Title of a News Article

URFA ZİRVEYE EV SAHİBİ

VALİ TUNA teröre kucak açanlar bilmelidir ki koyunlarında yılan beslemektedir. Ve o yılan er geç kendilerini de sokacaktır

URFA ZİRVEYE EV SAHİBİ
banner206
Şanlıurfa'nın ev sahipliğinde Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) tarafından yapılan Göç Yönetiminde Yerel Düzeyde Koordinasyonu zirvesi Şanlıurfa'da başladı. Siyasilerin katılım göstermediği zirvede Göç sorunu ele alındı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in sunum eşliğinde ki konuşması katılımcılar tarafından alkışlandı. 

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) Göç Yönetiminde Yerel Düzeyde Koordinasyonu Güçlendirme Çalıştayı devam ediyor. İki oturum şeklinde düzenlenen çalıştayın ilk oturumunda çalıştaya katılan kurumların tanıtımı ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin göç çalışmalarını destekleyen diğer kamu kuruluşlarıyla tecrübelerinin haritalandırılması konuları ele alındı.
 
VALİ TUNA: 'O YILAN ERGEÇ ONLARI SOKACAKTIR'

Çalıştayda bir konuşma yapan Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna," Şu anda üzerinde nefes aldığımız bu mübarek topraklar, Hz. İbrahim’in dünya gurbetinde gözlerini açtığı, Nemrut’un ateşinin küle ve güle döndüğü ve bugün de kendine sığınan kardeşlerine kucak açarak İbrahim’in milleti olduğunu bir kez daha gösteren şanlı topraklardır. Bütün kurumlarıyla seferber olan şehrimiz bir Halil İbrahim bereketiyle Suriyeli kardeşlerini ağırlarken “Uluslararası Göç Yönetimi” ile ilgili üretilen değerler halkasında yer almanın ve böylesine güzide bir topluluğa ev sahipliği yapmanın onurunu yaşamaktadır. Bizlere bu onuru bahşeden siz muhterem hazirunu en kalbi hislerle selamlıyorum. Kalbi Allah’a, kapısı yetmiş iki millete açık milletimizin bütün kalbiyle söylediği bu karşılama sözüne, 2023 hedeflerine emin adımlarla ilerleyen güçlü bir Türkiye olarak bir de başımızın üstünde yeriniz var diyerek, hayatta kalmak için göç etmekten başka çaresi olmayan mazlum insanlara gönül kapılarımızı açtık. Malumualiniz 2011 yılından bu yana bölgemizde yaşanan çatışma hali bölge halkını kendi coğrafyasından kopartarak göç etmeye zorlamıştır. Ancak savaşlar, iç karışıklıklar sadece o ülkeyi, halkını ve çevre ülkeleri değil, elbette bütün dünyayı da etkilemektedir. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde göç, küresel sorunlar arasındadır. Küresel sorunlara yerel odaklı çözümler üretilmesi ve bölgesel işbirliklerinin kurulması, büyük önem arz etmektedir. Ancak bu sorunun çözümünde hareket noktası küresel kardeşlik olmalıdır. Biz ülke olarak bu husustaki samimiyetimizi net bir duruşla gösterdik. Ülkemiz özellikle Nisan 2011’den itibaren uyguladığı açık kapı politikasıyla çok sayıda Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı ülkemize sığınmaya başlamıştır. Bunun yanında ülkemizdeki siyasi, ekonomik istikrar ve olumlu gelişmeler de elbette bir çekim unsuru oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, göçmenlerin sorunları için bütün imkanlarını seferber etmiş, yasal düzenlemeler ve kurumsal yapılanmalarla bu hususta kısa zamanda dinamik, sistemli ve planlı hareket ederek etkili ve verimli bir organizasyonla, kriz yönetimi hususundaki başarısını bütün dünyaya göstermiştir. Çünkü biz, dünyayı gurbet bilen bir ferasete, bütün insanlığı bir tarağın dişleri gibi eşit gören bir basirete sahip bir milletiz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın şiarının esas alındığı köklü devlet geleneğimize sadakat gösteren devlet büyüklerimiz, bu hususta da insani değerlerde örnek teşkil edecek öncü bir role sahiptir. İçinde bulunduğumuz süreçte, birçok insanın hayatı ve özgürlüğü söz konusu olmadıkça ülkelerini terk etmeyecekleri ve bu tür olayların siyasi ya da sosyal tartışmaların dışında bir insanlık meselesi olduğu konusunda tüm dünyada farkındalık oluşturulması son derece önemlidir. Ve göç,  mazlum insanların hayatta kalması için tek çare iken insan hakları konusunda çok hassas olduğunu her fırsatta dile getiren Batı ülkeleri de göçler konusunda üzerine düşeni yapmalıdır. İnsani değerlerde vicdan, çifte standart kabul etmez. Hiçbir maddi bedel, insan hayatından daha değerli olamaz. Hiçbir maddi bedel, gözyaşların dindirilmesinden, yaraların sarılmasından daha değerli olamaz. Yine küresel bir sorun olan terör karşısında da çifte standart tanımayan bir şeffaflık, dürüstlük ile net bir duruş sergilenmelidir. Nitekim küresel bir sorun olan göç’ün kaynağı, insan hayatını hiçe sayan faaliyetlerdir. Ve teröre kucak açanlar bilmelidir ki koyunlarında yılan beslemektedir. Ve o yılan er geç kendilerini de sokacaktır.  