Title of a News Article

Urfa valiliği istişare toplantısı yapıldı

.

Urfa valiliği istişare toplantısı yapıldı
banner206

Şanlıurfa Valiliği, Kasım ayı istişare toplantısı, Şanlıurfa merkez ve ilçelerinde bulunan kanaat önderleri ve aşiret liderlerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıya, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Hakkı Köseali, İl Jandarma Komutanı Albay Nuri Öztürk, Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Orbay Bahri Ulgar, Vali Yardımcısı Tarık Açıkgöz, İl Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu, İl Müftüsü İhsan Açık, Vali Danışmanı Reşat Uzun ile kanaat önderleri ve aşiret liderleri katıldı.

Yaklaşık 200 kişinin bulunduğu toplantıda konuşan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Türkiye’nin içinde bulunduğu uluslararası siyasi pozisyon, sınır komşumuz ülkelerde yaşanan savaşlar ve buna karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin tutumu hakkında bilgiler verdi.

Şanlıurfa’da görev yapmaya başladığı üç buçuk aylık süre boyunca kanaat önderleri, aşiret liderleri ve vatandaşlarla bir araya geldiğini belirten Vali Erin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplumun her kesimine gösterdiği hassasiyeti kendilerinin de göstermeye çalıştıklarını dile getirerek, “Topluca bir araya gelerek sizlerle istişare etmeyi, görüş ve düşüncelerinizi alarak çalışmalarımıza katmayı arzu ediyorduk. Sizlerin de takdir ettiği gibi bu üç buçuk aylık sürenin neredeyse yarısı Ankara’dan gelen devlet büyüklerimizi ve yabancı misafirlerimizi ağırlamak, karşılamak ve uğurlamakla geçti. Yine ilçelerimize programlı, programsız yaptığımız ziyaretler oldu.Ziyaret ettiğimiz yerlerde mümkün oldukça sizleri de ziyaret ettik.

İlkini gerçekleştirdiğimiz bu toplantılarımıza bundan sonra da 15’er günlük aralıklarla bölge bölge veya ilçe ilçe, biraz daha dar kapsamlı, sizlere de daha çok söz hakkı tanıyacak, ilgili kamu kurum amirlerimizi de bulundurarak istişare etmeye devam edeceğiz.

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve İçişleri Bakanımız Türkiye’nin dört bir yanında devletinin, bayrağının vatanının yanında yer alan ve bu tutumunu sergileyen aşiret liderlerimize büyük değer veriyor. Bu doğrultuda Çankaya’da ve Beştepe’de davetler edilerek bu istişareler sürdürülüyor. İnşallah bunun devamını sağlayacağız” dedi.

Şanlıurfa’nın, Türkiye’nin ve dünyanın en kritik, stratejik ve hassas noktasında yer aldığını ifade eden Vali Erin, “Şanlıurfa halkının ve aşiret liderlerinin birlik ve beraberliğin yanında, bayrağımızın yanında, milletimizin istiklali ve istikbalinin yanında yer aldığını tarihteki konumuna da baktığımızda görüyoruz. Bizim kurtuluş savaşımızın o şanlı mücadelesinin Urfa’ya yansıması, şanlı ünvanının verilmesine neden olan o kahramanlığın gösterilmesi, yüz yıl önceki emperyalistlerin anadolunun dört bir tarafına saldırarak bir daha ayağa kalkmamak üzere bizlerin üzerine saldıranların Şanlıurfa’da nasıl bir ders aldığını hepimiz biliyoruz. İşte o kahramanların mimarları, bugün bir arada olduğumuz kardeşlerimizin ataları ve dedeleridir. Onlara rahmet ve minnet duygularımızı iletiyor, saygı ve hürmetle selamlıyoruz.

Bu vesileyle dün ve bugün biraz önce ifade ettiğim bu ortak mirasımızın simgesi olan, devletimizin dirliği, birliği ve milletler arasında daha haysiyetli, onurlu bir yer edinebilmesi, ayakları üzerinde dimdik bir cumhuriyet olabilmesi için, gece gündüz her türlü fedâkarlığı gösteren, bu uğurda canını feda etmekten kaçınmayan o pırıl pırıl meleklerimize, o şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.

