Title of a News Article

Yıllar sonra nihayet...

.

Yıllar sonra nihayet...
banner206
 Kültür varlıkları açısından en zengin bölge olan ve dünyada kurulan ilk 4 (bazı kaynaklara göre de 8) yerleşim yerlerinden biri olan tarihi Harran bölgesinde yer alan Soğmatar Harabelerinde uzun yıllar kazı yapılmamasına Şanlıurfalılar tepki gösterirken, nihayet kazı çalışmaları başlatıldı. Soğmatar’da halen gün yüzüne çıkmayı bekleyen çok sayıda tarihi mekânların olduğu biliniyor. Soğmatar kazı çalışmaları; Urfa Müzesi Başkanlığında Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Yrd. Doç.Yusuf Albayrak ve ekibi tarafından yapılacak.

 

Yüzey araştırması 2013 yılında tamamlanmıştı

Yüzey araştırması 2013 yılında tamamlanan ‘Soğmatar Kutsal Alanı’nda şu ana kadar neden kazı çalışmalarının yapılmadığı merak edilirken, yetkililere de kazı çalışmaları yapılması için çağrılar yapılıyordu. Nihayet kazı çalışmaları başlıyor. Soğmatar antik kenteki kazı çalışmaları Şanlıurfa Müzesi Başkanlığında Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Yrd. Doç.Yusuf Albayrak ve ekibi tarafından yapılacak. Geçmiş yıllarda köylülerin bulduğu veya kazarak çıkardığı insan heykelleri ve yazılı taşlar, halen Şanlıurfa Müzesinde sergileniyor.

Soğmatar’da 120 tane kaya mezarı ile bir nekropol bulunuyor

Bilindiği gibi; Ay Tanrısı Sin’in tapınım merkezi olması açısından oldukça önemli olan mekân, her geçen gün biraz daha tahrip ediliyor. Ayrıca Soğmatar 120 tane kaya mezarı ile bir nekropolun bulunduğu arkeolojik bir alandır. Soğmatar höyükteki bulgulara göre kalkolitik dönemden bugüne kadar kesintisiz bir yerleşim söz konusudur.

Soğmatar, M.S. II. yüzyılda kale olarak kullanılmıştır

Şanlıurfa-Mardin karayolunun 35. Km'sinden sağa sapılarak 30 Km sonra tarihi kent olan Soğmatar’a ulaşılır. Bu tarihi kent kalıntısı merkez Yardımcı (Sumatar) Nahiyesine bağlı Yağmurlu Köyü içersindedir. Soğmatar kelimesi, Arapça yağmur çarşısı anlamındaki "Suk el-Matar" sözcüğünden gelmektedir. Tektek Dağlarının kışın bol yağmur alan bu bölgesinde bulunan çok sayıdaki sarnıç ve kuyuda biriktirilen sular, dağlarda otlatılan koyun ve keçi sürülerinin yaz aylarındaki su ihtiyacını karşılamakta idi. Bu özelliğinden dolayı köy, Yağmurlu adıyla da anılmaktadır.

Teperdeki duvar ve burç kalıntıları, höyüğün M.S. II. yüzyılda kale olarak kullanıldığını kanıtlar. Soğmatar, tarihteki esas ününü Ay Tanrısı Sin'in "Tanrıların Efendisi" (Marelahe) olarak kabul edildiği ve tapınıldığı dini bir merkez olmasından almaktadır. Höyüğün güneyinde bulunan Kutsal Tepe üzerinde birkaç Süryanice yazıt bulunmaktadır. Yazıtlar, bazı önemli kişilerin Marelahe adına bu tepeye diktirdikleri anıt sütunlar ve sunaklarla ilgilidir. Yazıtlarda kullanılan tarih miladi 165 yılıdır. Kutsal Tepenin kuzey yamacının zirveye yakın kısmında, kayaya oyulmuş iki adet insan kabartması bulunmaktadır. Bu kabartmaların yanında yine Süryanice yazıtlarda mevcuttur. 

Köylülerin bulduğu insan heykelleri ve yazılı taşlar, Şanlıurfa Müzesinde sergileniyor

Höyüğün kuzeyinde ise, giriş ağzı doğuya bakan bir mağara vardır. Bu mağara, Fransız H.Pognon tarafından bulunduğu için "Pognon Mağarası" olarak da bilinir. Mağaranın kuzey ve batı duvarlarında, yörenin yöneticilerini tasvir eden tam boy insan kabartmaları ve aralarında Süryanice yazılar görülür. Bu kabartmaların ikisinin başı üzerinde Ay Tanrısı Sin'in sembolü olan hilal biçimindeki ay kabartması da dikkat çeker. Bu tarihi mekânların civarında, burada valilik yapmış yönetici ve asillere ait 7 adet anıt mezar bulunur. Köylüler tarafından bulunan veya kazılarak çıkarılan insan heykelleri ve yazılı taşlar, Şanlıurfa Müzesinde sergilenmektedir.

