağmen herhangi bir ünsiyet oluşmaz. Ancak yine bazı şehirler de vardır ki coğrafi anlamda çok yakın olmasa bile birbirlerine karşı özel muhabbet duyarlar. Bu muhabbet kimi zaman bir dostluk, kimi zaman akrabalık, kimi zaman ticari oraklık şeklinde kendisini gösterir.
Dünya genelinde bir çok ülke kendi menfaatlerini kayırma, kollama adına siyasi, kültürel, ekonomik, stratejik vb. çıkarları doğrultusunda adeta bir savaş hali yaşarken maalesef güzel ülkemiz de bu olumsuzluklardan etkilenmektedir. Devlet refleksine ilave olarak bu olumsuzlukları kısmen azaltma noktasında sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.
İşte ELFED bu noktadan hareketle birlikteliğimizi, dirliğimizi pekiştirme adına azami gayret göstermektedir. Örnek; “Yedi Renk Tek Yürek Platformu” bünyesinde oluşturulan heyetler marifeti ile ülkemizin bir çok bölgesi (Rize, Diyarbakır, Muş, Malazgirt) ziyaret edilerek kardeşlik ve birlik beraberliğin pekişmesi adına katkı sunulmaktadır. Halen kardeşlik projeleri kapsamında diğer şehirlerimizin Vakıfları, Federasyonları, Dernekleri vd. sivil toplum kuruluşları ile farklı etkinliklerde bir araya gelmeyi planlamaktayız.
Yaklaşık beş yıllık kuruluş mazisi olan ELFED tarafından gerçekleştirilen ve bir kısmı somut çıktılı olan projelerden bazıları şunlardır: “Elazığ Günleri - 2013”, “Girişimci Kente Doğru”, “Elazığ Harput
Havaları / Kürsübaşı Meşkleri (9 CD, 1 DVD)”, “Harput/ Elazığ ve Kültürü Temalı Halk Müziği Beste Yarışması (Kitap / CD ve Bağlarbaşı Konseri)”, “Türkü - Şarkı ve Şiirlerdeki Ana-Evlat Yüreği (Kitap / CD ve CRR Konseri)”, “Harput Senfonisi CRR Konseri” (Ankara Elazığ Kültür TAKDİM ve Tanıtma Vakfı ile birlikte), “Yalnız Değilsiniz Birlikte Varız” (Elazığlı 40 şehidin 100 yakınının beş gün süreyle İstanbul’da ağırlanması)”, Süreli Yayın “ELFED Aktüel Dergisi”.
Her etkinliği bir proje mantığı ile ele alıp ELFED Yönetim Kurulu,Danışma Kurulumuz ve bünyemizdeki derneklerle istişare ederek memleket adına, ülke adına her zaman daha güzel daha faydalı hizmetler yapmak üzere canla başla uyum içerisinde çalışmaktayız.
Şimdi de uzun zamandan beri düşündüğümüz ve birçok ortak değere sahip üç şehrimizle ilgili olmak üzere “Türkü ve Oyunlarla Üç Kardeş Şehir (Harput /Elazığ - Şanlıurfa - Kerkük)” Kültürel Konser projesini çok kıymetli paydaşlarımızla birlikte hazırlayıp sunuyoruz. Başta siz kıymetli davetlilerin ve TV kanalları aracılığı ile programı izleyen değerli halkımızın beğenisi doğrultusunda belki de bu programı geleneksel hale getirebiliriz.
Bu vesile ile proje paydaşlarımız İstanbul Büyükşehir Belediyesine, Kültür Dairesi Başkanlığına, Kerkük Vakfına, ŞURKAV (Şanlıurfa Vakfı), Şanlıurfa Dayanışma Derneğine, özellikle teknik ve sanatsal anlamda projeyi hazırlayıp sanat yönetmenliğini üslenen hemşerimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Halk Müziği Korosu Sanatçısı aynı zamanda ELFED Kültür-sanat danışmanı sayın Salih TURHAN’a, yine bu programda görev alan tüm ses ve saz sanatçılarına, halk oyunu ekiplerine, bir şekilde emeği geçenler ile katılımınızdan dolayı siz değerli konuklarımıza ELFED adına teşekkür ediyor, sevgi saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Faik İÇMELİ
ELFED (Elazığ Dernekler Federasyonu) Genel Başkanı
Musiki büyük bir kültürel birikimin ortaya çıkardığı ve uygarlığın en önemli sac ayağı olan bir sanattır. Bu sanat aynı zamanda toplumun dünya görüşünü, duyuşunu, hissiyatını, ortak zevkini ve inceliğini yansıtır.
