Title of a News Article

Vali Tuna'dan flaş açıklamalar...

.

Vali Tuna'dan flaş açıklamalar...
banner206
Yerel seçimler hakkında konuşan Şanlıurfa eski Valisi Güngör Azim Tuna, "Şanlıurfa’ya güveniyorum. Son pişmanlık fayda vermez. Safları sıklaştırmamız lazım" dedi.

Şanlıurfa Eski Valisi Güngör Azim Tuna ile bölgedeki son gelişmeleri konuştuk. Yerel seçimlerden, içinde uhde kalan projelere, bölgesel kalkınmadan Şanlıurfa’nın kalıtsal sorunları için yaptığımız röportajdaki en önemli noktayı Vali Tuna altını çize çize vurguladı. Tuna; “Bu ülkenin nimetlerinden faydalanıp zenginleşen, iyi meslek sahibi niceleri var ki gaflet, dalalet ve hıyanet içinde.”

 

BU FIRSAT KAÇIRILMAMALI

2019 yılının Göbeklitepe yılı ilan edilmesinin ardından Şanlıurfa Turizm merkezi haline gelecek. Milyonca turiste ev sahipliği yapacak olan Şanlıurfa’da yapılması gerekenleri ilin eski valisi Güngör Azim Tuna’ya sorduk. Çanakkale Valiliği döneminde turizm konusunda deneyimli olan Vali Tuna, Urfalıların birlik içerisinde olup ellerine geçen bu fırsatı iyi değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.

 

Şanlıurfa eski Valisi Güngör Azim Tuna ile Ankara Kızılay’da bir arkadaşının ofisinde bir araya geldik. Aslında biz çayımızı yudumlarken röportaja başlamıştık. Siz çaydan sonraki kısımları okuyacaksınız. Çünkü kısa dipnotları ben sizler için daha da genelleştirerek sordum verilen cevapları da harfi harfine yazdım. Vali Tuna ile 2 saate yakın oturduk. Röportaj bittiğinde biz hala ülke meselelerini konuşuyorduk. O kısımları da yazmıyorum. Sohbetimiz nasıl bitti diye soranlarınız varsa hemen cevaplayayım. Vali beyin telefonu çaldı. Katılması gereken bir toplantıya geç kalmış. Ben giderken vali beyin masasındaki elmanın birini alarak mekândan ayrıldım. Vali bey toplantısına geç de olsa katıldı. Bu satırları da vali beyin masasından aşırdığım elmayı yerken yazdım. Bu arada unutmadan söyleyeyim Ankara anlatılandan da soğuk. Bu taraflara gelecek olanlar kalın kalın giyinsin.

 

*2019 Göbeklitepe yılı ilan edildi. Tabi bu sürece kolay gelinmedi. Sizin de çok emeğiniz var. Neler söyleyeceksiniz?

Üzücü olan bu işlerde bizim çok arkadan gitmemiz. Batılı arkadaşlar ilk keşiflerini yapıyor. Nasılsa Almanlar çoğunlukta. Burada da aynısı ve dünyada şu anda. Göbeklitepe’yi herkes biliyor neredeyse. Biz bunu tespit ettik. Göbeklitepe’nin çevre düzenlemesi konusundaki AB projesi de bizim dönemimizde başladı. Bu projeye Şanlıurfa turizmi master planına katkı yapacak unsurları da ilave ettirdik.

Yalnız Göbeklitepe’nin asıl önemi batılı bilim adamlarının insanlık tarihiyle evrimle ilgili birçok tezini de değersiz kılmış olmasıydı. 11.500 yıl önce bu bölgede yaşayanlar ortaya öyle eserler koymuşlar ki, zeki, anlayış ve kullanılan teknikleri açısından kendilerinden sonra gelen medeniyetlerden daha ileride. O yüzden bu konu daha çok yazılarda çalışılacak. Bizim için önemli olan basitçe tanıtım ve ziyaretçi çekebilmeye yönelik organize çalışmalar.