Hangi etnik yapıya, hangi mezhebe, hangi düşünceye tabi olursa olsun, birliğimiz beraberliğimiz için kendini feda eden, bizlerin daha müreffeh, bağımsız ve özgür olmamızı mümkün kılan bütün şehitlerimizi, 15 Temmuz’daki 250 şehidimiz dahil olmak üzere hepsinin mekanının cennet olmasını Cenab-ı Allah’tan diliyoruz” şeklinde konuştu.

 

“Türkiye’nin birlik ve beraberliğine, bağımsızlığına kastedenlerin içeride tekrar böyle bir şeye kalkışmayı göze alamayacaklarını, böyle bir şeye cesaret edemeyeceklerini hepimiz biliyoruz” diyerek, 15 Temmuz darbe girişimine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 35 yıldır mücadele ettiği PKK terör örgütünün faaliyetlerine değinen Vali Erin, sözlerine şöyle devam etti:

Yaptıkları plan ve programların, tuzakların farklı boyutlarla tekrar cereyan edebileceğini hepimiz biliyoruz. İçeride yapamadıklarını, dışarıda yapmaya çalıştıkları bir kuşatma harekâtıyla 35 senedir mücadele ettiğimiz terör örgütünü her türlü silah ve teçhizatla donatıp, ülkemizin etrafına konuşlandırarak bizleri kuşatmaya çalıştıklarını hep birlikte görüyoruz. Aslında bu yapageldikleri alışkanlıklarının devamıdır. Dost ve müttefik kabul ettiğimiz, müttefik olmanın gereği sözüne güvenilir bir ülke olması gerekenlerin açık açık yapmış oldukları bu hatanın ve yanlışın er geç farkına varacaklarını biliyoruz.

15 Temmuz’da içeride ve dışarıdaki hainler eliyle uyguladıkları o planlama sonrası sahneye koydukları o darbe teşebbüsü, milletimizin sağlam duruşu ile başlarına geçirildi. Bugün dünyadaki tüm milletlerin gözüne baka baka demokrasi ve insan haklarından dem vuran bu egemen güçlerin, terör odaklarına sağlamış olduğu desteğin de ters tepeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti kimsenin işaretiyle hareket etmeyen, bütün gücünü milletinden ve şerefli ordusundan alan, dimdik ayakta durabilen bir millet ve devlettir. Kimsenin oyuncağı olmayacak, kimsenin keyfine göre hareket etmeyecek. Biz sadece bu milletin ve devletin menfaatinin gerektirdiği faaliyetleri icra edecek, daha çok çalışacak ve üretecek bu milleti ve devleti güçlendirecek, dışarıya olan bağımlılığı en aza indireceğiz.Bu Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal’in de hedef olarak gösterdiği, muasır medeniyet seviyesinin başka türlü bir ifadesinin olmadığını da sizlerle paylaşmak isterim.

Şanlıurfa’nın yeni ve güçlü Türkiye Cumhuriyetini inşa etme yolunda en ağır yükleri yüklenmiş illerden bir tanesi olduğunu kaydeden Vali Erin, “220 kilometre boyunca ateş topuna çevrilmiş Suriye’deki o topraklar hemen yanıbaşımızda. Aslında üçüncü dünya savaşının Irak ve Suriye’de cereyan ettiğini, bu savaşın devletler eliyle vekâlet şeklinde yürüdüğünü biliyoruz. Bu savaş Suriye’deki Arapların veya Kürtlerin savaşı değil. O savaşın Amerika’nın, Rusya’nın, İsrail ve İngiltere’nin savaşı olduğunu biliyoruz. Vekâlet vermek suretiyle türettikleri örgütler vasıtasıyla bizlerin toprağında bu savaşı icra etmeye çalışıyorlar. Biz bunların hiç birine oyuncak olmayacağız. Müdafaayı sadece kendi sınırlarımız içinde değil, gerektiğinde bir gece ansızın Irak’a, Suriye’ye, gerektiğinde çok uzaklarda milletimizin çıkarına zarar verecek gelişmeleri engellemek için müdahale edeceğiz.

