Title of a News Article

Üç Dine Ev Sahipliği Yaptı Hala Ayakta

İnanç turizminin önemli merkezleriinden "Peygamperler Şehri" Şanlıurfa'da 3 semavi dine ev sahipliği yapan Ulu Cami, manevi atmosferiyle ilgi görüyor.

Üç Dine Ev Sahipliği Yaptı Hala Ayakta
banner206
 Kent merkezindeki en eski camiler arasında yer alan, ilk yapıldığında sinagog olarak hizmet veren tarihi ibadethane, milattan sonra 435 yılında piskopos Rabula tarafından Stephon Kilisesi'ne dönüştürüldü.
Bölgede pek rastlanmayan kırmızı renkteki mermer sütunların çok kullanılması nedeniyle "Kızıl Kilise" olarak da adlandırılan yapı, 1170'li yıllarda Zengiler tarafından Ulu Cami olarak Müslümanların kullanımına açıldı.
Anadolu'nun ilk namaz kılınan mabetlerinden biri olma özelliği taşıyan ve dört kez onarım gördüğü rivayet edilen Ulu Cami, ihtişamıyla halen kentin namaz kılmak için en çok tercih edilen mekanlarının başında geliyor.
Her dönem "kızıl" ismiyle anıldı
İl Müftüsü İhsan Açık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'da kiliseden camiye dönüştürülen yapılardan bir tanesi olan Ulu Camii'nin yüzlerce yıldır mabet olarak kullanıldığını ve 3 semavi dine ev sahipliği yaptığını belirterek, "Cami olmadan önce yapıldığı kırmızı mermerlerden dolayı kızıl sinagog, kızıl kilise, kızıl mabet olarak isimlendiriliyordu. İslam döneminde de kızıl mescit olarak adlandırılmış sonra da Ulu Camii ismini almıştır." dedi.
Kentin Hazreti Ömer döneminde İyaz Bin Ganem komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedildiğini bildiren Açık, "İyaz Bin Ganem dahil birçok sahabe burada yaşamıştır. Camimizde ilk namazı sahabeler kılmıştır. Camimiz bin 400 yıldır, sahabeler döneminden beri cuma, bayram ve 5 vakit namaz kılınan bir yerdir. Bu yüzden insanlar buraya girdiğinde bin 400 yıllık o sesi, duyguyu, düşünceyi, maneviyatı hissederler. Sahabenin, tabiinin sıcaklığını, bin 400 yıldan beri akan gözyaşlarını, duaları, yakarışları hissederler." diye konuştu.
En uzun ön saf tutulan cami
Caminin dikdörtgen bir yapı olarak 75 sütun üzerine imar edildiğini kaydeden Açık, caminin 166 metre uzunluğa sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: 
"Camimizin en önemli özelliklerinden bir tanesi de uzunlamasına yapılan bir cami olmasıdır. Burada en uzun saf oluşturulmak istenmiştir. Safın hiçbir şekilde bozulmamasını sağlayarak en uzun saf tutulmuştur. İmamdan sonra en uzun saf oluşturulan cami Ulu Camimizdir. İçerisinde ters kubbe şeklinde kubbeler yapılmıştır. Caminin minaresi de yine Türkiye'deki en geniş minaredir. Minarenin genişliği ile uzunluğu hemen hemen eşittir. Bu yönüyle de Ulu Cami diğer camilerden ayrılır."
Cami içerisinde şifalı kuyu
Açık, caminin içerisinde bulunan kuyunun Hazreti İsa ile ilgili bir hikayesinin olduğuna değinerek, şunları kaydetti: 
"O dönemde bölgedeki insanlarda bir cilt hastalığı ortaya çıkmış ve yayılmıştır. Buradaki yöneticinin kızı da aynı hastalığa yakalanınca yönetici Hazreti İsa'ya bir mektup gönderir. Hazreti İsa'dan şifa için kente gelmesi istenir. Ancak Hazreti İsa, kente gelemeyeceğini söyleyerek yüzüne sürdüğü bir mendili göndererek, bunun kuyuya atılmasını istemiştir. Mendil kuyuya atılmış ve kuyunun suyundan içenler şifa bulmuştur. Bu rivayetlerden dolayı hala bu kuyunun suyunun şifalı olduğuna inanılır. Birçok kardeşimiz şifa bulmak için halen bu sudan istifade ederler."

Güncelleme Tarihi: 09 Haziran 2017, 14:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195