Toplumsal mutabakat ile inşa edilen medeniyetin ürünü olan halk ezgileri de bu bakımdan toplumun her kesimi tarafından benimsenir ve kabul görür. Halk müziğinin ortaya koyduğu eserler de toplumun aynası demektir. Bu yüzden türküler ve uzun havalar, toplumun kendisi ve tek kelimeyle kimliği demektir.
Harput, Şanlıurfa ve Kerkük arasında göze çarpan musiki benzerliği de hiç kuşkusuz üç kardeş şehrin kimliklerinin benzeşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu yörelerin musiki yakınlığı, yöre halklarının gönüllerinde de yankı bulur. Bunların arasındaki benzerlik, yüzyıllar içinde toplumun musiki hayatını etkilemiş ve zenginleştirmiştir.
Bölgelerarasındaki benzeyişten dolayı Harput (Elazığ)’da okunan türküler ve uzun havalar Kerkük’te ve Şanlıurfa’da sevilir ve söylenir.Bunun gibi Şanlıurfa ve Kerkük’teki ezgiler de Harput’ta zevkle dinlenir. “Kövengin yollarında”, “Mamoş”, Kerkük’te okunan “Kalanın dibinde bir daş olaydım”, “Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar” gibi türküler, artık kardeş şehirlerin türküsüdür. Türkülerden başka Harput, Şanlıurfa ve Kerkük’te okunan hoyratların makam adları da bu şehirlerin kardeşliğini ne güzel perçinleştirmektedir: Beşiri, Muhalif, Kesik… ve daha nice makam adları..Horyatların Harman
olduğu bu üç şehir, adeta dünyada marka olmuş sayılır. Türk dünyasının kalbi sayılan Anadolu, böylesine bereketli ve mübarek bir topraktır. Kültür, sanat ve musiki fışkıran bu toprakların coğrafî sahası, sadece Anadolu ile sınırlı kalmamıştır. Bu musiki kültürünün kolları gönül coğrafyamıza kadar uzanmaktadır. Bir kolu Balkanlarda, bir kolu Kırım ve Azerbaycan’da, bir kolu Kerkük’ü sarmaktadır. Siyasî sınırlarımızın ötesinde kalsa bile, Türkmeneli’nin Anadolu hasreti bitmemiştir. Musul’un, Erbil, Telafer ve Tuzhurmatu’nun, hele hele Kerkük’ün gözyaşları dinmemiştir. Bu yüzden hoyratları ve türküleri sıla, hasret ve gurbet yüklüdür. Anadolu’daki kardeşlerinden koparılan Kerkük’ün yarası hâlâ kanamaktadır. Büyük bir impratorluğun yetimi olan Kerkük, kardeş şehirlerlerden kopuk bir sınır ötesi şehir olsa bile, gönül
SUNUŞ - 1
bağı Anadolu’dan kesilmemiştir. Sesini sınır ötesinden duyuran Türkmen kardeşlerimiz şöyle seslenmektedir:
Kerküklüyem ağam men Dertlere ortağam men Haber verin Harput’a Haber verinUrfa’ya
Haber verin Anadolu’ya Ölmemişem sağam men Sabırla bekleyen Türkmen kardeşim, Allah’tan ümidini kesmemiştir ve elbette kesmeyecektir. Onun Anadolu’da iman dolu göğsü, çelik yürekli kardeşleri vardır.