Dünyaya adalet ve muhabbetle hükmeden bir ecdadın torunları olarak, bizim vizyonumuzu kısa vadeli hesaplar, planlar, menfaatler, karlar, dünyevi hırslar değil, bir insanı öldürmeyi bütün bir insanlığı öldürmekle eş değerde tutan ve yaradılanı Yaradan’dan ötürü seven yüreğimiz belirler. İşte bu yüzden biz, ahirete uzanan bir vizyona sahibiz. Halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak gören devletimiz ve devlet büyüklerimiz için mazlumun yanında olmak, her şeyden önce vicdani bir mesele ve insan olmanın gereğidir.  Ancak dünya çapında göçmenlerin ve yerinden edilmiş insanların sorunları konusunda farkındalık oluşturulması, bu insanlık dramına her ülkenin ortak olması, kalıcı çözüm için ve her şeyden önce insanlığımızın ölmemesi için şarttır. Bu hususta Şanlıurfa Valiliği olarak yüreğimizi ortaya koyduk. Gönül kapılarımız göçmen kardeşlerimize ebediyen açıktır. Çalışmalarımızı azimle yürütürken bu nezih toplantının bizlere rehnüma olacağına tüm kalbimle inanıyorum. İnsanlık için ürettiğimiz değerlerle iyilikte, güzellikte, hayırda ve barışta girdiğimiz yarışta gönüllere göçmek umuduyla hepinizi en kalbi hislerle selamlıyor, saygılar sunuyorum" ifadelerini kullandı.
  Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise,” Biz bu bölgede Şanlıurfa'sı Gaziuantep'i Maraş'ı Hatay'ı Mersin'i ile bir kaderin parçalarıyız ve ortak sorunlarımız var. Bunun için ortak çözüm üretmek için de bugün Ortadoğunun ve Batı Asyanın yerel yöneticileri ile bir aradayız. Gördüğümüz bir gerçek var ki ikinci dünya savaşından sonra en büyük sorunla karşı karşıyayız. Mehmet Akif'in dediği gibi etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda beyidi Suriyeli kardeşlerimizin sorunlarına baktığımız zaman ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu bize gösteriyor. 15 temmuz hain girişimi eğer yapılmış olsaydı bizi de Suriyelileştirme noktasında başarılı olunmuş olsaydı bugün Suriyeli kardeşlerimizin yaşadığı bu büyük sorunu bizlerde yaşıyor olacaktık. O yüzden  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde çok sağlam duruşu ile 15 Temmuzun karanlık gecesini aydınlık bir güne bağladık. oralardan ders alarak hepimizin bir araya gelmesi gerekiyor. O yüzden müsaade ederseniz sorunun matematik durumunu ve ülkemizin yaptıkları ve şehrimiizin yaptıklarını sizlere anlatmak istiyorum.  Suriyeli mülteci akımı, kısa vadeli ve geçici bir durum değil kalıcı bir vakadır. Kapsamlı ‘Suriyeli mülteci politikası’ Sosyal, kaynaşma, İstihdam, Eğitim, Konut, Sağlık ve Belediye hizmetleri konularını içermektedir.  Suriye krizi konusunda acil duruma müdahale, İnsani yardım, Kapasite artırma ve Sosyal kalkınma gibi konularda belediyemiz çabalar vermiştir. Toplumsal kaynaşmaya ve toplumsal kabule ivme kazandıracak ihtiyaca dayalı programlar olarak da Göçmen İşleri Şube Müdürlüğü ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SARMER) kurduk.  Göçmen İşleri Şube Müdürlüğümüz, İnsan haklarına ve sosyal adalete dayalı etkin sosyal hizmetleri sunarken, Suriyeli mültecilere hizmet veren belediye birimleri arasındaki koordinasyonu sağlıyor.  SARMER ise Suriyeli mültecilerle ilgili tutarlı ve doğru bilgileri yansıtan verileri toplamak için kuruldu. Bu birimle birlikte Gaziantep’teki tüm haneler ziyaret edildi. Şehrin sosyal risk haritası çıkarıldı.  Acil yardıma ihtiyacı olan aileler yetkililere bildirildi. Şimdiye dek 20 mahalledeki 3 binden fazla Suriyeli aile sisteme kaydedildi. Eğitim anlamında ise Suriyeli öğrenciler Gaziantep’te 54 okulda kayıtlı bulunuyor. Türk öğrenciler için ikili öğretim. Her okulun derslik sayısını artırması zorunlu.

