Şanlıurfa Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Yavuz, AK Parti Hükümeti tarafından başlatılan ‘Çözüm Süreci’nin devam etmesi gerektiğini söyledi. Anaların gözyaşı dökmesini istemediklerini vurgulayan Yavuz, “Bu konuda HDP samimi davranmalı ve ‘Çözüm Süreci’ devam etmelidir” dedi. 

RÖPORTAJ:UĞUR BUDAK
Bu haftaki röportajımızın konuğu Şanlıurfa Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Yavuz oldu. 1999 Yılında Bingöl’de vatani görevini yaparken PKK’lılarla girdiği çatışma sonucunda yaralanarak ‘Gazi’ unvanını alan ve  2006 yılından bu yana da Şanlıurfa Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığını yürüten Yavuz ile şehit ailelerinin sorunlarını ve dernek çalışmalarını konuştuk. Son günlerdeki terör olayları hakkında da görüşlerini bildiren Yavuz, AK Parti Hükümeti tarafından başlatılan ‘Çözüm Süreci’nin devam etmesi gerektiğini söyledi. Anaların gözyaşı dökmesini istemediklerini vurgulayan Yavuz, “Bu konuda HDP samimi davranmalı ve ‘Çözüm Süreci’ devam etmelidir” dedi. 

Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben Mehmet Yavuz. 1999 yılında Bingöl’de vatani görevimi yapmaktayken çıkan çatışmada yaralandım. Yaklaşık 2 yıl boyunca tedavi süresi gördüm. 1999 Yılında kurulan Şanlıurfa Şehit Ailleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin 2006 yılından buyana dernek başkanlığını yapıyorum. Derneğimizde şehit askerlerimiz, şehit polislerimiz, şehit din görevlilerinin yakınları ve terörle mücadeleden dolayı gazi olan arkadaşlarımız bulunuyorlar. 
Gazinin ne olduğunu bilmeyen çok insanımız var. Ben de gazi olduktan sonra gaziliğin ne olduğunu öğrendim. Aynı şekilde şehidin ne olduğunu bilmeyenler de var. Bunu Milli Eğitim Bakanlığının okullarda işlemesi gerekir; gaziliğin, şehitliğin ne olduğunu öğrencilere anlatılması lazım. 

Derneğe kayıtlı kaç üyeniz var. Ayrıca dernek çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Şuanda derneğimize kayıtlı 98 üyemiz var. Urfa çapına baktığımız zaman 135 şehit askerimiz var, 15 şehit polisimiz var, 2 şehit öğretmenimiz var, 2 din görevlimiz var, 4 köy koruyucumuz var yani yaklaşık 200 civarında şehit ve 48 de gazimiz var. Dernek olarak şehitlerimizin ailelerine sahip çıkıyoruz. Bir askerimiz şehit olduğu zaman dernek olarak onun cenazesine katılıp ailesinin acısını paylaşıyoruz. Şehitlerimizin çocuklarının eğitimine katkıda bulunuyoruz, onları özel okullara yerleştiriyoruz. Biliyorsunuz; şehit ve gazi çocukları özel okullarda, özel dershanelerde yüzde 2 kontenjanı var. Dernek olarak şehit çocuklarımızı bu kontenjandan faydalanarak özel okul veya dershanelere yerleştiriyoruz. Devletin verdiği eğitim desteğinden dolayı evrakları hazırlayıp Bakanlığa gönderiyoruz, şehit ve gazi çocuklarımızın yardımlarını almalarını sağlıyoruz. Üyelerimizin yüzde 95’i kırsalda yaşıyor, maddi durumları pekiyi değiller.  Devletimiz son yıllarda şehit ailelerine ve gazilere çok iyi sahip çıkmaya başladı. Daha önce terörle mücadeleden şehit olan ailelerin çocuğuna veya şehidin kardeşine devlet kurumlarında bir iş hakkı tanınıyordu. Gazilerimizin de aynı iş hakkı vardı. Son yıllarda terörle mücadeleden dolayı şehit olan aileler bu konuda bazı sıkıntılar yaşıyordu. Şehit evliyse ya şehidin oğlu feragat etmiyordu yada kardeşi feragat etmiyordu, onların sorunlarının ortadan kaldırılması için hükümetimiz iş hakkını ikiye çıkardı. Bir iş hakkı şehidin eşi veya çocuğuna bir iş hakkı da şehidin kardeşine veya babasına çıkıyor.  Bu gazilerimiz için de geçerli. Hükümetimize yaptığı bu çalışmalardan dolayı teşekkür ediyoruz.