 

PROFESYONELLER DAVET EDİLMELİ

Çanakkale’de görev yaptığım için biliyorum, her yıl antik kent Troya’ya yaklaşık bir milyon turist gelir, çoğu bir gece bile konaklamadan gider güneye doğru. O tarafta gezecek görecek çok yer var tabi. Bu arada Şanlıurfa’nın turizmi daha çok dolaylı etkenlere bağlı olarak olumlu ya da olumsuz etkileniyor. En önemlisi güvenlik algısıdır. Biz olumsuz algıyı kırmak için milli eğitim kanalıyla her ilden bir otobüs öğrenci getirip ağırladık. Gelmeden önceki algılarını sorduk, çok farklı olduğunu söylediler. Bu bize önce ne yapacağımızı gösteriyor. Kendi insanımıza iyi tanıtım yapacağız. Turizmin profesyonellerin sık sık davet edip bölgeyi gezdireceğiz. Tur operatörlerini başta Ankara’da birincisini yaptığımız Şanlıurfa tanıtım günlerinin devamının İstanbul’da da yapılması Göbeklitepe’nin bütün kanallarda yapılacak haber ve tanıtımları bunlar önemli. Hikayesini anlatan mümkünse fazla uçuk kaçık söylemlerle projemizi önceleyen yorumlara girmeden bilimsel olmak lazım. Tabi ki insan, tarihsel süreç içerisinde farklı inanışlara sahip olabilmiş, ilahi mesajın kendisine ulaşamadığı veya geç ulaştığı bölgelerde pagan inanışlar hep olmuş. Müzelerde sergilenen eserler, depolarının onda biri bile değildir. Bunları insanlara takdimi ve sunumu da ayrı bir sanattır, profesyonelliktir. Kısaca adam yetiştirmemiz de gerekiyor.

 

SONUÇ KOCAMAN SIFIR OLUR

Genç nüfusun en çok olduğu Urfa’da turist rehberliği gibi birçok alanda ara meslekler oluşacak, bunların disipline edilmesini ve donanımlı kılınması önemli. Yoksa sonuç kocaman bir sıfır olur, elimizdeki değerleri iyi kullanamamış oluruz. İlin yöneticilerine önerim, yerel seçim sonrası büyük bir turizm zirvesi düzenleyerek turizmin bütün paydaşlarını dinlemek ve önceliklere göre bir yol belirlemek ve onu uygulamaktır. Göbeklitepe ile ilgili yol haritası çalışmalarına işe girişmeden başlanmalıdır. Türkiye’mizin her ilinde Urfalı vardır. Dernekleri vardır. Onlarla temas ve işbirliği gerekir. Burada yapacak çok şey var. Tatlı bir yorgunluk olacak. Ama bu fırsatı kaçırmamak lazım. Sayın cumhurbaşkanımızın gözü çok kıymetli durmadan vazife çıkaracak herkesi…

 

KENDİ PARAMIZI HARCAMIYORUZ

* Peygamberler şehri Şanlıurfa'da kültürel olarak yapılan hizmetler yeterli mi? Siz hangi projeleri hayata geçirdiniz ve hangi projeler yapılmalı?

Kültür alanında ne yapsanız yeterli olmaz. Bir sınırı yok. Bazen bir etkinlik yaparsınız, kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız. Salonun çoğu boştur. Dolu değildir. Örneğin; bir gazete dergi haberi reklamı yaparsınız bugünün şartlarıyla hiçbir anlamı yoktur tek başına. Televizyon, sosyal medya, yazılı medya, reklam billboardlar gibi sürekli mesajların tek sesle verilmesi lazım ki insanlar üzerinde bir etki oluşturabilsin. Milli eğitim sistemimiz ilk, orta, lise derken milyonlarca öğrenci öğrenim görüyor. Bunlara da bu süreçte kültür değerlerimizi çok kolay ve masrafsız verebiliriz. Tabi parayı harcayan genelde belediyelerimiz ve onlarda reklamlarını yapacaklar haliyle. Bunda bir sıkıntı yok ama doğru işin yapılması lazım. Bu da ortak akılla olur. İstişare ile olur. Yapılan kültürel faaliyetlerin kalıcı etkisinin ölçülmesi etki analizinin de bağımsız bir organ tarafından yapılmasını mümkün olsa keşke. Faaliyete harcanan paranın daha fazlası reklam ve tanıtıma gidiyor bazen. Ülke olarak bu konuda da tutumlu olmamız gereken bir dönemdeyiz. Önümüze gelen her teklife, projeye okey vermeden önce ihtiyaç analizini iyi yapılması lazım. Kimse alınmasın belediye başkanlığı bizim özel mülkümüz değil. Kendi paramızı harcamıyoruz. Kendi paramız gitse o kadar reklam da yapmayız.

