Hürriyet Ankara bürosu ekibiyle buluşan Çelik, güncel siyasete ilişkin özetle şunları söyledi: “Seçilen insanların tutuklanmasını kim ister? Ama belediye, siyasi parti veya milletvekili asli görevini değil de başka bir illegal boyutun oyuncağı ise ne olacak? Demokratik gelişim dönüşüm sağlanacaksa bunun yolu siyasetçilerin dağa yönelik seslerini yükseltmelerinden geçer. Bunu yapamadılar. Onların lehine tepki geliştirmediğine göre vatandaş da, politikalarının yanlış olduğunu düşünüyor. Vatandaş baskılardan bıkmış. 80 milletvekili huzur sağlamak için yeterliydi. Bölge halkı artık çözüm sürecinin tadını aldı. Yeniden bir çatışma ortamı istemiyor. Vatandaş o 3 yıllık dönemden gerekli nasibini aldı. Tavsiyesi de o istikamette.

HDP şansını son derece etkisiz, varlığını hissettiremeden kullanan bir parti. 80 milletvekili kime ait, bunu anlayamadık. İçlerinden belli sayıda arkadaş tavırlarını gösterebilseydi... O kadar güzel saz çalıyordu Demirtaş, mesajlar veriyordu. 8 Haziran’da yolunu pekiştirecekti... ‘Yolumuz bu’ diyecekti. Esas olan dağ, sırtını kime dayamış. Dağ sırtını başka yere dayamış o çok net. ‘(HDP) Biz demokratik mücadeleden yanayız’ diyeceklerdi. Halk da yanlarında olacaktı, böylece dağ da yalnız kalacaktı.

SORUNLUDAN SORUMLU SİSTEME

Başkanlık sistemi bence sorunlu bir sistemden sorumlu cumhurbaşkanlığısistemine geçiştir. Bizim sistemimiz sorunlu. Kişiye göre parlamenter sistemin sağlıklı işlediğini söyleyebiliriz. Lider güçlüyse iş gidiyor. Değilse iş kötüye gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, AK Parti’nin ve hatta şimdi MHP’nin aradığı, bu sistemden istikrara geçmek. Bahçeli, zikzak yapan bir karakter değil. Sözüne rağmen bir şey yapmaz. Ben buradan geri döneceğini düşünmüyorum.”