Title of a News Article

Baro, o olaylara sessiz kalmadı!

Baro, o olaylara sessiz kalmadı!
banner206

Şanlıurfa Barosu ve Çocuk Hakları Komisyonu tarafından,son zamanlarda yaşanan çocuk istismarı ve çocuklara yönelik ihmaller nedeniyle açıklama yapıldı.

Şanlıurfa Barosu tarafından yapılan açıklamada, “Toplumun temel taşı olan aile; içerisinde ülkesinin, gelecek nesillerin umudu aslında bir ülkenin, milletin de değerini belirleyen çocukla anlam kazanır. Ancak günümüzde toplum olarak çocuğa hak ettiği değer henüz verilememiş, çocuk istismarı ve ihmallerinin önüne geçilememiş aksine son günlerde yaşadığımız çocuk kayıp ve ölümleri çocukların etkin bir şekilde korunamadığının acı bir göstergesi olmuştur" denildi.

Tüm dünyada ve ülkemizde son zamanlarda şiddete uğrayan, öldürülen, ihmal edilen, ticari ve cinsel sömürünün nesnesi olan alkol ve madde kullanan çocukların sayısı giderek arttığına işaret edilen açıklamada daha sonra şu görüşlere yer verildi:

"Özellikle 2014 yılının başından bu yana ülkemizde Çocuk istismar ve ihmalleri bilançosu giderek ağırlaştı ve 15 çocuk ölü olarak bulundu. İlimizde ise 14 yaşındaki bir çocuk bu yaşta tek sorununun dersleri ve arkadaşlarıyla top oynamayı planmak olması gerekirken psikolojik sorunlar nedeniyle intihar etti. Son birkaç hafta içinde; İstanbul’da yaşayan henüz 3,5 yaşındaki Pamir havuzda ölü olarak bulundu. Kars’ta kaybolan 9 yaşındaki Mert ise tabyanın içinde tecavüz edilerek başına taşla vurularak ve boğularak öldürüldü. Adana’da annesi pazardayken kaybolan Gizem ise akrabası tarafından bıçaklanarak ve yakılarak öldürüldü. Manisa’da kayıp olan Umut ise bir su kuyusunda ölü bulundu.

Bitlis’te 4 ve 5 yaşlarındaki iki amca çocuğu dağlık alanda ölü bulundu. Soğuktan donarak öldükleri tahmin ediliyor. Van’da, iki çobanın arasındaki şakalaşma, diğerinin yaralanmasıyla sonuçlandı. Bunun üzerine yaralanan çobanın akrabası 12 yaşındaki Taner Kaya, okula gittiği sırada kalaşnikofla taranarak öldürüldü. Kocaeli’nde 2 yaşındaki Kerem Ali üzerine çekyat devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. Denizlide ise yine bir bebek boynuna emzik ipinin dolanması sonucu boğularak hayatını kaybetti.

Çocuklarımızın hayatına kasteden canice öldürmelerde; çocuğun cinsel istismarı da vardı, boğarak, yakarak öldürme. Tabi ki ihmal sonucu ölümler de sağ kalanlar için ise aynı şekilde istismar sorunu artarak büyümeye devam ediyor. Bunlar çocukların cezaevinde bulunması, yoksul olması, eğitim hakkından mahrum kalması, ve küçük yaşta çalıştırılması gibi sorunlardır.

Şanlıurfa Barosu CMK uygulama Merkezinin kayıtlarına göre yapılan avukat görevlendirmelerinin büyük çoğunluğunun çocuklara ilişkin olduğu görülmektedir. Çocuklar “suça sürüklenen çocuk” olarak suça karışmaktadırlar. Ayrıca birçok çocuk da suçun mağduru olarak yer almaktadır. Suça sürüklenen çocuklar için ise ülkemizde 12-17 yaşlarında 1 milyon 649 bin çocuk cezaevinde ve yine cezaevlerinde de yeterli tedbirler alınamadığından çocuklar her türlü istismara maruz kalmaktadır. Ancak çocuk Koruma Kanunu'nun gereği olarak amaç çocuğun yüksek menfaatini korumak olmalı tutukluluk ve hükümlülük en son çare olarak başvurulmalı daha ziyade çocuklara ilişkin koruyucu ve destekleyici tedbirlere başvurulmalı ve bunların denetiminin sağlanması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Son çare olarak nitelendirdiğimiz tutuklulukta ise çocuklar yeterli fiziki ve teknik imkanlar sağlanarak cezaevlerinde değil ıslahevlerinde tutulmalıdırlar."

