Title of a News Article

Mehmet Akif Ersoy Urfa’da anıldı

.

Mehmet Akif Ersoy Urfa’da anıldı
banner206

Şanlıurfa’da Mehmet Akif Ersoy’u Anma ve İstiklal Marşı’nın Kabulü dolayısıyla anma program düzenlendi.

Milli Eğitim İl Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Turan, Harran Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın,  Haliliye İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Vural, Karaköprü İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Yanmaz, Eyyübiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Demir, okul müdürleri ve öğrenciler ile veliler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, İl Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Turan, günün anlam ve önemini belirten konuşma yaptı. Turan, İstiklal Marşı’ndan övgülerle bahsederek, “Her kelimesi, her mısrası, her kıtası o kadar deruni manalar taşır ki; Bir kez daha hatırlatır insana özgür olduğunu” dedi.

Müdür Turan, konuşmasında şunları kaydetti;

Milli Mücadele yıllarının en ağır şartları içerisinde devlet ve millet adeta bir hercü merç yaşarken Ufuk Peygamber Hz Muhammed’in (S.A.V) Mekke’den Medine’ye yaptığı kutlu yolculukta yol arkadaşı Hz Ebu Bekir’e söylediği “KORKMA Ya Ebu Bekir, Allah bizimledir.” nidasındaki iman, cesaret, inanç ve adanmışlık ile İstiklal ve İstikbal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tam 13 asır sonra Ankara’da Tacettin Dergâhında “KORKMA” diyerek ülkemiz üzerinde dolaşan gaflet, dalalet ve korku bulutlarını dağıtarak, samimi duygularını nakşetmeye başladı. Akif iman, aksiyon, tarih, zafer, bağımsızlık, bayrak gibi kavramlarla tüm Milletin gür sesini kaleminden damıtarak vecd içinde; geçmiş, gelecek ve anın tarihini bir potada eriterek tarihin muhteşem anlarını haleti ruhiyesi ile canlı yaşar gibi 571 hece, 1453 harften oluşan İstiklal Marşımızı vücuda getirdi. 571’ de bir güneş doğdu İnsanlığın en yüce önderi, 1453’te Cennet Mekân Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethetti.

Görüldüğü üzere bu kadim medeniyetin en önemli iki tarihi ile milli mefahirimiz, İstiklal Marşımız arasında tam tamına bir tevafuk söz konusudur. Her kelimesi, her mısrası, her kıtası o kadar deruni manalar taşır ki; Bir kez daha hatırlatır insana özgür olduğunu. Bir kez Daha hatırlatır insana şu an hür yaşamasını kimlere borçlu olduğunu. Ve Bir kez Daha hatırlatır insana bu büyük Milletin şerefli bir ferdi olduğunu…

İstiklal Marşı üslup  ve mana itibariyle  hem bir edebi şaheser hem de yeryüzünün en güzel marşıdır. Kuşkusuz İstiklal  Marşımızın emsal sebebi vatan ve istiklal sevgisi ile dertlenen bir fikir insanı ve şairinin milletin ruhunda makes bulan derin ıstırabın tercümanı olmasından ileri gelir. Tıpkı Bülbül şiirinde olduğu gibi… İstiklal Marşı, Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanmasının katalizörü olmuştur. Çünkü İstiklal marşı Milletimizin sesine ses, ordumuzun gücüne güç, cesaretine cesaret katmıştır. Çaresizlik yerine ümidi, acziyet yerine direnmeyi, iman gücünün tek dişi kalmış canavara galebe çalacağını haykırmıştır.

 Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın

derken; “Vatan sevgisinin imandan geldiğine dair hadisi vurgulayarak vatan savunmasının gerekliliğini belirterek aynı zamanda kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlamayacaktır ayetine telmih yaparak inanların galip geleceğini, ümidin yitirilmemesi gerektiğini haykırarak milletini yüreklendirmiştir. İşte böyle bir şerait içinde yazılan İstiklal Marşını Büyük Şairimiz Safahat kitabına almayarak şöyle ifade etmiştir: “O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Binbir fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz.. Onu kimse yazamaz.. Onu ben de yazamam.. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur... Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın!”

      İşte bugün,   en son örneğini 15 Temmuzda yaşadığımız alçak darbe teşebbüsünün taşeronu, tarihin gördüğü ve görebileceği en sinsi örgütlerden biri olan FETÖ ile diğer terör örgütleri emperyalist Batının gönüllü taşeronluğuna soyunarak İslam Coğrafyasında, sahibine hizmet eden köpek edası ile yakıcı ve yıkıcı faaliyetlerine devam etmektedirler. Bizler bugün tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun bilincinde olarak Ecdadımızın emanetine sahip çıkarak şairin ifadesiyle bu Cennet Vatanı, Cenneti kazanma uğruna gerektiğinde Şehadet şerbetini içerek bizden sonrakilere, onlar da kendilerinden sonrakilere bırakacak; kıyamete kadar bu döngü devam edecektir.  Duygularıma son verirken başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitlerimiz, gazilerimiz ve İstiklal Şairimiz merhum Mehmet Akif’i şükran ve minnetle yâd ediyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Programda daha sonra Mehmet Akif Ersoy ile ilgili şiirler okunurken, ayrıca öğrenciler tarafından tiyatro gösterisi yapıldı. Türki dinletisinin de yapıldığı program, Mehmet Akif Ersoy’u Anma ve İstiklal Marşı’nın Kabulü ile ilgili düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerin verilmesiyle sona erdi. Öğrencilerin aldıkları ödülleri şehit ailelerine bağışladıkları öğrenildi.

 

Güncelleme Tarihi: 13 Mart 2017, 16:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195