Türk’ün ve İslam’ın bu yüce kalesi elbette ki Allah’ın inayetiyle ilelebet var olacaktır. Buna inanan Türkmen kardeşimize, bizi hasretle gözleyen Kerkük’e Anadolu şöyle seslenmektedir:
Mülk demedim mal dedim Bekleyene kal dedim Çıkar seni kurtaran Mustafa Kemal dedim
Kültürü de, müziği de;adet ve gelenekleri de birbirine benzeyen bu sevimli şehirlerarasında kalbi duygular alışverişi malumdur. Elazığ’da Hafız Osman, Enver Demirbağ, LokmanTasalı, neyse; Şanlıurfa”da Mahmut Güzelgöz, Bakır Yurtsever ve Mehmet Özbek neyse,Kerkük”te de Mustafa Kalayı, Reşit Küle Rıza, Abdülvahit Küzeci ve Abdurrahman Kızılay odur. Halkın bu kalbî duygularına hitap eden bu harika duygu yaratıcıları ulu bir milletin tarihini yazanlardır. Kerkük’ün bu coğrafyadan ayrı kaldığını hesap edenler, her daim hatalı olduklarını görmüşlerdir. Kerkük Türklüğün öz yurdu ve Anadolu’nun ayrılmaz bir ruh ikizidir. Harput ve Urfa’dan ezgiler yankılandığında Kerkük’te aksi sedası olacaktır.
Erşat HÜRMÜZLÜ
Kerkük Vakfı Başkanı
Urfa - Kerkük - Harput / Elazığ Kardeşliği
Urfa - Kerkük - Harput / Elazığ şehirlerinin kardeşliği masa başında ilan edilmiş, belediye başkanlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş, sözde bir kardeşlik değildir. Tarihsel ve kültürel, gözle görülmeyen, elle dokunulamayan gizli ama çok güçlü boyutları vardır. Kardeşliğin temelinde, tarih içerisinde aynı topraklarda yaşamış olmanın, toprak parçasını vatan haline getirmenin, aynı kültürel mirası taşımanın getirdiği kuvvetli bağlar bulunmaktadır. Yüzyıllar boyunca aynı manevi çerçeve içerisinde yaşayan şehirlerimiz, aynı kültürel atmosferi barındırmışlar ve aynı çerçeveyi günümüze taşımışlardır. Acıların ve sevinçlerin dili olan türkülerdeki, yaşanmış tecrübelerin ve ortak aklın göstergesi durumundaki mani, atasözü ve deyimlerdeki ortaklıklar kardeşliğin boyutlarını gözler önüne serecek niteliktedir. Kültürel ortaklıklar, aynı kaderi yaşamanın, aynı acıları ve sevinçleri hissetmenin, aynı ideali paylaşmanın göstergesidir. Bugün Urfa - Kerkük ve Harput / Elazığ şehirlerinin tarihten gelen kardeşliğinin türkü ve halk oyunları kapsamında bir numunesi ortaya konulacaktır. Türkülerin ve halk oyunlarının, farklı mekânlarda da olsa ortak yüreği nasıl oluşturduğu dikkatlere sunulacaktır. Bugün çeşitli efsanelere de konu olmuş Urfa - Kerkük - Harput / Elazığ kardeşliğini, İstanbul’da yeni nesillerin zihnine kazımak ve kamuoyunun duyarlılığını türküler ve halk oyunları aracılığıyla canlı tutmak zamanıdır.
Kerkük’ün acısı ve sevinciyle bütünleşmiş Şanlıurfa adına ŞURKAV
İstanbul Temsilciliği ve İstanbul Şanlıurfa Dayanışma Derneği etkinliğin düzenlenmesinde birlikte hareket etti. Üç şehrin kardeşliğini daha güzel günlerde ve farklı etkinliklerle kutlamak dileğiyle…