Halen iki Bilgi ve Eğitim Merkezi Geçici Eğitim Merkezleri olarak kullanılıyor. Ailesini kaybetmiş ve/veya maddi sıkıntı içindeki çocuklar bu merkezlere devam ediyor. Ulaşım dahil tüm masraflar Belediye tarafından karşılanıyor. 3 bin 210 öğrenci mezun oldu. Bin 92 öğrenci öğretime devam ediyor.

Suriyeli mültecilerin “sorun yaratanlar” olarak algılanması, kişilerin mesleki yetkinlikleri ve deneyimleriyle katkı potansiyellerini gerçekleştirmesini engelliyor.  Refah, uyum ve kabulü artırmak amacıyla,  Mesleki eğitim programları geliştiriyoruz ve Suriyelilere iş imkanları sunuyoruz. Suriyeli işadamlarının yurtdışındaki ağlarıyla bağlantı kurabilmesi için bir ortak pazar ve serbest ticaret bölgeleri kurduk ve Suriyelileri çalışmaya teşvik ediyoruz. Kayıtlı Suriyeli mülteciler Türkiye’nin her yanında sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Belediye tarafından işletilen hastaneler ve sağlık merkezleri yaklaşık 50 bin Suriyeli mülteciye ücretsiz tedavi hizmeti sunmuştur. Suriyeli mültecilerin yoğun olarak yaşadığı muhitlerde barınma talebinin yüksek olması, konut fiyatlarını ve kiraları artırdı. Bu durum, yerel halkla mülteciler arasında sosyal çatışmalara neden oluyor. Gazianitep Büyükşehir Belediyesi olarak 50 bin konut inşa ediyoruz. Mültecilerin çoğu bir iş için kalifiye değil. Gerekli becerileri geliştirmek için mesleki eğitimler veriliyor. Sosyal kaynaşma için Türkçe ve İngilizce dil kursları sunuluyor. Şimdiye dek 5 bin 700 Suriyeli meslek kurslarına, 6 bin 890 Suriyeli dil kurslarına katıldı.

Suriyeli mülteci kadınlara ve çocuklarına barınma sağlanıyor. Hem kadınlar, hem çocuklar psiko-sosyal destek ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanıyor. Gaziantep’te başarılı örnekler yaratabildik. Mülteci sorunuyla başa çıkmak için bütünsel bir yaklaşım benimsedik. Böyle başarılı örnekleri çoğaltabiliriz. Ama bunu başarmak için desteğe ihtiyacımız var. Kısa sürede büyük mülteci dalgaları alan Gaziantep’te nüfus yaklaşık yüzde 20 arttı. Nüfusun artan ihtiyaçları doğrultusunda Belediye sosyal hizmetlerin yanı sıra altyapı ve üstyapı için de ciddi kaynak harcaması yaptı. Uluslararası toplumun desteği olmadan, belediyenin sağladığı hizmetleri sunmak maddi olarak imkansız. Belediyemizin potansiyel bir krizi önlemek ve hem Türk, hem Suriyeli toplulukların yaşamlarını sürdürebileceği bir ortam yaratmak için acil finansal desteğe ihtiyacı var. Okula giden çocukların sayısının 60 binden 100 bine çıkarılması desteklenmelidir. Öğrencileri üniversite veya mesleki eğitimlerini tamamlayana ve kendilerini geçindirebilir hale gelene kadar finansal olarak desteklemek önemlidir .Yeni okul binaları inşa edilmesi gerekmektedir. Mültecilerin artan sağlık ihtiyacını karşılamak için ek hastane binalarına ihtiyaç vardır” dedi.
 
BAŞKAN ÇİFTÇİ; URFA ENSAR KENTİDİR

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi de,” Suriye’de yaşanan iç savaşın etkileri sadece, Şanlıurfa’nın veya Türkiye’nin sorunu değil, Avrupa başta olmak üzere tüm insanlığın ortak sorunudur. Dolayısıyla, katlanarak artan bu sorunlar karşısında gerekli tedbirler alınmalıdır. Uluslararası dayanışma ve sorumluluk bunu gerektirmektedir” şeklinde konuştu.
Tartışma ve önerilerin ardından başlayan ikinci oturumda ise insani müdahaleye dayanıklılık getirmede çok paydaşlı müdahale ve yerel yönetimlerin rolü konu başlığı altında yerel yönetimlerin dahil olduğu çalışmalar için uygun ortamın geliştirilmesi adına öneriler sunularak, bu önerilerin uygulanması için gereken somut adımların yol haritasının hazırlanması ele alındı.
Merkezi, yerel, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlara önerilerin de sunulduğu ikinci oturumun tamamlanmasının ardından öneriler raporlaştırıldı.

Katılımcıların dikkatle takip ettiği çalıştay akşam saatlerinde sona ererken, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdulkadir Açar, çalıştaya katılan kurum temsilcilerine plaket takdim etti.

Güncelleme Tarihi: 08 Kasım 2016, 12:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195