 

1.5 YILDIR PROJEYE BAŞLANMADI

Şanlıurfa için çok çok önemli üç tane kültür ve turizm projesi çalışmıştık, yerleri belli tatbik edileceği alanlar belli, uygulama projeleri bile hazırdı. Büyükşehir belediyesi ile 3 ayrı protokol yaptık ve ben ayrıldım. Her halde 1.5 yıldır neden başlanmadığının makul bir cevabını verecektir belediyemiz. Sakın bütçe imkanları gibi yetersizliği demesinler, inanmam. Hangi işlere ne kadar para harcamışlar o zaman onun hesabını detaylı isteriz. Biz kimseyi zorlamadık, inanmadıkları bir projeye tabi ki destek vermesinler, ama üçü de Urfa için, Türkiye için bölge için çok önemliydi. Hala yapılabilir, bunun takipçisi olacağız ilgili makamlar nezdinde.

1-    Valiliğe yakın 20-25 dönüm rızvarniye vakfına ait bir arazi üzerine konuşlanacak panorama 1915 Çanakkale, 11 Eylül panorama Şanlıurfa’nın kurtuluşu müzeleri

2-    Halepli bahçede belediyeye ait arazi üzerinde konuşlanacak alanında bir ilk peygamberler tarihi müzesi

3-    Eyüpnebi beldesinde yer alan Hz. Eyüp türbesi ve çevresinin inanç turizmi alanında bir cazibe merkezi haline gelmesi için yapılacak renovasyon, ıslah, çevre düzenlemesi çalışmaları. Bana 100 milyondan fazla par diyeceklerdir.

 

 

Doğru değil. Cami için bağışçılar hazırdı. Bazı çevre düzenleme çalışmaları büyükşehir belediyesi tarafından yapılabiliyordu. Türbenin yeniden restorasyonu için sponsor vardı. Viranşehir belediyesi, bedestenleri yapabileceğini ifade etti. Geriye fazla bir şey kalmıyor. 10 milyon bile harcamazlar.

 

KENDİMİ KANDIRILMIŞ HİSSEDİYORUM

Peygamberler tarihi müzesi de cüzi rakamlarla yapılabilecekti. Bu işler için bildiğim kadarıyla kültür ve turizm bakanlığından destek istendi ama hiç başlanmadı. Demek ki niyette sıkıntı vardı, ben kendimi kandırılmış hissediyorum. Oraya yapılan bu hizmetler sadece Şanlıurfa insanının mı olacak, hayır. Bu milletin bütün evlatları, hatta insanlığın tümüne hitap ediyor. Bu arkadaşların vizyonları bunu görmeye yetmiyor ya da engel olmaya çalışan şer ekseninin etkisinde kaldılar. Bir açıklama duyma hakkımız olduğunu düşünüyorum. “ Yine de geç kalınmış değil, kaldığı yerden bu projeler devam edebilir. Göbeklitepe Şanlıurfa’nın diğer zenginliklerini tanıtmak için de bir fırsattır. İnsanlık tarihiyle yaşıt bu kadim topraklar birçok peygambere ve medeniyete ev sahipliği yapmış. Harran, Soğmatar, gibi. Buraların da ihya edilmesi ve turizme kazandırılması, bu arada bizim medeniyetimizin bilim alanında insanlığa kazandırdıklarının takdim ve teşhiri, insana odaklı medeniyetimizin insan hayatını sosyal ve ekonomik alanda kolaylaştırmak için yaptığı eserlerden bugüne kalan kültür mirası, hepsi bu vesileyle çalışılmalı ve bugün bu mirasa sahip olan milletimizin ve Şanlıurfa insanının milyonlarca muhacire kucak açması, ekmeğini paylaşması üzerine güçlü bir mesajın da dünyaya bu kadim topraklardan verilmesi gerekir.”

 

TOPRAK HEDER EDİLİYOR

* Şanlıurfa sürekli sanayileşmeye çalışılıyor ama bir türlü bu hedefe ulaşılamıyor? Bunun nedeni nedir? Sürekli göç alan ve nüfusu artan Şanlıurfa'da kalkınmada nelere öncelik verilmeli?