Prof. Dr. Yakup ÇELİK
ŞURKAV İst. Şb. Başkanı
SUNUŞ - 2
A.MÜZİK BÖLÜMÜ
1. Harput (Paşagöçtü) Peşrevi / Orkestra
2. Harput Divanı (Ben şehid-i badeyem dostlar demim yad eyleyin) / Zülfü DEMİRTAŞ
3. Kar mı yağmış şu Harput’un başına / Topluluk
4. Hüseyni Gazel (Sana dil verdim ise yık da harab et mi dedim?) / Yalçın TURHAN
5. Hüseynik’ten çıktım şeher yoluna / Adile Kurt KARATEPE
6. Mamoş (Pencereden bir daş geldi) / Adile Kurt KARATEPE.
7. Elezber Hoyrat (Yara benden) / Salih TURHAN
8. Meteristen ineydim / Topluluk
B.OYUN BÖLÜMÜ
1. Çayda Çıra / Davul - Klarnet
2. Delilo / Davul - Klarnet
3. Fatmalı / Davul - Klarnet
4. Halay / Davul - Klarnet
PROGRAMI AKIŞI
HARPUT/ELAZIĞ MÜZİK VE OYUN FASLI
19:00 İkram
19:40 Salonu Teşrif
20:00 Takdim Konuşmaları
20:20 Harput/Elazığ Müzik ve Oyun Faslı
20:55 Kerkük Müzik ve Oyun Faslı
21:30 Şanlıurfa Müzik ve Oyun Faslı
22:10 Sanatçıların Plaket Takdimi
22:30 Kapanış
A.MÜZİK BÖLÜMÜ
1. Kerkük (Türkmen) Peşrevi / Orkestra
2. Kerkük Divanı (Men seni seveni neçe gün neçe ay neçe ildi) / Ahmet TUZLU
3. Beyaz gül kırmızı gül / Topluluk
4. Hicaz Gazel (Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?) / Ahmet BENNE
5. Altun hızma mülayim / Topluluk
6. Matarı Usulu/Hoyratı (Yara yeri) / Osman AVCI
7. Helliyden dağlar kamış / Topluluk
B.OYUN BÖLÜMÜ
1. Murtakai / Orkestra
2. Kalk gideğın şıh bağına gazele / Topluluk
A.MÜZİK BÖLÜMÜ
1. Urfa Peşrevi / Divanı (Asaf’ın miktarını bilmez Süleyman olmayan) / Mehmet ÖZBEK
2. Mum kimin yanan Kerkük / Beste: Mehmet ÖZBEK
3. Oy akşamlar akşamlar / Elazığ / Mehmet ÖZBEK
4. Nevruz Gazel (Gül ruhlarını goncayı zibaya değişmem) / Münevver ÖZDEMİR
5. Garip bir kuştu gönlüm yar / Topluluk
6. Kılıçlı (Ya Bülbül güle kon dikene konma) / Bakır KARADAĞLI
7. Elezber/Eski hoyrat (Yarasızlar) / Halil ALTINGÖZ
8. Urfalıyam ezelden / Topluluk
B.OYUN BÖLÜMÜ
1. Urfalıyam Ezelden / Davul - Zurna
2. Dörtlü Değenek Oyunu / Davul - Zurna
KERKÜK MÜZİK VE OYUN FASLI
ŞANLIURFA MÜZİK VE OYUN FASLI
SAZ SANATÇILARI
ELAZIĞ FINDIKZADE DERNEĞİ
HALK OYUNLARI EKİBİ
Bağlama / Şef / Uğur KAYA
Urfa Tanburu / Bakır KARADAĞLI
Kanun / Ahmet Fatih EREN
Ud / Halil ALTINGÖZ
Ud / Ahmet BENNE
Ud / Ahmet TUZLU
Keman / Göksel SÖNMEZ
Bas Gitar / Alper UĞURLU
Piyano / Murathan TURHAN
Klarnet / Nuri YILMAZ
Perküsyon / Harun KOÇ
Perküsyon / Ersin KİLLİK
YÖNETMENLER
Mehmet DEMİRBAĞ
Zekeriya TAN
Merve TAN
Esra ŞEN
Zeynep KARACA
Aslı DAL
Gülsüm DAL
Berivan KIRAT
Duygu DÖNDÜ
Zekeriya TAN
Sefa TAN
Emirhan YILDIRIM
Fatih KARADAĞ
Osman GÜRDAMAR
Nayit KAPLAN
Melih ŞEN
OYUCULAR
MÜZİSYENLER
Muhittin KAYA / Davul
Murat ŞEN / Klarnet
IRAK TÜRKMENLERİ KARDEŞLİK VE
KÜLTÜR DERNEĞİ HALK OYUNLARI EKİBİ
ŞANLIURFA DAYANIŞMA DERNEĞİ
HALK OYUNLARI EKİBİ
YÖNETMEN
Halit HÜSEYİN
Buse ŞAHBAZ
Arzu EFENDİOĞLU
Serpil KARAYİĞİT
Nisa SÜLEYMANOĞLU
Mahmut ÇAP
Mustafa İPEK
Neşet YÜZGEN
Talha EDEBALİ
İsmail ASAN
OYUCULAR
YÖNETMEN
Mahmut ÇAP
MÜZİSYENLER
Murat IŞIK / Davul