İçeride son yirmi senedir denenen her türlü yönteme rağmen, alınan yeni kararlar ve tereddütsüz bir mücadelenin ortaya çıkması sonrası yurtiçinde PKK terör örgütü başta olmak üzere diğer terör örgütlerinin hepsini hiç duraksamadan ve çekinmeden kararlı bir mücadeleyi, elinde silah tutan son teröristin ortadan kalkıncaya kadar devam edeceğini herkesin bilmesi lazım. Elinde silah tutacak biri varsa o da devletin eline silah verdiği askerin, polisin olacağını, bundan başka kimsenin elinde silah bulundurarak dayatmada bulunmasına müsaade edilmeyeceğini herkesin bilmesi lazım. Bu uğurda şehitler vereceğiz. O şehadet de hangimizin kapısını çalırsa hoş geldin diyeceğiz. Kürdüyle, Türküyle bu milletin geleceğine kasteden müdahalelere müsaade etmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım.

Kürtlerin hakkı ve hukuku adına 35-40 senedir bu insanlara yaşattığı acıyı, analara babalara yaşattığı o acıyı Moğollar dahil kimsenin yaşatmadığını biliyoruz. Bizim vatandaşlarımızın devletiyle bir sorununun olmadığını biliyoruz.

PKK’nın da DEAŞ’ın da DHKPC’nin de hepsinin ana sözleşmesi, ana planlayıcısı ve bunları sahaya süren gücün aynı güç olduğunu artık çok net ve açık şekilde görüyoruz. Suriye ve Irak’ta birden türeyen DEAŞ’ın efendilerinin emriyle işgal ettikleri toprakları yine efendilerinin emriyle YPG’ye, rejim hükümetine ve efendilerinin gösterdikleri güçlere tek kurşun sıkmadan teslim ettiklerini biliyoruz. DEAŞ’ın Suriye’de icra edeceği bir görev vardı ve o görevi tatbik ettiler. Görevleri bittiğinde yavaş yavaş çekilecek ve yeni vekalet verilenlere bu alanları teslim edecekler. Oradaki kargaşa ve savaşı topraklarımıza da taşımak istediklerini biliyoruz” şeklinde konuştu.

Şanlıurfa’nın, bu vekalet savaşını yürütenlerin yüzyıllar öncesine ait hesaplarının merkezinde bulunduğunu belirten Vali Erin, dolaysıyla Şanlıurfalıların daha çok duyarlı ve hassas olması gerektiğini belirterek, “İnsanların hepsinin kendisine hizmet edeceğine inanan, Dicle ve Fırat arasındaki toprakların kendilerine Allah tarafından vadedildiğine inanan ve bu toprakları mutlaka almak için her türlü yolu mübah sayan bir anlayışla karşı karşıyayız” dedi.

“Bugün bizlerin karşı karşıya olduğu tehlikelerle, yarın çocuklarımızın da karşı karşıya kalacağını biliyoruz” diyen Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti:

Ancak bunların tüm bu girişim ve çabaları, Sevr’de gerçekleştirmeye çalışıp başaramadıkları, sonrasında yine destekledikleri darbe zihniyetleriyle el koymaya çalışıp yönlendirmeye çalıştıkları, milletin ortaya koyduğu tepkiyle iradesine sahip çıktığı Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm bu oyunların farkında olarak bunların üstesinden gelebileceğinden de hiçbir şüphe duymadığımızı ifade etmek gerekir. Tarihte bunun sayısız örnekleri vardır. Teknoloji ve makinalara sahip olmak önemli. Güç dengeleri onların elinde. Ancak herşeyin silah ve araç gereçten ibaret olmadığını tarih bize sonsuz defa göstermiştir. Kaldı ki kendi silahını, tankını, insansız hava araçlarını üretebilen, teknolojik bağımlılık anlamında yurtdışına bağımlılığı en aza indirdiğimiz bir noktaya taşıdığımızı ve çok önemli mesafeler katettiğimizi biliyoruz.

