Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna tarafından veda yemeği düzenlendi. 

İçişleri Bakanlığı kararnamesiyle bir süre önce merkeze alınan Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna, Nevali Oteli’nde düzenlediği veda yemeği ile Urfalılarla vedalaştı. Veda yemeğine Şanlıurfa Milletvekilleri Halil Özcan, Mehmet Ali Cevheri, Ahmet Eşref Fakıbaba, Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş, Harran Üniversitesi Rektörü Ramazan Taşaltın, AK Parti İl Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, CHP İl Başkanı Aziz Aydınlık, MHP İl Başkanı Mahmut Güneş, STK temsilcileri, ilçe belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile yüzlerce kişi katıldı.

Program, Vali Tuna’nın Şanlıurfa’da göreve başladığı günden bu yana yaptığı çalışmaları anlatan slayt sunumu ile başladı. Daha sonra sahneye gelen Vali Tuna, yaptığı konuşmada, “Bu güzel akşam, bir veda buluşması diye anılacak olsa da aslında ömrünü gönül yolculuğu bilenler için vedalar yoktur” diyerek şunları konuştu;

“” Ahirete uzanan bir vizyonla çalışanlar için; ürettikleri işler, kurdukları dostluklar ebedidir. Ve bizim için güzel başlangıçlar vardır hep. Her işte bir hayır olduğuna inanan bir gönül medeniyetinin varisleriyiz çünkü.

 Şanlıurfa’mız, her fırsatta ifade ettiğim gibi; kalbiyle, yüreğiyle konuşan bir şehirdir. Çünkü bu şehrin kalbine; insanlığa bir serinlik ve selamet olan değerler ekilmiştir.  Çünkü burada; rüyasına sadakat gösteren Hz. İbrahim misali bir sadakatin,  Hz. Eyüb misali bir sabrın, Ensar gibi kardeşliğin ve paylaşmanın en hasbi, en güzel örneklerine şahit olduk. Bu güzel akşam vesilesiyle Şanlıurfalı hemşehrilerime en kalbi şükranlarımı sunuyorum.”

“Hep birlikte Şanlıurfa’da büyük bir aile olduk”

Peygamberlerin, evliyaların ayak bastığı bu mübarek şehre gelmek şahsım adına güzel bir başlangıçtı ve buradan ayrılırken de çok şükür ki güzel hatıralarla ayrılıyorum. Valiliğimiz ve bütün kurumlarımız, yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, halkımız; hep birlikte Şanlıurfa’da büyük bir aile olduk. Çok şükür ki kader, burada şahsıma da Ensar olabilme fırsatı sunmuştur. Nitekim Suriyeli kardeşlerimiz için gecemizi gündüzümüze katışımızın asıl nedeni; İlahi müjdeye mazhar olabilmektir. “Allah’ın razı olduğu Ensar” olabilmektir.

Şanlıurfa’ya 25 Haziran 2016’da görevime başladım ve bu alışma sürecinde 15 Temmuz’da Nemrutların yaktığı ihanet ateşi ile karşı karşıya geldik. Çok şükür milletimizle el ele, gönül gönüle ve Allah’ın inayetiyle bu ihanet ateşini söndürdük. 15 Temmuz sürecinde adıyla, sanıyla, şanıyla Şanlıurfa’mız devletine olan bağlılığını, vatanına olan sevgisini Millî Mücadele’de olduğu gibi şanlı bir duruşla göstermiştir. Demokrasi meydanlarında iradesine sahip çıkmış, akabinde iradesini tecelli ettirerek darbecilere gereken cevabı net bir şekilde vermiştir.  Bu süreçte Şanlıurfalı hemşehrilerimin teveccühü, dayanışması bizleri çok duygulandırmıştır.

“2023 vizyonu için gerekli bütün çalışmaları başlattık”

Şanlıurfa’da çok yoğun gündemler bizi bekliyordu. Biz bu yoğunluğa özellikle Eskişehir’deki görevimiz münasebetiyle hazırdık. Türk Dünyası Kültür Başkentliği gibi olağanüstü bir tempoya bünyemiz alışmıştı zaten. Buraya geldiğimizde tecrübelerimiz ve birikimlerimizle tempomuzu düşürmeden devam ettik. Bir yandan etkin bir şekilde terörle mücadele verirken, diğer yandan Suriyeli kardeşlerimizi ağırlamaya devam ederken; öte yandan da şehrimizin Halil İbrahim bereketiyle 2023 vizyonuna doğru, hızla ilerlemesi için gerekli bütün çalışmaları başlattık.

Şanlıurfa Valiliği olarak şehir ekonomisine faydalı olabilecek, şehir bilançosuna katma değer sağlayacak her türlü projeyi destekledik, güzel Şanlıurfa’mıza katma değer sağlayacak her fikre ilgi gösterdik ve bu hususta herkese -ayırıp kayırmadan- gönül kapımızı açık tuttuk. Şanlıurfa’nın aleyhine olan her fikir ve uygulamaya da gönül kapılarımızı kapalı tuttuk. Bunda da zerre pişmanlığımız olamaz. Çünkü biz kulun değil, Allah’ın celalinden korkarız. Çünkü “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şeklinde ifade edilen bir yönetim anlayışının mirasçıyız. Son yıllarda bu yönetim mirasının ülkemizde ihya olduğunu sevinerek görüyoruz. Dev yatırımlarla, büyüyen ekonomisiyle özgüveni yüksek bir Türkiye var. Sadece kendi vatandaşının değil, tüm mazlum halkların ümidi ve sesi olan bir Türkiye var. Bu bakımdan hepimiz aynı gönül yolunun bir neferiyiz.