Şehitlerimizin bazıları eşiyle resmi nikâh yapmadan askere gidiyor. Burada da mağduriyet yaşanıyor. Çünkü şehidimizin çocuğu, şehidimizin annesi ve babası bir şekilde maaşa bağlanıyor ama şehidin eşi bağlanamıyor. Bunun için bir dosya hazırlayarak bakanlığımıza verdik, inşallah bu konuda da bir çözüm bulunur. 

Şehit yakınları ve gazilerin başka ne sorunları var?
Eskiden baya bir sorun vardı, bu sorunlar asgariye indi. Bölgede şehit ailelerinin yüzde 70, 80’i tarım işçisidir. Hatta bir şehidimiz vardı, annesi ve babası o zaman İzmir’de tarım işçisiydi. Gerçekten maddi durumları çok kötü olan şehit yakınlarımız var. Hükümetimiz bu konularda şehidine sahip çıkıyor, çalışmalar yapıyor ama bölgede nüfus sayısı yüksek olduğu için ister istemez sıkıntılar oluyor. Gazilerimizin sıkıntısı yok. Sadece protez konusunda sıkıntıları var. Daha önce devletten 2 yılda bir protez alıyorlardı, şimdi 5 yılda bir alıyorlar. Protez kullanan gazilerimiz protez alacağı zaman 5 yılı beklemek zorunda kalıyorlar. Bu sorun giderildiği halde gazilerimizin sıkıntısı kalmaz diye düşünüyorum. 

Son günlerdeki terör olayları ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Suruç olayından sonra şehit olan askerlerimiz ve polislerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve ülkemize baş sağlığı diliyorum. Ayrıca Suruç’ta hayatını kaybeden vatandaşlarımıza  da Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Şimdi çözüm süreci başlarken hükümetimizle baya bir görüşmelerimiz oldu. Çözüm sürecinin gitmeyeceğini tarafların katkıda bulunmayacağını söylemiştik. Çünkü gerçekten bizim tavsiye etmediğimiz bazı konularda dahil biz akan kanların durması için elimizi, gövdemizi tamamen taşın altına koymaya çalıştık. Biz şehit annesi ve bir şehir babası bir teröristin annesi ve babasıyla aynı masayı paylaşıp da yeter ki bu akan kanlar dursun diyorsa demek ki tamamen biz bu işe destek vermişiz. Ama baktığınız zaman PKK uzantısı siyasi partiler bu çözüm sürecini bir türlü bitmesini istemiyor. Suruç’taki olayla ülkeyi neredeyse savaş alanına çekmeye çalıştılar. İşte bunu hükümet yapmış, şunu hükümet yapmış gibi açıklamalar yapıp ardından Ceylanpınar’da 2 polisimizi şehit ediyorlar. Öncelikle üstlendiler yapmışız falan, bu parti niye bir kınama mesajı yayınlamıyor. Polisimize yapılan yanlıştır diyebilirlerdi ama yapmadılar. Çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorlar, bazı dış güçler, bunların uzantılarıyla birlikte ortak olmuşlar ülkemizi bataklığa çekmeye çalışıyorlar. Ama unutmasınlar ki Türkiye Cumhuriyeti öyle büyük bir devlettir ki 1-2 terör örgütü değil 100 terör örgütü olsa dahi onlarla başa çıkabilecek güçlü bir ordumuz ve güçlü bir emniyet teşkilatımız var. Yine diyoruz; bu akan kanın durması için şehit aileleri olarak bize düşen neyse yapmaya her zaman hazırız.
Sonuçta ölen insandır, bir şekilde kandırılmış ve PKK’ya katılmış olabilir. HDP eğer Türkiye partisi olmak istiyorsa kendini bir Türkiye partisi olarak görecek. PKK bir terör örgütüdür diye açıklama yapacak. Ondan sonra gelip meclisteki diğer partilerle, hükümetle bir olup bu akan kanın durması için destek vermesini istiyoruz. Biz çözüm sürecinin devam etmesini istiyoruz. Annelerin gözyaşı dökmesini istemiyoruz. 

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Son günlerde şehit olan askerlerimize, polislerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun.  Ülkemizin başı sağ olsun. Birlik ve beraberlik günüdür hiç kimse kimseyi kırmadan birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaya devam etmemiz lazım. Türk’üyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle birlikte barış ve kardeşlik içerisinde yaşamalıyız.