Bunun olabilmesinin ve gerçekleşe bilmesinin olmazsa olmaz birkaç şart ve koşulu var. Bunun en başında geleni, bizim birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi koruyup güçlendirmemiz gerektiğini hepimiz biliyoruz.

Gündelik karmaşa içerisinde, bazen unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz bu birlik ve beraberlik duygusunun daha da güçlendirilmesine yönelik çabayı ihmal ettiğimizi biliyoruz. Ama her türlü çekişmeyi bir tarafa bırakarak birbirimize omuz verdiğimiz bir döneme geçtiğimizi söylemeye gerek bile yok.

Son 15-20 yıl içinde Şanlıurfa’nın eğitimden ulaştırmaya, sağlıktan altyapıya çok önemli gelişmeler yaşadığını ve bu sayede de Şanlıurfalıların daha müreffeh ve daha zengin, kamu hizmetlerinden daha fazla faydalanabilir seviyeye geldiğini görebiliyoruz. Ama hala eksiklerimiz var. Eğitimde fiziki altyapı eksikliğimiz, çok iyi donatmamız gereken 1 milyon 300 bin genç nüfusumuz var.”

Konuşmasında Şanlıurfa’nın eğitim, sağlık, tarım, sanayi ve turizm gibi alanlarına yapılan ve yıllık 1 milyar TL’ye varan yatırımlara değinerek devam eden Vali Erin, Şanlıurfa’nın yatırım almada Türkiye’deki ilk on il içerisinde yer almayı sürdürdüğünü ifade etti.

Şanlıurfa’nın eğitim alanında önemli sayıda dersliğe ihtiyacı olduğunu, taşımalı eğitimin ve ikili eğitimin en kısa sürede sonlandırılması için yapılan çalışmaları değerlendiren Vali Erin, 2017 yatırım programına ilave 500 milyon TL ek kaynak temin ettiklerini ve bu yıl 5 binden fazla dersliğin eğitim öğretim hayatına dâhil edileceğini belirtti.

Geleceğimiz için eğitime yapılan yatırımların fiziki ortamla bitmediğini, çocukların yetişmesinde, devletine, milletine bağlılığın önemli olduğunu kaydeden Vali Erin, bu anlamda öğretmen ve eğitim camiasının önemine işaret ederek, Şanlıurfa’ya yapılan yatırımlarda emeği geçen siyasetçi, bürokrat ve tüm emeği geçenlerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.

Ceylanpınar, Bozova ve Harran dışındaki ilçelerin tümünde modern hastanelerin hizmet vermeye başladığını, bu üç ilçe hastaneleri için de projelerin tamamlandığını ve yer tahsislerinin yapıldığını dile getiren Vali Erin, bu üç ilçedeki hastanelerin de 2018 yılında hizmete açmayı planladıklarını söyleyen Vali Erin, 1700 Yataklı şehir hastanesi ihalesinin de tamamlandığını, inşaatın başlaması için yer teslimi aşamasına gelindiğini ifade etti. Vali Erin, sağlık alanında yapılan çalışmalar kapsamında uzman doktor sayısını da arttırmak için büyük bir gayret ve çaba içerisinde olduklarını, doktor başına düşen hasta sayısını Türkiye ortalamalarına getirmek için gayret gösterdiklerini belirtti.

Aşiret liderlerinin, kanaat önderlerinin kısaca toplumun her kesiminin, bu zorlu sürece rağmen dimdik ayakta duran ve hızla büyüyen ekonomisiyle dünyanın ilk on büyük ekonomisi içerisinde yer alan Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkması, birlik ve beraberliğini güçlendirmesi gerektiğini kaydeden Vali Erin, toplantıya katılanlara teşekkür etti.

Katılımcıların talep ve görüşlerini ilettiği toplantı, hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.

Güncelleme Tarihi: 03 Kasım 2017, 19:29
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195