Fehmi GEVREK / Zurna
OYUCULAR
Orhan BACALAN
İsmail SEHEROĞLU
Murat SEHEROĞLU
Mehmet SEHEROĞLU
Zeki KANLI
Müslüm KÖPRÜLÜ
Ömer NALBANT
Ömer HÜSEYİN
Abdurrahim HÜSEYİN
Ali HÜSEYİN
PROGRAMDA YER ALAN SES VE SAZ SANATÇILARINA DAİR
A.SES SANATÇILARI
• Mehmet Avni ÖZBEK (Ses Sanatçısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara
Devlet THM Korosu Emekli Koro Şefi, Halk Müziği Uzmanı)
• Salih TURHAN (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu Ses
Sanatçısı, Halk Müziği Araştırmacısı)
• Halil ALTINGÖZ (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu
Ses Sanatçısı)
• Bakır KARADAĞLI (Kültür ve Turizm Bakanlığı Şanlıurfa Devlet THM
Korosu Şefi, Saz Sanatçısı)
• Adile KURT KARATEPE (TRT İstanbul Radyosu THM Ses Sanatçısı)
• Münevver ÖZDEMİR (TRT İstanbul Radyosu THM Ses Sanatçısı)
• Zülfü DEMİRTAŞ (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu
Ses Sanatçısı)
• Yalçın TURHAN (Mahalli Ses Sanatçısı)
• Osman AVCI (Mahalli Ses Sanatçısı)
• Ahmet TUZLU (TRT Ankara Radyosu THM Ses Sanatçısı)
• Ahmet BENNE (THM Ses Sanatçısı, Gazi Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi)
B.SAZ SANATÇILARI
• Uğur KAYA (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu Şefi,
Bağlama Sanatçısı)
• Ahmet Fatih EREN (Mahalli Kanun Sanatçısı)
• Göksel SÖNMEZ (Müzik Öğretmeni, Keman Sanatçısı)
• Murathan TURHAN (Müzisyen, İTÜ - MİAM Yüksek Lisans Öğrencisi)
• Nuri YILMAZ (Klarnet Sanatçısı, Yıldırım Beyazıt Konservatuarı Lisans
Öğrencisi)
• Alper UĞURLU (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu
Basgitar Sanatçısı)
• Harun KOÇ (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu
Perküsyon Sanatçısı)
• Ersin KİLLİK (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet THM Korosu
Perküsyon Sanatçısı)
ÜÇ KARDEŞ ŞEHİR VE ÜÇ KARDEŞ AHENK
HARPUT / ELAZIĞ ŞANLIURFA ve KERKÜK
Orta Asya’dan kopup gelen Oğuz boyları, 1055 yıllarından itibaren, hem
de Anadolu’dan önce, günümüzde “Türkmeneli” denilen bölgenin Kerkük,
Erbil, Musul, Telafer ve Tuzhurmatu gibi kentlerine yerleşmişlerdir. 1071
Malazgirt zaferinden sonra büyük göçler devam etmiş, bu sefer Anadolu
toprakları Oğuz Türkmen boylarının yurdu olmuştur. Böylece Oğuzeli
ile Türkmeneli bin yıl boyunca aynı kaderi paylaşmış, aynı coğrafyanın
vatandaşları olarak birlikte yaşamışlardır.
Tarihçiler Batıya göç eden Oğuz boylarına Türk ve Türkmen denildiğini
ifade ederken, Oğuz’un Türkmen’den, Türkmen’in Türk’ten, Türk’ün de
Oğuz’dan farklı olmadığını dile getirmişlerdir.
Anadolu’nun şehirlerini vatan edinen, medeniyeti ve kültürü ile
Anadolu topraklarına kimlik kazandıran Türkler, yaşadıkları toprakları
camiler, mescitler, medreseler, hanlar-kervansaraylar, hamamlar, saray ve
köşklerle donatarak bayındır hale getirmişlerdir. Anadolu topraklarının
sosyal ve kültür hayatına renklerini katan Oğuz-Türkmen boyları, musiki
alanında büyük ve zengin bir medeniyet ortaya koymuşlardır.