Şanlıurfa’da bir sanayi kültürü yok aslında. Devletin verdiği teşviklerle OSB’ye gelip fabrika kuranlar var, kurmak isteyenler var ama bu desteklerin geliştirilmesi, huzur ve güven ortamının devam ettirilmesi ve en önemlisi sanayinin ihtiyacı olan insan gücünün şimdiden yetiştirilerek başka sanayi şehirlerine de kaydırılması ve kalabalık ailelere sahip bu şehirde kardeşlerin birbirini bu yönde etkilemelerinin de sağlanması gerekiyor. Milli eğitimle, belediye, OSB ve diğer kurumlarla işbirliği halinde bir eylem planıyla orta ve uzun vadede bu yapı yavaş yavaş oluşturulabilir. Kolay değil, okumanın ve emeğin teşvik edilmediği, tarıma çok desteklerin verildiği ve tarımdan çok kolay para kazanılan, hazine arazilerini bırakın meraların da işgal edilip sürüldüğü, binlerce kaçak kuyu açılıp hunharca sulama yapılan, toprağın heder edildiği bir dönem yaşanıyor. Şu anda birçok eve para giriyor ama sonra ne olacak. Çalışma ve üretmenin olmazsa olmaz olduğunu idrak ederek çocuklarımızı, gençlerimizi nitelikli hale getirmek lazım. Tarımı bile düzgün yapmıyoruz. Okullarda çocuklara soruyorsun, bir hedefleri yok, kalabalık ailelerde bir kıymetleri yok, kendi başının çaresine bakmak zorunda. Çoğu asker, polis, hukukçu olmak istiyor. Hiçbir şey üretmeyen meslekler. Allah’tan özgüveni yüksek ve girişim kabiliyeti olan insanlar. Türkiye’nin birçok ilinde iş kuranlar var.

 

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ

Sonuç olarak, sanayiyi etkileyen bir çok faktör var. Ama önce çalışmanın ve emeğin kıymeti insanımıza öğretilmeli, kısa kurslarla beceri kazandırılmalı ve geçimine yetecek para kazanabileceği gösterilmeli. Üç beş sene buna yetebilir, yoksa herkes şimdi olduğu gibi kısa yoldan para kazanmanın yoluna bakar. Suçlar artar. Herkes birbirinin malına gözünü diker. Güçlü zayıfı ezmeye çalışır. Parayı bulan emek harcamadığı için müsrifçe harcar. Siyasete, olmayacak yerlere kendini layık görür ve aday olur. Artık bu toplum daha önce kendi çalıştığı tarlasında çalışmaz, göçmenleri ucuza çalıştırır. Bir gün bu toprağın ve suyun tükeneceğini, kaçak elektrikle nereye kadar gidebileceğini düşünmez. Acı reçeteler uygulanacağı zamanlar gelmeden alternatif alanlar oluşturma, bilim ve sanayiye ağırlık vermek gerekir. Çocuklarımızın zekasının küçük yaşlardan itibaren bu alanlara yönlendirilmesinin bu işle doğrudan ilgisinin olduğuna bu yetişkinlerin kafaları hala basmıyor mu? Bunu, bu dönüşümü ve değişimi biz kendimiz yapacağız, uzaydan birileri gelmeyecek. Kanaat önderi, yazar çizer, medyasıyla bu iş sahiplenilmeli. Her geçen gün kayıptır. Eğitim çok önemli, eğitimcilerin çok iyi seçimi, takibi ve denetimi iyi yapılmalı. Liyakate önem verilmeli, Şanlıurfa’da bu. Ne kadar mümkün tabii, zor. Liderlik yapacak insanlara büyük iş düşüyor. Onlara destek verilmeli.

 

BUGÜN ŞARTLAR ÇOK FARKLI

* Fırat'ın Doğusuna operasyon için düğmeye basıldı. ABD, bölgedeki askerlerini çekmeye başladı. Bu süreçten Şanlıurfa ne kadar etkilenir?