Şanlıurfa’da gerçekleştirdiğimiz ilk etkinliklerden biri 5000 öğrenciyi Çanakkale Kültür gezilerine dâhil etmek olmuştur. Özellikle 15 Temmuz, bir kez daha göstermiştir ki değerler eğitimi birinci derecede önceliğimiz olmalıdır. Çünkü 15 Temmuz’da hainler, teröristler sadece cana kıymadı, sadece millete kurşun sıkmadı; aynı zamanda manevi değerlerimize kurşun sıkmış oldu. Tanklarla aslında mukaddesatı çiğnediler. Can güvenliğinin yanı sıra din güvenliğine de zarar verdi darbeciler. Hz. Peygamber’in mümin tanımı neydi? Onu hatırlamak gerekir: “İnsanların can ve malları konusunda emin oldukları kimsedir”. Hz. Peygamber’in mümin tanımına ve kardeşlik özlemine ters düşen bir kalleşlikle milleti sırtından vurdular. Sadece devlete, millete değil, dini değerlere de bir ihanet söz konusudur. Bu bakımdan 15 Temmuz’dan çok önemli dersler çıkarmalıyız. Özellikle eğitimde, değerler eğitiminde ciddi çalışmalar yapmalıyız. Şanlıurfa Valiliği olarak, en büyük yatırımın çocuklarımıza olacağının bilincindeydik. Bu bağlamda çocuklarımıza verilecek en önemli değer “sadakat”tir. Nitekim şair Ziya Paşa’nın da dediği gibi;

“İnsana sadakat yakışır görse de ikrah

Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah”

Ne olursa olsun bu çizgiden ayrılmamak gerekiyor. Şahsi beklentilerimizin getirdiği zaaflar değil, yönümüzü doğruluk belirlerse hem insanlığımıza yakışanı yapmış oluruz, hem de Allah’ın inayeti bizimle olur. Bu inançla bakan insanlar olarak, bizim için hiçbir vakit yeis ve hüsran söz konusu olamaz.

Bu bakımdan ecdadın gönül mirasına sadık nesiller için, Asım’ın nesli için çocuklarımız, Çanakkale’yi yaşayarak öğrenmeli, dedik. Gençlerimizin tarih bilinci kazanmalarının yanı sıra düzenlediğimiz Türk Dünyası Uluslararası Bilim Şenliği ile geleceğin bilim adamlarına yeni kapılar araladık. Dereceye giren öğrencilerimize Azerbaycan gezisi sözü vermiştik, sözümüzü de tuttuk.

Şehrimizin bütün değerlerine ayırıp kayırmadan sahip çıktık. Nitekim bizler, bütün farklılıklarımıza rağmen aynı gönül ummanına dökülen ırmaklar gibiyiz. Farklılıkları tehdit değil, birleştirmek için bir güzellik ve fırsat bilen bir medeniyetin sesiyiz. 15 Temmuz, bunun en güzel örneğidir. O gece, farklı düşünceler hep birlikte demokrasi için, millî irade için mücadele verdi, işte o ruhu korumak çok önemlidir. 

Ömür adı verilen gönül yolculuğumuzda her zaman kendimizi bir karınca gibi görmekteyiz. Ama bir farkla! Biz Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan bir karıncayız. İşte o karınca gibi “hiç olmazsa safım belli olur” diyerek gecemizi gündüzümüze kattık. Bizden yana hakkımız helal olsun. Şanlıurfa köklü ve şanlı tarihiyle, güzel insanlarıyla 2023 vizyonu için gerekli potansiyele, kapasiteye ve en önemlisi yüreğe sahiptir.

“Bizi darbeler, ihanetler asla yıldıramaz”

Bizi darbeler, ihanetler asla yıldıramaz değerli kardeşlerim. Artık nifaklar, fitneler birliğimize, beraberliğimize asla zarar veremez. Çünkü milletimiz, üzerimizde oynanan oyunları görmüştür. 15 Temmuz, kirli planların en çirkin yüzüydü. Ama içeride ve dışarda, düşmanlarımız her zaman olacaktır. Bizi yanlış yollara sevk etmek isteyenler, sonu hüsran olan yollara düşürmek isteyenler, kaos peşinde yürüyenler hep olacaktır. Bu süreçte her zamankinden daha dikkatli, daha sağduyulu olmalıyız, en önemlisi devletimize güvenmeliyiz. Bu her şeyden önce şehitlerimize boynumuzun borcudur.

Bu duygularla hepinizi en kalbi hislerle selamlıyor, Şanlıurfalı hemşehrilerime yüreği gibi aydınlık, bileği gibi güçlü yarınlar temenni ediyorum. Hakkınızı helal edin, Allah’a emanet olun. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.”

Programın sonunda protokol üyeleri tarafından Vali Tuna’ya çeşitli hediyeler verildi. Vali Tuna programa katılanları kapıda tek tek tokalaşarak uğurladı.