Anadolu şehirlerinde oluşan musiki ürünleri arasında birbirinden zengin,
birbirinden ihtişamlı ezgilerin ortaya çıkması, Türkmen-Oğuz boylarının bu
alanda ne kadar yaratıcı ve ne kadar yetenekli olduklarını gösterir. Şehirlerde
gelişen halk müziği örneklerinin yanı sıra Anadolu bölgesi, halk oyunları
bakımından da şaşırtıcı bir zenginliğe ve çeşitliliğe sahiptir.
Anadolu ve Türkmeneli bölgeleri arasında musiki kültürü ve sanatı
bakımından çok ileri düzeyde olan şehirlerin varlığına burada işaret
etmek yerinde olacaktır. Erzurum, Bayburt, Harput (Elâzığ), Şanlıurfa ve
Diyarbakır ile Türkmeneli bölgesinin kültür merkezi Kerkük, ilgi çeken
başlıca şehirlerdir. Orta Asya’dan Anadolu’ya, buradan da Kerkük’e uzanan
bir değişik kültür damarının varlığı hissedilmektedir. Ancak bunların
arasında yer alan Harput (Elâzığ), Şanlıurfa ve Kerkük şehirleri arasındaki
büyük bir yakınlık, bu üç yöre arasında sihirli bir benzerlik bulunmaktadır.
Coğrafya farklılığına rağmen Harput, Şanlıurfa ve Kerkük’ün müziğinin
büyük benzerlikler göstermesi bu kardeşliği doğrular niteliktedir.
Sanki ana bir, baba bir kardeş olan bu şehirlerin arasında genel
bir benzerlik varsa da üçünün de renginde bir özgünlüğün varlığı da
yadsınamaz. Bu açıdan bu üç şehre Kardeş Şehirler demek çok yakıştığı
için, bu üç kardeşin ahenklerini de bir arada harmanlamak istedik. Dünya
görüşleri, dostlukları, misafirperverlikleri, sevdaları, yiğitlikleri, gelenek ve
görenekleri, duyuşları, incelikleri, mütevekkil duruşları, hele hele musiki
zevkleri aynı olan üç kardeş şehir, birbirilerine ne de güzel yakışıyor.
Bu üç kardeş şehrin en güçlü kurumu musiki dağarcıklarıdır. Musiki bu
üç kardeş şehrin en belirgin uygarlık simgesi ve kendi toplumlarının kimliği
niteliğindedir. Bu üç kardeş şehrin insanı, geçmişten gelen kültür birikimini
saza ve söze dökmüş, bu müziği yüzyıllarca incelik ve zarafetle işlemiş, bu
bakımdan müzikaliteleri yüksek sanat eserleri meydana getirmiştir. Zengin
melodik yapılarıyla kırık hava denilen türküleriyle öne çıkan Harput,
Şanlıurfa ve Kerkük yöreleri sanat musikisi düzeyine yükselerek zengin bir
repertuara sahip olmuşlardır.
Üç kardeş şehrin edebî ve musiki yönünden incelenmeye değer en
önemli yanı, kendi bölgelerine özgü zengin bir halk ürünü olan hoyrat
ezgileridir. Türk Halk Müziğinin sözlü kaynağı olan hoyrat, edebî her
üç yörede büyük rağbet gören bir sanat olmuştur. Belli bir kurala göre
yazılmış olan hoyratlar, gerçekte derin anlamlar taşıyan ufacık sözlerin
sanatkârane işlenmesinden doğan ve halkın içli duygularını dile getiren
bir çeşit ifade tarzıdır.
“Hoyrat” veya “hoyrat” havalarına Anadolu’nun Harput / Elâzığ,
Şanlıurfa ve Kerkük bölgelerinde de rastlanmaktadır. Musiki yani ezgi
veya nağme bakımından hoyratın en çok bu üç kardeş şehirde işlenip
geliştiğini söylemek mümkündür. Hoyrat bu üç kardeş şehir için adeta bir
kurum, bir okul ve halkın konuştuğu Türkçeyi yaşatan ve öğreten canlı bir
bellek olmuştur.