Sınırımızın ötesindeki fiili durum en fazla Şanlıurfa’yı etkiledi. Aynel Arab (kobani), Telebyad, Rasülayn Şanlıurfa ile entegre olabilse ve sınırdan ticaret yürüyebilseydi her şey farklı olurdu. Bunu bildikleri için üsler kurdular, bayrak çektiler ama bugün şartlar çok farklı tabii. Beka meselemiz olan bu durumu değiştirmek için Türkiye daha proaktif davranıyor ve bölgenin umudu olarak güçleniyor. İç güvenliğimizi, birliğimizi, huzurumuzu korumamız önemli öncelikle. Düşman önce içeriden vurup istikrarsızlaştırmaya çalışır. Hep öyle yaptılar. PKK denilen taşeron örgüt bunlardan biri sadece. Uluslararası yardım kuruluşu adı altında faaliyet gösteren, bir tarafta istihbarat çalışması yapan, toplumu ayrıştırmaya dönük faaliyetler içinde olan yapılar var. Çok dikkatli olmalıyız. Bu konuda Şanlıurfa insanına güvenim tamdır. Bölme parçalama senaryolarını her zaman boşa çıkarmış ve milli bir duruş sergilemiştir. 15 Temmuz’da bunu birlikte yaşadık. Bu önemli bir şey, bu insanlar birçok meziyete sahip değiller belki ama vatan için en kıymetli canlarını ortaya koyabiliyorlar. Bu ülkenin nimetlerinden faydalanıp zenginleşen, iyi meslek sahibi niceleri var ki gaflet, dalalet ve hıyanet içinde.

 

ENTEGRE ÇALIŞMALIYIZ

* Genel manada baktığımızda herkes devletten yatırım bekliyor. Devlet bölgede yapabileceği teşvikleri veriyor. Üretime yönelik yatırımlara destek daha da fazla. Kalkınmada yerel yonetimler yatırım çekebilmek için yeterli çalışmayı yapıyor mu?

Bunun pek böyle olduğunu söyleyemeyeceğim. Kalkınma ile ilgili kendilerinin bir misyonu olduğunu pek düşünmüyorlar herhalde. Ama bunun idrakine varmak lazım. Altyapı hizmeti en üst düzeyde götürüyoruz ama yararlanan kesimden almamız gereken karşılığı almıyoruz. Bu aldığımızı da sosyal projelerde kullanacağız, kalkınmaya yardımcı olacak insan eğitimi, atölye çalışmaları, beceri kazandırma kurslarında kullanacağız. Her sene kendini tekrarlayan ve üretime dönüşmeyen çalışmalar sürdürülebilir olmayan çalışmalar değil, sanayiyle entegre kurumların iş birliğiyle, entegre bir çalışma içine girmek lazım. Bunu siyasetin dışında görüp birlik olmak lazım.

 

KENDİM TALEP ETMEDİM

* Siyasete girmeyi düşündünüz mü? Ve bu yönde size hiç teklif geldi mi?

Siyasete zorlayanlar oldu ama ben kendim talep etmedim. Devlet büyüklerimizden böyle bir beklenti olursa ayrı, onun dışında düşünmüyorum ama ülkemizin geleceği için donanımlı, dürüst, ahlaklı insanların daha çok siyasette yer almasının gerekliliğine inanıyorum. Ülkeye ve insana hizmette sınır yok, emeklilik diye bir şey de yok. Gönüllü çalışmalarla bu ülke daha da yükselecektir. Devletin yükünü alacak işler yapmak lazım. Toplumun bir yarasını sarabilirsek, bir yanlış işi düzeltebilirsek hem insanların kalbini hem de Allah’ın rızasını kazanmış oluruz.

Vakıf çalışmaları yapıyoruz, Türk Dünyası Çocuk Vakfını kurduk, bu devam ediyor. Ayrıca memleketin eğitim meselelerini öne alan, kaliteyi artırmaya dönük bir oluşumda devam ediyor, gönüllü ekiplerle yola devam ediyoruz. Bunun meyvelerini zamanı gelince kamuoyuyla paylaşıyoruz, paylaşacağız. Bu kapı herkese açık, devlet memuru olmak buna engel değil. Aramızda her yaşta, farklı kesimlerden, bürokrasiden, akademisyenlerden, STK’lardan ve işadamlarından katılanlar olabiliyor. Önemli olan insanın ulvi bir iş için bir emek ortaya koyması, bir hizmet üretmesi, destek vermesi ve bunun manevi hazzını yaşamasıdır. Sahip olduğumuz onca malı mülkü yanımızda götüremeyeceğimiz aşikâr ve bunun hesabını vereceğiz. Hiçbir emeği olmayan mirasçılar bunu yiyecekler. Neden bunu kamu menfaatine kullanıp arkamızda eser bırakmayalım, ismimiz yaşasın, hayır dua alalım. İnsanlar maalesef bunun farkında değil, ölmeyeceklerini düşünüyor, hırs gözünü bürümüş. Halbuki bizim medeniyetimiz paylaşma ve yardımlaşma üzerine kurulu. Kendi adına vakıf kuran birçok ceddimiz var. Biz de onları taklit edelim, vakıf kuralım veya mevcut vakıflara katılalım destek verelim, ülke ve toplum menfaatine işler yapalım. Her şeyi devletten beklemeyelim.

