HABERİN GALERİSİ

Şanlıurfa'da cemaat operasyonuna tepki

Şanlıurfa’da, Pak İletişim İş Sendikası üyeleri, 14 Aralık Operasyonu'nu adliye bahçesinde çeşitli sloganlarla protesto etti.

İstanbul merkezli 14 Aralık Operasyonu kapsamında aralarında polis ve gazetecilerin de bulunduğu 31 kişinin gözaltına alınması Pak İletişim İş Sendikası üyeleri tarafından adliye bahçesinde protesto edildi. Öğle saatlerinde adliyeye gelen sendika üyelerinin ellerinde: ‘Bunu da yaz tarih’, ‘Kendimi ihbar ediyorum, hizmet üyesiyim’, ‘Demokrasi zamanı’,  ‘Özgür basın susmaz’ vb. sloganlar atarak adliye bahçesine geldiler.

Pak İletişim İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Öztürk, burada yaptığı basın açıklamasında, Türkiyede demokrasisi ve basın özgürlüğü adına çok acı bir gün yaşadıklarını belirterek, “Eşine darbe dönemlerinde bile rastlanmayan vahim iddiaya iktidar cephesinden hiçbir yalanlama gelmemesi, demokrasiyi, hukuku, insan haklarını ve özgürlükleri önemsenmeyen bütün kesimleri derinden endişelendiriyor. Şayet iddialar doğru ise, bu türden intikam operasyonları planlayanlar, hukuken suç işlemektedir. Amaçları, yeni algı operasyonlarıyla bir yıldır bütün çabalarına rağmen toplumdan saklayamadıkları 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarını perdelemek, gündem değiştirmek, özgür medyayı, susturmak, toplumu sindirmek ve korkutmaktır. Gazeteciler, yazarlar, siyasiler, kanaat önderleri, yargı mensupları, sivil toplum temsilcileri, hiçbir suç ve delile dayanmaksızın göz gözaltına alınmak istenmektedir” dedi.

“Operasyonun hedefinde yalnızca Zaman, Bugün, Taraf gazeteleri ile Samanyolu ve Koza yayın grupları değil, iktidardan emir almayan bütün özgür medya kuruluşları bulunmaktadır” diyen Öztürk, konuşmasında şunları kaydetti:

“Bugün yapılanlara sessiz kalınması halinde sıra Cumhuriyete, Sözcü’ye, Hürriyet’e, Milliyet’e, Haber Türk’e ve diğer kurumlara, kuruluşlara gelecektir. Halkı gerçeklerden haberdar eden medya, çağdaş demokrasilerin vazgeçilmesidir. Bu nedenle, saldırı herhangi bir kuruluşu kesimi değil, doğrudan demokrasiyi, hedef almaktadır. Böylesine kapsamlı ve hukuksuz bir operasyon planı varsa, bu doğrudan doğruya demokrasiye darbe planıdır. Bununla hedeflenen, yalnızca 17 ve 25 Aralıkta ortaya çıkan yolsuzluklara toplumun sosyolojik hafızasında şekillenen kanaati baskılamak değil, toplumu yakından ilgilendiren sıcak gündemi de saklamaktır. Bu konuda bir çırpıda şu başlıkları sayabiliriz: Kirlenmişliğini gizleyemez hale gelen siyasi iktidarın, çözüm adı altında terör örgütü ile yürüttüğü vahim pazarlık ve verilen ödünlere tepkiler yükselmeye başlamıştır. Böyle bir atmosferde, ülkemizin kritik sorunlarına çözüm üretmesi gereken iktidar, demokrasiyi, hukuku, kamu düzenini, huzuru ortadan kaldıracak yeni algı operasyonlarıyla meşguldür. Buradan sorumluluk makamında olanlara açık bir çağrı yapıyoruz. Ülkemizi ve geleceğimizi tehlikeye atacak, demokrasimizi geriye götürecek, iç hukuk karşısında da evrensel hukuk karşısında da hesabını vermeyeceğiniz antidemokratik uygulamalardan vazgeçin. Bugüne dek yaptığımız bütün hukuksuz işlemleri geri alın. Aksi takdirde, hukuka, demokrasiye aykırı tüm uygulamalarınızdan mutlaka hesap vereceksiniz. Çünkü demokrasilerde iktidarlar hangi oy oranlarıyla olursa olsun devleti babasının çiftliği gibi kullanmak için değil demokrasinin kurallarına ve hukuka göre yönetmek için seçilmektedir. Türkiye, kendi suçlarını gizleyebilmek ve hesap vermekten kaçabilmek için devlet gücünü kin ve intikam duygularıyla, hak ve hukuku hiçe sayarak kullanmak isteyenlere müsaade etmeyecektir.  Buna cüret edenler tarih önünde de hukuk önünde de mesul olacaklardır. Suçluların hesap vermek yerine devlet gücünü kullanarak suçlarını gizledikleri, kendilerini akladıkları bir devlet, giderek kendisi bir suç örgütüne dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Devletin hukuk devleti olma vasfı bu nedenle hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, demokrasiyi, hukuku, geleceğimizi, önemseyen, insan hak ve hürriyetlerine değer veren bütün siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, medya kuruluşlarını, aydınları ve halkımızı,  bütün hukuksuzlara, haksızlıklara karşı çıkarmaya ve herkes için daha  fazla demokrasi, daha fazla hak ve daha fazla onur mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz.”

Protestoya Şanlıurfa Barosu Başkanı Av. Ali Fuat Bucak ve CHP Haliliye İlçe Başkanı Mehmet Cengiz de destek verirken, grup basın açıklamasının ardından alandan ayrıldılar.