Aşağıdaki Harput hoyratını dinleyen büyük Türk şairi Yahya Kemal
Beyatlı hayranlığını dile getirmiştir:
Dünyasına
Güvenme dünyasına
Dünya benim diyenin
Dün gittik dün yasına
Muradına ermeden genç yaşta ölen birisi için yakılan şu hoyrat da çok
dokunaklıdır:
Alma yanı
Kızarmış alma yanı
Nice kabre koyarlar
Muradın almayanı
Küçük yaşta bebesini kaybeden ananın hoyrat biçiminde söylediği
ağıta kulak verelim:
Bala vay
Bal yemedim bala vay
Çöp yığdım yuva yaptım
Uçurtmadım bala vay
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra çizilen siyasi ancak bir bakıma suni
sınırlarla Anadolu’dan ayrı düşen, ancak gönül coğrafyamızdan hiçbir
zaman ayrılmayan Kerkük yöresinde de hoyrat halkın en çok ilgi duyduğu
bir uzun hava çeşididir. Hoyrat, Türkmenlerin musiki geleneğinde en çok
icra edilen bir tarzdır. Hoyratlar, belli ölçü ve kurallara bağlı olarak okunur.
Buna Kerkük’te “usul”, Harput ve Şanlıurfa’da ise makam deniliyor.
Hoyratlar, makamlarına göre çeşitli adlar almıştır. Şanlıurfa’da Beşiri,
Kesik, Isfahan, Mesnevi, İbrahimi, Bahçacı vs.; Kerkük’te Muhalif, Beşiri,
Kesik, Nobatçı (Nöbetçi), Muçula, Ümergele, Yolcu, Mazan, Kürdî, …;
Harput’ta Beşiri, Muhalif, Şirvani, Elezber, Kesik, Varsak…
Görüldüğü gibi üç kardeş şehirde hoyrat makamlarının benzer adları
vardır. Muhalif, Beşiri, Kesik, Kürdî gibi… Ancak benzer adları olmasına
rağmen, makamları değişik olabilir. Muhalif her üç şehirde de aynı makamda
(Segâh) okunurken, Beşiri Harput ve Kerkük’te Rast makamında icra edilir.
Bu hoyrat Şanlıurfa’da değişik makamda okunur. Hoyrat okumak “elini
kulağına götürmek” ile ifade edilir, bazı hoyratlarda ise temadan ayrılmamak
kaydı atışma da yapılır. Her üç şehirde de bu geleneğe rastlamak mümkündür.
Hoyrat tarzı, melodik seyir açısından uzun hava sınıfına dahil, serbest
ağızla okunan bir çeşit ezgi biçimi olarak kabul edilebilir. Halk makamları
niteliğinde olan bu hoyratlar, klâsik sanat musikisinin etkisiyle bir çeşit
zemin, meyan ve karar’a sahip bulunmaktadır. Hoyrat ezgileri klâsik musiki
unsurlarıyla az çok beslenmiş olmakla beraber, daha çok halka mal edilmiş,
özel melodik seyir ve hareketlerle belirlenmektedirler. Bu nedenle, hoyrat
tarzını, edebî bakımdan olduğu gibi, musiki açısından da folklor alanına
dahil, halk ürünleri arasında incelemek daha doğru olur.
Her üç kardeş şehirlerin musiki geleneğinde göze çarpan başka bir ezgi
çeşidi Hüseyni makamında okunan Divan havalarıdır. Kerkük’te Divana
bağlı olarak Kurdo veya Kürdî hoyratı okunurken, Harput’ta Divanla Cığalı
Maya veya Elezber hoyratı icra edilir. Şanlıurfa Divanında Kürdi ve İbrahimî
hoyratları seslendirilir.
Üç kardeş şehirde musiki genellikle klasik sazlarla icra edilir. Musiki
icrasında ut, cümbüş, keman, kanun, ney, kaval, zurna, tef, darbuka gibi
sazlar kullanılır. Harput’ta ek olarak klarnet, Kerkük’te zurnapa adlı müzik
aleti de saz heyetine katılır.