 

BEYAZGÜL MESELELERE VAKIF

Sayın Beyazgül’ü iyi tanırım ve severim. Zor bir dönemde birlikte hizmet ettik Şanlıurfa’ya. Derdi olan herkesin derdine koşan biridir, Allah korkusu olan biridir. Bölgeyi iyi tanır, kişileri iyi tanır, meselelere vakıftır. Ortak akıla ve istişareye önem verdiği sürece doğru işlerin yapılacağını düşünüyorum. Biz meccanen kendisine danışmanlık yapmaya hazırız. Şanlıurfa’yı seviyoruz ve ülke için öneminin farkındayız.

 

"MERKEZE ALINMAYI BEKLEMİYORDUM"

Merkeze alınmayı beklemiyordum tabii ki. Bunun sebebiyle ilgili yorum yapmak istemiyorum, bilmesi gerekenler biliyor. Devlette devamlılık vardır, üzüldüğüm sadece bazı çalışmaların yarım kalması ve devam etmemesi oldu, yoksa mesleğin otuzuncu yılında bir dinlenmeye ihtiyacımız zaten vardı. En fazla aile memnun oldu bu işe. Sorumluluk olmayınca rahat oluyorsunuz, hesap vereceğiniz bir şey yok. Ama ülkenin içinden geçtiği bu süreçte tecrübesi olan başarılı idarecilerin atıl kalması ülke için kayıp olur, bunu kendim için söylemiyorum sadece. Ama Yüce Allah’ın bizim için takdirine ve sabretmeye inanırım, onun için buna da şükür diyorum. Bu halimizle de gönüllü işler yaparak, doğru danışmanlık yaparak karar verici ve uygulayıcılara faydalı olmak lazım. Bu da ülke için bir hizmettir.

 

İDARECİLİK TECRÜBEM VAR

Millete hizmet için siyasetçi olmaya gerek yok. Siyaset bilimi okuduk, Türkiye’yi iyi tanıyoruz, idarecilik tecrübemiz var, Siyasette de başarılı olabiliriz ama böyle bir hesabın içinde olmak bizim görev anlayışımıza, tarafsızlığımıza zarar verir. Siyasetçilere destek olarak farklı paralel kulvarlarda hizmet yarışını sürdürmek en iyisi. Aslında gelişmiş bir toplumda siyasetçinin kalitesini artırmak ve onun önünü açmak, yardımcı olmak daha önemli demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesi için. Liyakat sorunu da inşallah çözülecektir.

 

"SAFLARI SIKLAŞTIRALIM DİYORUM"

Şanlıurfalılara selam ve hürmetlerimi arz ediyorum. Eleştirilerimiz daha iyisine ulaşmak içindir, yöneticilerin işi zordur onlara destek olsunlar ama izleme ve takibi de iyi yapmak lazım. İnsanın özü sözü bir olacak, verdiği sözü tutacak, yoksa güvenilmez biridir benim nazarımda. Birlik ve beraberliklerini muhafaza etme ve devletinin yanında durma konusunda Şanlıurfa’ya güveniyorum, bozgunculara prim vermesinler, bedeli ağır olur yoksa. Son pişmanlık da fayda vermez. Çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Safları sıklaştıralım diyorum.

 

--- KISA KISA----

Türkiye: insanlık

Şanlıurfa: misafirperver

Aile:Temel

Terör: Dehşet

En sevdiğiniz yemek: mantı

Suriye: Harabe

Göbeklitepe: Gizem

Takip ettiğiniz dizi film: Payitaht

Hobileriniz: Yüzmek

En güzel yaptığınız yemek: K. Yumurta

 

(Röportaj: Oğuzhan Müezzino/Şanlıurfa Olay)

Güncelleme Tarihi: 01 Ocak 2019, 12:28
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195