Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çözüm sürecinin bölgenin kılcal damarlarına dek sindiğine dikkat çekerek, “Süreç, buranın gelişmesinde motor görevi görmüş. Olumsuz havaya dönülmesi kalkınmaya darbe vurdu” yorumunu yaptı.

Faruk Çelik, AK Parti’nin önemli isimlerinden biri. İki dönem Bursa’dan, bir dönem de Şanlıurfa’dan milletvekilliği yaptıktan sonra 3 dönem kuralı nedeniyle AK Parti’nin milletvekili sayısının 7’ye düştüğü 7 Haziran seçimlerinde aday olamadı. Bu sayıyı yeniden arttırmak için Şanlıurfa’da kamp kuran Çelik, Hürriyet’in sorularını yanıtladı. Yeniden aday olmasının Şanlıurfa’da heyecan yarattığına inanan Çelik, “AK Parti ŞanlıUrfa’da neden milletvekili kaybetti” sorumuza yanıt verirken, en önemli nedenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Kobani düştü düşecek’ sözlerinin kesilerek çarpıtılması olduğunu savundu.

Çelik, özetle şu mesajları verdi:

HERKES MEMNUNDU

“Çözüm süreci, sadece Şanlıurfa değil bölgenin tüm kılcal damarlarına kadar sinmiş. Herkes süreçle ilgili memnuniyetini ifade ediyor. Herkes ‘Niye devam etmiyor’ diyor. Vatandaş sorguluyor. Çünkü çözüm süreci bölgeye çok şey kattı, Şanlıurfa’yı diğer illerle eşit hale getirdi. Çözüm süreci buranın gelişmesinde bir motor görevi görmüş. Ama silahlar patlayınca, Suruç’taki vahşet cereyan edince, Ceylanpınar’da iki polisin şehit edilmesi, Büyükşehir Belediyesi’nin saldırıya uğraması, ciddi korku ve endişe oluşturmuş. İşveren ‘Bekleyelim’ diyor. Turizmde rezervasyon iptalleri var. 2015’te bir turizm şirketi 10 bin 300 rezervasyonu iptal ediyor. Kalkınmaya büyük bir darbe oluşturdu bu olumlu havanın olumsuz havaya dönüştürmesi.

BUZDOLABINDAN ÇIKAR

Cumhurbaşkanımızın kullandığı ‘buzdolabı’ kelimesi son derece anlamlıdır. Ne demek? Çözüm sürecinden yanayız demektir. Ancak anahtar deyim olan silah bırakma konusunda bir tavır çıkarsa buzdolabından yine sofraya taze bir şekilde gelebilir. Ret ve inkar politikaları sona erdi. Yatırımlar geldi. Terör ve siyasi kanat sorunların kalkmasından dolayı çaresizlik içinde. Ciddi ilkesizlikle karşı karşıyalar. Ne söyleyeceksin? Neyi eleştireceksin? İzmirli’den ne farkı var Şanlıurfalı’nın, Diyarbakırlı’nın?‘Mevcut haklar yeterli değildir’ diyebilirsiniz. Bunun yolu demokratik mücadeledir. Yetkiyi milletten alıp, talimatı dağdan alırsanız eleştiriyle karşılaşırsınız. ‘Biz 80 milletvekili parlamentodayız. Silahlara karşıyız’ demesi gerekiyor. Selahattin Demirtaş bunu diyor, eş başkanı ‘sırtımızı YPG’ye dayadık’ diyor. Bunun ne manası var? HDP Türkiye partisi olsa, bunu sahiplenme zorunluluğumuz vardı. HDP’in özgürleşmesi lazım. Özgürleşemezlerse Türkiye çok şey kaybeder. Bir anda bağlarını kesemeyebilirler ama net tavır koyabilirler. HDP söylemine marjinal sol grupların söylemi etkin oldu. ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sözü de marjinal sol gruplara ait.

ARINÇ YORUMU

(Bülent Arınç’ın açıklamaları) Ülkenin gidişatında söz sahibi olmuş insanlar olarak nerede, ne söyleyeceğimize dikkat etmemiz gerekir. Bülent Abi açısından söylüyorum, partinin yetkili kurullarında, her yerde söyleyebilir ama dışarıdaki vatandaş da zannediyor ki ‘büyük olaylar var’. Doğru değil.

ASGARİ ÜCRETE ZAM

Asgari ücret konusunda söylediğimiz şu; emek yoğun sektörde rekabet edemez noktaya sektörü getirirseniz, Türkiye’den hemen Romanya’ya, Macaristan’a, Moldova’ya, Gürcistan’a gidiyor. Asgari ücreti arttırmayalım demiyorum. Asgari ücret 1000 lira şimdi. Muhtemelen aralık ayında 1150 TL olacak. 150 lira ilave yapıp 1300 lira  dedik. Kamuoyunda oluşan algıdan dolayı bu rakamı açıklamak zorunda kaldık.”

Hürriyet