Kültürel ortamlardaki müzik icrası, genel Türk müziğinde olduğu üzere
fasıl ve makam anlayışına göre yapılır. Peşrevle başlanır ardından divan,
gazel, hoyrat ve ritmik türkülerle devam eder. Tamamen erkekler arasında
gerçekleştirilen bu toplu icra geleneğinin sohbetle birlikte anılmasına;
Kerkük’te “Duvahana (Divanhane)”, Şanlıurfa’da “Sıra Gecesi”, Harput/
Elazığ’da “Kürsübaşı” adı verilmektedir.
Üç kardeş şehrin her üçünde de tarihi birer kale bulunmaktadır. Şehirlerin
simgesi sayılan bu kaleler için söylenen bir cinaslı hoyrat ile veda edelim;
Kalasız
Harput olmaz kalasız
Urfa olmaz kalasız
Kerkük olmaz kalasız
Odu men koydum gittim
Sız sağlıkla kalasız
Prof. Dr. Suphi SAATÇI
Kerkük Vakfı Genel Sekreteri
• Mustafa ALPAY
• Necip COŞKUN
• Nurcan GÜL
• Pınar ALYAR
• Rabia BABAOĞLU
• Rafet AVCI
• Salih BAYIR
• Sinan UZUN
• Soner DOĞAN
• Tolga AĞAR
• Uğur CENGİZ
• Vahap DOĞAN
• Vefa ÖZEL
• Yalçın Gürsoy YILDIRIM
• Zeki ÇANAKÇI
• Birgül KARAMAN
• M.İbrahim HOŞSES
• Faik İÇMELİ (Başkan)
• Ahmet Doğuş CANTÜRK
• Ahmet KARAKIŞ
• Ahmet TALAYHAN
• Bekir DÖNDÜ
• Burak DAĞ
• Burak POLAT
• Cem ÖZCAN
• Ferhat İNCE
• Fethi Ahmet GEDİK
• Fethi ALTUNYUVA
• Fevzi ALTUĞ
• Filiz İZCİ
• Gözde UÇAR
• Kazım Gökhan ELGİN
• Kürşat ARMAĞAN
• Mehmet ÖZAY
• Murat ÖZTÜRK
• Sıddık BADILLI
• Mahmut YILMAZ
• Sedat OKTAY
• Ali ETHEMOĞLU
• Benan ŞENBAYRAM
• Yezdan AL
• Abdurrahman ÖYÜCÜ
• Mahmut ÇAP (Dernek Müdürü)
• Müslüm KAYACAN (Başkan)
• Ali Rıza KÜÇÜKLER
• Ahmet KÜÇÜK
• Mehmet KIRMIZI
• Ethem YASAK
• Mehmet ŞANSAL
• Yasemin GÜLLÜOĞLU
• Mehmet Ali FİNCAN
ELFED YÖNETİM KURULU
ŞANLIURFA DAYANIŞMA DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU
ŞURKAV İSTANBUL TEMSİLCİLİĞİ
YÖNETİM KURULU
KERKÜK VAKFI YÖNETİM KURULU
• Mustafa BOZYİĞİT
• Mehmet Durak BAYHOCA
• Osman Nuri ŞENBAYRAM
• Mahmut YILDIRIM
• Mahir NAKİP
• Kemal BAYATLI
• Yakup ÇELİK (Başkan)
• Mehmet ÇAVUŞ
• Metin ÇİFTBUDAK
• Müslüm HAMAZ
• Erşat HÜRMÜZLÜ (Başkan)
• Suphi SAATÇI
• Suphi SALT
KERKÜK VAKFI
KERKÜK VAKFI
Tarihi geçmişi zengin mirası
Evliyalar şehri Arap Babası
Harput üzerinde kartal yuvası
Güzel şehir seni gördüm Elazığ
Adnan DURDAĞI
Kerkükümüz
Bizimdir Kerkükümüz
Şarkıları unuttum
Kekük’tür her türkümüz
H. Verdi KANKILIÇ
Gönülde çalınıp dilde raks eden
Şirin nağmelerle cennete giden
“Hoyrat” sesleriyle ruha aksseden
Kalplerde inleyen Rebapsın Urfa
M.Hulisi ÖCAL