SAVAŞ GERÇEĞİ, SURİYE’NİN GELECEĞİ

Ortadoğu hiçbir zaman sakinliğini koruyan bir bölge olmadı, olacağına da benzemiyor. Eğer bu topraklarda sizin bir planınız yoksa başkalarının planları içerisinde kalmanız gerekir.

Oluşacak her hangi bir boşluğu sizin istemediğiniz yapılanmalar doldurabilir. Bundan dolayı, stratejik olarak her zaman elle tutulur planları işleme koymak gerekir.

Küresel sermayenin sistemleri ile yapılanan bölgenin içerisinde, hiçbir zaman hür sistemler kendilerine alan açamadılar. Yeni oluşan konjonktür ile Türkiye’nin stratejik öneminin olduğu ve bunun farkına vardığını gösterdi.

Önümüzdeki dönemlerde büyük oyuncuların sahaya inmesi ile küçük oyuncuların seçeceği tarafın, bizlere daha net bir fotoğraf gösterecektir. Bu fotoğrafın bundan böyle Suriye’nin âdemi merkeziyetçi yapı olamayacağını gösteriyor.

Şu bir gerçek ki, Suriye’de bir barış olmadan, Türkiye’nin rahat yüzü göremeyeceği kesindir. Bundan sonra giderek operasyon el halkanın daha kısa mesafeli çatışmalara gebe olduğudur. Bura da PYD ve bileşenleri kaybetmeye yönelik ilerici politikaları dışında, Türkiye’nin kendi öneminin farkına varması, oyunu değiştirmiştir.

Evet, hiçbir zaman İslam’ın kaybetmeyeceği bu topraklarda, İslam’la savaşanlar kaybetmeye mahkûm olacaklardır. Peki: ‘Neden savruluyoruz?’

Günümüzde Müslümanlar organik bir bütünlüğe ve yapıya sahip değiller. Hangi eğilimin, hangi yaklaşımın, hangi ilkelerin, hangi tarzın İslami temsil ettiğini bilemiyoruz. İslami bir temsil boşluğu ile karşı karşıya olduğumuzu kabul etmeliyiz. Kendisini Islama nispet eden her parça çok sorumsuz bir şekilde kendisini islamı temsil ettiğini iddia edebiliyor.

Magazin dünyasında olduğu gibi İslami çevrelerde de herkes popüler meşhurlar kültürünün etkisi altnda. Kimsesinin bağımsız yorumu, tercihi yok. Bu durum çok ciddi bir biçimde Ümmet kültürünü, ahlakını, bilincini öteliyor.

Ümmet bilincinin oluştuğu noktada bu toprak parçası üzerinde, kesin bir barış ve kardeşliğin tesis edileceğidir. Bunun dışında, bizden başka bu barışı yapacak kimsenin olmadığını bilmemizdir.