Şanlıurfa’da göreve başladığı günden bu yana emniyet müdürlüğü bünyesindeki FETÖ Terör Örgütü üyelerini temizlemeye başlayan İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın bir konuşması ortaya çıktı. FETÖ’cüler tarafından ‘Darbe Girişimi’ öncesinde internete yüklenerek ifşa edilen Müdür Pınarbaşı’nın konuşmasında, görevden alınan FETÖ’cülerin mahkeme kararıyla göreve dönmeleri durumunda dahi onlara görev vermeyeceğini belirtiyor. Pınarbaşı, ayrıca FETÖ’cülerin kendisini sosyal medyadan tehdit ettiğini de kaydederek, “Ben sizin neyinizden korkacağım. Ben doğru yoldayım. Bu devlet için , bu millet için gerekirse cezaevine de giderim” dediği ortaya çıktı.

UĞUR BUDAK

13 Mayıs 2014 tarihli Kararname ile Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü olarak atanan Eyüp Pınarbaşı, göreve geldiği günden bu yana emniyet içerisindeki FETÖ Terör Örgütü üyelerini temizliyor. Müdür Pınarbaşı’nın FETÖ’cüleri açığa alması nedeniyle bu örgütün hedefi haline geldiği ve hatta söz konusu örgüt tarafından tehdit edildiği bile ortaya çıktı. FETÖ Terör Örgütü üyeleri, 15 Temmuz ‘Darbe Girişimi’nden önce Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın Polisevi’nde FETÖ Terör Örgütünü hedef alan konuşmalarını internete yükleyerek, Pınarbaşı’nı ifşa ettikleri görüldü. FETÖ’cülerin korkulu rüyası haline gelen Müdür Pınarbaşı’nın,  bu konuşmalarında isim vermeden FETÖ Terör Örgütü üyelerine yönelik sert mesajlar verdiği görülülüyor. 

“BU ARKADAŞLARIN HİÇBİRİNE BEN GÖREV VERMEM”

İşte Şanlıurfa eski Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın 24 Nisan 2015 ile 12 Şubat 2016 tarihlerinde

Polisevi’nde yaptığı konuşmalar…

Herkesin yüzüne karşı ne söylemem gerekiyorsa söylerim. Kameraya da kaydettirebilirim ki kimseden bir çekincem yok, korkum yok. Dedim ki; Bazı arkadaşlar süreç çok ateşli geçiyor. Bir savaş var, savaşın olmayacağını söyleyecek bir babayiğit var mı burada? Hala devam ediyor ve yüksek değerlendirme kurulu sınavı kazanmış olmalarına rağmen birçok arkadaşı, birçok arkadaşı değil 93 devresini veya terfi sırası gelen arkadaşları durulsun ondan sonra terfileri veririz diye terfi ettirmedi. Bu idarenin almış olduğu bir karar tabi buna uyanlar vardı, uymayanlar da şöyle bir ülkede olsa hukukun üstünlüğü tabiî ki idarenin almış olduğu karara yargı yolu açıktır, gidebilir ama birtakım yerlerin telkinleriyle bazı arkadaşlar gittiler rütbelerini aldılar. Bu arkadaşların hiçbirine ben görev vermem. Görevde olanları da görevden aldım ve dava açmayan arkadaşları da hepsini vekaleten müdür yardımcısı yaptım. Yani arkadaşlar devlet ile savaş olmaz o zaman söyledim; “Kafayı duvara toslarsın.” Maalesef bu ülkede bu cezalar verilmediği için bunlar her gün yeni bir oyunla ortaya çıkıyor. Ama devleti yönetenler de anlayacaklar ki bir gün bunlarla böyle mücadele edilmez, sonunda bizim dediğimiz yere gelecekler. Nitekim söylemeye başladılar. Bu yol yol değil geldiğimde 23 Mayıs’ta söyledim. Arkadaşlar insanların inançları, ibadetleri her şey olabilir. Sen görevini yaparken mevcut yasaların dışına çıkarak dışarıdan bir takım emir ve talimatlar alarak bir takım işler çevirmeye kalkarsan olmaz. Tekrar söylüyorum; 80 İlin ne yaptığı önemli değil, 80 il dönsün Urfa’yı örnek alsın, örnek alınacak yer varsa burasıdır. Şimdi arkadaşlar kendinizi il emniyet müdürünün istihbarat veya TEM Müdürünün yerine koyun adam görevini doğru düzgün yapmıyor veya başka şeyler peşinde gönderiyorsun, ne güzel sistem kurmuş gidiyor idare mahkemesine geri dönüyor. Ya arkadaş burada sağlıklı bir işin yürümesi mümkün mü? Dünyanın neresinde böyle bir devlet organizasyonu var. Yemin ediyorum Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadar böyle yapılara geniş relaks bir devlet olamaz.  

“SİZİN ALDIĞINIZ MAHKEME KARARINI TANIMAM”

Benim emir ve talimatlarım kesin ve nettir arkadaş.  Kıvırmam yaptığım işinde arkasında dururum. Bu komiser muavini iken neysem şimdi de hiç değişmem. Değişmemi gerektirecek bir hiçbir husus yok. Ben açık ve net konuşmayı da seven biriyim. Az konuşurum toplantılarda ama öz öz konuşurum. Çünkü ben inanmadığım hiçbir şeyi yapmam. Mümkün değil yaptıramazsın. Şimdi, biz burada samimi uyarılarda bulunduk. Bu yol yol değildir. Ben dedim; mahkeme kararıyla rütbe alana görev vermem.  Hangi delikanlı görev verdirirse gelsin verdirsin. Adam yazmış, bana işte mahkeme. La sizin aldığınız mahkeme kararının benim nezdimde değeri yok ki! Örgüte, çeteye müzahir hakimin verdiği kararı ben uygulamam, uygulatmam kardeşim uygulatmam. Ne zannediyorsun? Oraya yazıyor, buraya yazıyor müfettiş geliyor. Kardeşim sizin ağa babanızla, şuanda gözaltında, ben baş komiserken mücadele etmişim. 37 seneyle yargılandım. Belki de ceza alabilirim. Şimdi, ben, iyi niyetle burada kardeşim yanılmış olabilirsiniz. Ben herkesin fikrine saygı duyarım ama devlet idaresinde, devlet görevinde, verilen emir, yasa, tüzük, yönetmelik  neyse onu uygulayacağız. Ama, böyle bir devletin içine sızmış bir çeteyle de ben nasıl mücadele edileceğini bilirim. Ben, yasa, tüzük, yönetmelik, şeref yerine göre uygulamak zorundayım. Ama ben bir aksiyon adamıyım. Yeri ve zamanı geldi mi ne yapmam gerekiyorsa da, onu hiç affetmem  gereğini yaparım. Şimdi tazminat davası açıyorlar, benden haraç istiyorlar. Kardeşim siz yanlış adamdan haraç istiyorsunuz. Gene ben iyi niyetliyim, size neler yapardım. Ben sizin neyinizden korkacağım. Ben doğru yoldayım. Bu devlet için , bu millet için gerekirse cezaevine de giderim.”