Title of a News Article

Özgecan için tek yürek oldular

 Özgecan için tek yürek oldular
banner206

Şanlıurfa’da yüzlerce kişi, Mersin’in Tarsus İlçesinde vahşice öldürülen Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için yürüyüş yaptı.

İBRAHİM HALİL ŞEKER 

Mersin’de bir otobüs şoförü tarafından önce bıçakla öldürülen ve ardından da yakılan Üniversite Öğrencisi Özgecan Aslan cinayetine tepkiler dinmiyor. Türkiye’yi derinden yaralayan Özgecan Aslan cinayeti için bugün Şanlıurfa’da yüzlerce kişi yürüyüş yaparak, olayı protesto ettiler.

Şanlıurfa Barosu, HDP, CHP, DPP, EMEP, YAŞAMEVİ, Kadın Dayanışma Derneği, İHD, KESK, Mazlum Der, TMMOB, SES, Eğitim Sen, KAMER, ÇATOM ve Alevi Kültür Derneğinin desteklediği yürüyüş için yüzlerce kişi Ali Şelli Parkı’nda toplandı. Kalabalık, daha sonra “Özgecan ölümsüzdür”, “Özgecan'a dokunan eller kırılsın” ve “Kadına şiddete hayır” şeklinde sloganlar atarak Atatürk Bulvarı üzerinden Ahmet Bahçivan İş Merkezi’ne kadar yürüyüşe geçti. Kadınların önde, erkeklerin de arkadan yürüdüğü protestoya, çevredeki vatandaşların alkışlarla, araç sürücülerinin de klakson çalarak destek verdiği görüldü. “Kadın şiddetine dur dee, “Kadın kırımına tecavüzüne, katliamına karşı yasta değil isyandayız”, “Kadın cinayetlerini durduracağız” yazılı pankartlar ve “Bakan uyuma sesimizi duy”, “Bu canilik değil erkek şiddetidir”, “T.C.vüze son”, “Hepimiz Özge’yiz öldürmekle bitmeyiz” gibi dövizlerle yürüyen Yüzlerce Kişi, hunharca öldürülen Özgecan Aslan’ın fotoğraflarını da taşıdılar.

 

“Katledilen tüm insanlıktır”

Ahmet Bahçivan İş Merkezi’nde sona eren yürüyüşün ardından Şanlıurfa Baro Üyesi Av. Esra Yürüm tarafından basın açıklaması yapıldı. Özgecan Aslan’a tecavüz etmek isteyen, katledilen insanlıktan çıkmış, insanlık düşmanı canavarları nefretle kınayarak konuşmasına başlayan Av. Yürüm, “Özgecan’ın şahsında tecavüze uğratılmak istenen ve katledilen tüm insanlıktır. Kadınlara karşı işlenen suçlar, kadın katliamları, intihar ve cinayet olayları ülkemizde son yıllarda azalmak ve sona ermek şöyle dursun, her ölüm gerekçelendirilmeye çalışılmış ve sorun kadının kendisinde aranıp, bu nedenle gerçek çözümden uzaklaşılmış ve son birkaç yıl içerisinde hızla artış göstererek bir cinskırımı boyutuna ulaşmıştır. Bu olaylar kamuoyu vicdanında derin yaralar açmış; artık hiç kimsenin kadın katliamlarına tahammülü kalmamış, Türkiye'deki kadın katliamlarında bucak kemiğe dayanmıştır” dedi.

 

Bir ayda 26 kadın öldürüldü

Av. Yürüm, bu ülkede erkeklerin sadece geçtiğimiz ayda 26 kadını öldürdüğünü vurgulayarak, “Yedi kadına tecavüz etti, 24 kadına zorla fuhuş yaptırdı; 36 kadın ve kız çocuğunu yaraladı, 13 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu. Bir o kadar çocuk istismara uğradı. Kadına yönelik şiddet yüzde 1400 ve kadın ölümleri yüzde 37, kadın intiharları ise yüzde 50 oranında artış göstermiştir. Söz konusu bu rakamlar ise elimize ulaşan verilerin bir kısmı olup siyah sayıların mevcudiyeti de yadsınamayacak orandadır. Yerler, failler farklı olsa da şiddet uygulayan erkeklerin konuştukları ortak dil erkek egemenliğinin dilidir. Bunların kadın kimliğini ve özgürlüğünü ret eden kadın düşmanı zihniyetten ve uygulamalarından beslendiği ve güç aldığı kesindir” diye ifade etti.

Her gün bir yenisini duyduğumuz ve kanımızı donduran kadın katliamlarından sonuncusunun Mersin’de yaşandığını dile getiren Yürüm, “Belki de en vahşice olanlarından biri ne yazık ki evine gitmek isteyen ve bunun için Mersin-Tarsus-Adana arası yolcu taşımacılığı yapan minibüsün şoförü tarafından tecavüz etme girişiminde bulunulup, önce cani şoföre karşı çıktığı için defalarca bıçaklanarak, daha sonra da yakılarak hiçbir canlının hak etmeyeceği vahşice bir ölüm üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’a reva görülmüştür” diye kaydetti.

Faillerin Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü en ağır yaptırımla cezalandırılması, soruşturmanın ve dava sürecinin kamuoyu takibine izin verecek şeffaflıkla ve hukuka uygun biçimde yürütülmesini talep ettiklerini kaydeden Av. Yürüm, açıklamasında şunları kaydetti;

“Bu ve benzeri olayların tekrar etmemesi için tüm ilgili kurumları acilen sorumluluk almaya davet ediyoruz. Özgecan Aslan cinayetinin sıradan bir adli vakanın çok ötesinde yıkıcı sonuçları olan toplumsal bir soruna işaret ettiğini biliyoruz. Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddet olaylarının hiçbiri münferit değildir. Kadın cinayetleri ve intiharları toplumsaldır, çözümüne yönelik toplumsal önlemler alınmalıdır. Bu bağlamda kadının yaşam hakkını korumak sağlamak kadının görevidir. Konu tamamen kamusal bir zeminde, bireysel haklar üzerinden ele alınmalıdır. Ayrıca kadınların toplumsal hayatta sosyal ve ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirerek düzenlemeler de yapılmalıdır.

Son olarak; Kadın cinayetlerini cinskırımlarını ve erkek egemen zihniyeti tekrar nefretle kınıyoruz.”  

Güncelleme Tarihi: 18 Şubat 2015, 15:46
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195