 

 

Soğmatar Harabeleri

Şuayb Şehrinden kuzeye doğru devam eden şose yol 16 km sonra tarihi Soğmatar kenti harabelerine ulaşmaktadır. Firavun'dan kaçan Hz. Musa'nın Soğmatar'a gelerek mucizevi asasını Şuayb Peygamber'den aldığına inanılmaktadır. Soğmatar Tarihteki esas ününü ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı Assur ve Babillerin politeist inancından gelen Pagan (putperest) dininin ve bu dinin baş tanrısı (Tanrıların Efendisi) ‘mar alahe’nin merkezi olması almaktadır. Soğamatar'daki ‘Kutsal Tepe’nin batısındaki tepelerde gezegenleri temsil eden Satürn, Şamas (Güneş), Jüpiter, Sin (Ay), Venüs, Merkür ve Mars Tapınakları olmak üzere 7 adet tapınak kalıntısı yer almaktadır.

 

Soğmatar Pognon Mağarası

Yüzyılımızın başlarında Fransa'nın Bağdat konsolosu Pognon'un keşfederek yazılarını okuduğu bu mağara kalenin 250m kadar kuzey batısındadır.

Giriş ağzı doğuya bakan bu mağaranın güney, kuzey ve batı duvarlarında tanrıları tasvir eden tam boy insan rölyefleri ve aralarında Süryanice yazılar bulunmaktadır. Bu kabartmalardan ikisinin başı üzerinde Ay Tanrısı Sin'i sembolize eden hilal biçiminde Ay kabartması dikkat çekmektedir.

Dinler tarihi açısından büyük önem arz eden, ancak yeterince tanınmayan Soğmatar ören yerinde ayrıca çok sayıda kaya mezarı ve mezar taşı bulunmaktadır.

Bu taşlardan bazıları son yıllarda Şanlıurfa Müzesine nakledilmiştir.

 

Sene Mağara (Senem Mağara)

Soğmatar'ın 11 km. kuzeyinde yer alan Büyük Sene Mağara Köyündeki mevcut mimari kalıntılar ve kayadan oyma yapılar burasının Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarında önemli bir merkez olduğunu göstermektedir.

 

Hz.Musa Kuyusu:

Günümüzde yağmurlu köy olarak adlandırılan tarihi Soğmatar kenti içinde Hz.Musa'nın kuyusu ve asasının izi olduğuna inanılan iki ziyaret yeri vardır.

 

Satürn Tapınağı:

Kutsal Tepe'nin yaklaşık 800 m. batısındadır. Kesme taşlardan inşa edilmiş silindirik bir yapı olup, sadece temele yakın duvarlar ayaktadır. Bu yapının altında kayadan oyulmuş iki bölümlü bir mezar odası bulunmakta ve bu odalarda ikişer arkosolium yer almaktadır. Odaların kapısı Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.

 

Şamaş (Güneş) Tapınağı:

Satürn Tapınağı ile Kutsal Tepe arasında, Kutsal Tepe'ye 400 m. mesafedeki bir tepeceğin (tümsek) üzerinde kare şeklinde bir yapıdır. İç tarafı küçük bir avlu şeklinde olup, güney, batı ve kuzey taraflarında birer arkosolium vardır. Avlunun girişi doğuya, (Kutsal Tepe'ye) bakmaktadır. Giriş kısmı taşlarla kapandığından içeriye girmek mümkün değildir.

 

Jüpiter Tapınağı:

Kutsal Tepe'nin yaklaşık 700 m. batısındaki bir tepeceğin üzerindedir. Tamamen yıkılmış olmasına rağmen mevcut izlerden silindirik bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Alttaki kayadan oyma odanın girişi kapalı olup, Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.

 

Sin (Ay) Tapınağı:

Kutsal Tepe'nin yaklaşık 800 m. kuzey batısın¬dadır. Mimari izlerden silindirik bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Alttaki kayadan oyma odanın girişi kapalı olup, Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.

 

Venüs Tapınağı:

Kutsal Tepe'nin yaklaşık 500-600 m. kuzeybatısındadır. Üç sıra taştan yapılmış kare bir temel üzerine oturan silindirik bir yapıdır. Kısmen yıkılmış olup, doğu ve güney taraflarında 6 sıra taş dizili duvarları ayaktadır. Buradaki yeraltı odası diğer tapınaklara göre çok bölümlü olup, kapısı yine Kutsal Tepe'ye bakmaktadır.

 

Merkür Tapınağı:

Kutsal Tepe'nin 800 m. kadar kuzey-kuzeybatı yönündedir. Burada dikdörtgen tabanlı bir yapının izleri görülmektedir. Tapınağın altındaki mağara odanın Kutsal Tepe'ye bakan girişi taşlarla kapatılmıştır.

 

Mars Tapınağı:

Kutsal Tepe'nin 800 m. kuzeyindeki dağın üze¬rindedir. Sadece üç duvarı ayakta olan bu tapınağın altında yer alması gereken mağara görülmemektedir. Ancak Kutsal Tepe yönünde görülen taş yığınının mağara odanın giriş kapısını kapatmış olabileceği tahmin edilmektedir.

Bu tapınağın güneyinde ve biraz aşağısında bir zamanlar dikdörtgen bir alanı çevrelediği anlaşılan yüksek bir duvarın kalıntıları vardır. Bu alanın kuzeyindeki küçük mağaraların birinde Süryânice bir yazıt bulunmaktadır.

Güncelleme Tarihi: 03 Kasım 2016, 14:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195