Çocukların Korunmasına ilişkin gerekli etkin tedbirlerin alınmasının devletin görevi olduğu belirtilen açıklamada, "Destekleyici unsuru uluslar arası alanda çocuk hakları açısından en etkin ve geniş çerçeveli olan, ülkemizin de taraf olduğu BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmedir. Sözleşmede, “Bu sözleşmeye taraf devletlerin, çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye, cinsel saldırı dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar. Bu tür koruyucu önlemler; burada tanımlanmış olan çocuklara kötü muamele olaylarının önlenmesi, belirlenmesi, bildirilmesi, yetkili makama havale edilmesi, soruşturulması, tedavisi ve izlenmesi için gerekli başlıca yöntemleri ve uygun olduğu takdirde adliyenin işe el koyması olduğu kadar durumun gereklerine göre çocuğa ve onun bakımını üstlenen kişilere, gereken desteği saklamak amacı ile sosyal programların düzenlenmesi için etkin yöntemleri de içermelidir.” Sözleşme bu maddesiyle çocuğun her türlü istismara karşı korunmasını taraf devletlerin asli sorumluluğu olduğu belirtilmiş ve taraf devletler tüm eylem ve politikalarını çocuğun yüksek yararı doğrultusunda geliştirmek ve uygulamakla yükümlü tutulmuşlardır" ifadelerine yer verildi.

Son günlerde yaşanan çocuk istismar ve ihmallerinin tekrar yaşanmaması için her kuruma ve devlet organına düşen sorumlulukların vakit kaybetmeden yerine getirilmesi gerektiğini altı çizilerek şöyle devam edildi:

"Bunları birkaç maddede belirtmek gerekirse, tüm yargı organları tarafından çocuklarla ilgili davalarda kovuşturma ve soruşturma aşamalarında asgari dikkat ve özenin çok daha özen gösterilmesi gerekmektedir. İlgili illerdeki çocuk hakimleri tarafından Çocuk Koruma Kanunu'da yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen çocuklar açısından öncelikle uygulanması gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ve oluşa göre diğer ilgili bakanlıkların bünyesinde çocuğun her türlü istismarına yönelik somut ve etkin tedbirler alınmalıdır. Ailelerin gerçekten çocuklarını koruyup koruyamadıkları araştırılıp, belediyelerle işbirliği yapılarak aileleri bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı, psikolojik eğitsel destek verilmelidir. Çocuğa karşı işlenen suçlarda bu suçları işleyenler gibi canice davranarak idam cezası değil ancak ilgili suçlarda ceza oranlarının büyük oranda arttırılarak aynı suçların tekrar işlenmemesi için caydırıcılık sağlanması gerekmektedir. Çalışma ortamı olmayan ve diğer tüm çocuklarımız için her ilde yeteri kadar okuma ve çalışma salonları yapılmalı, her gün çocuklarımız geleceğimizdir diye söz ettiğimiz çocukların hem fiziksel hem de psikolojik olarak sağlıklı bir şekilde, tehlikelerden uzak çalışmalarını sağlayacak ortamlar hazırlanmalıdır. İlimizde ve bulunmayan her ilde son zamanlarda çocuklar arasında artış gösteren madde bağımlılığı sorunun engellenmesi ve tedavi edilmesi için ivedilikle ÇEMATEM kurulması. Çocukların tehlikeye maruz kaldıklarında sığınabilecekleri güvenlikli çocuk sığınma evleri kurulmalı. Medyanın da tüm basın ve yayın kuruluşlarında çocukların ve çocuklarla ilgili haberlerin,programların yayınlanmasında çocuğun bedensel ve ruhsal gelişimi dikkate alınarak gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Şanlıurfa Barosu avukatları ve çocuk hakları komisyonu üyeleri olarak çocukların hayatlarına kasteden zihniyeti lanetliyor; tüm devlet organlarını,meslektaşlarımızı, STK’ları,ilgili kurum ve kuruluşları, ve tüm aileleri bu gibi acı ve ülkemizin hukuki, ahlaki ve toplumsal düzenine kasteden olayların karşısında olmayı, bu konuda topluma bilinç kazandırma konusunda vakit kaybetmeden işbirliğine davet ediyoruz. Her türlü şiddetin olduğu gibi toplumun temel taşları olan çocuklarımıza yönelen her türlü şiddet ve kıyımın karşısında olduğumuzu belirtir, üstümüze düşen her türlü hukuki ve sosyal sorumluluğun bilincinde olduğumuzu tekrar vurgulayarak, Şanlıurfa Barosu olarak tüm çocuk istismar davalarının titizlikle takipçisi olduğumuzu bu tür olayların tekrar yaşanmadığı ve son bulacağı ana dek mücadele edeceğimizi belirtmek isteriz.“

Güncelleme Tarihi: 05 Mayıs 2014, 15:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195