AB Uyum Komisyonu Başkanı AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde söz hakkı alarak Türkiye Avrupa birliği ilişkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye'yi bir türlü içerisine almayan Avrupa Birliği'nde var olan ülkelerin birçoğu, birçok konuda Türkiye'nin gerisinde kaldığını sözlerinde ifade eden Gülpınar, süreçle ilgili yaşananları anlattı.

Gülpınar Gazi Meclis'te yaptığı konuşmasında şu ifadelerine yer verdi;

"1959 Türkiye'nin 6 üyeli olduğu Avrupa ekonomik topluğuyla başvurusuyla başlayan Türkiye Avrupa birliği ilişkileri önce ortak üye sonra aday ülke statüsüyle 63 yıldır yani yarım asırdan fazla bir inişli çıkışlı bir seyir takip etmiştir. Türkiye’yi için almayan Avrupa birliği üye bakımından 1963’ten beri 7 misli genişlemiş ve bugünde 27 üyeli bir yapıya dönüşmüştür. Üstelik son dönemdeki yeni üyelerinin çoğunun ekonomik ve siyasi seviyesi Türkiye’nin gerisindedir. 2005’te başlayan üyelik müzakerelerinde ise 35 fasıldan 16 tanesi müzakereler açılmış ve bunlardan sadece bilim ve teknoloji faslı geçici olarak kapatılmış diğer fasıllar ise hiç açılmamıştır. 1989’dan itibaren Sovyetler birliğinin çöküşü ile birlikte artık batı dünyasının stratejik olarak Türkiye’nin ihtiyacı kalmadığını düşünen bir kısım Avrupalı çevreler o dönemlerde Türkiye Avrupa birliği ilişkilerini önlemek için Yunanistan’ın engellerinin arkasına saklanırken ikibinli yılların başında ise ilişki bakımından en büyük hatalarından birisini yapmıştır. Hem 1960'lı Londra ve Zürih anlaşmalarına hem de sınır konusu olan  Ülkeleri üye yapmayacaklarına ilişkin Avrupa birliğinin kendini genişleme kriterine aykırı olarak Kıbrıs adasında BM öncülüğünde yürütülen barış çalışmalarını somut göstergesi olan anlaşmasına hayır diyen Güney Kıbrıs Rum yönetimini temsilen Kıbrıs Cumhuriyeti olarak 2004 yılında AB üyesi yapmışlardır. Barışa evet diyen Kıbrıs Türkleri ise cezalandırılmıştır. Böylece Kıbrıslı Rumların hukuksuz bir şekilde Avrupa birliği üyesi olmasıyla birlikte önüne her Avrupa birliği platformunda Yunanistan’a ek olarak Kıbrıslı Rumlar çıkmaya Türkiye AB ilişkilerini zehirlemeye başlamıştır. Nitekim 35 fasıldan açıklanmayan ve Avrupa birliği tarafından bloke edilen bütün fasılların Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanınmamasıyla doğrudan ilgisi vardır...Bir kısım AB çevreleri Türkiye’ye yönelik olumsuz tutum Avrupa komisyonu tarafından Ukrayna’ya saldırması ve iki Ülke arasında hala devam eden savaşın başlamasıyla yerini farklı bir çehreye bırakmıştır. Türkiye’nin bu savaşta sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve sayın bakanımızın olağan üstü çaba ve gayretleriyle yürüttüğü bir taraftan Cumhur ittifakının desteğiyle bir taraftan barışı önceleyen, diğer taraftan Türkiye’nin çıkarlarını gözleten politikası Avrupa birliğininde ezberlerini bozmuştur. Nitekim Türkiye BM'nin kararına dayanmadığı için Rusya'ya yönelik AB yaptırımlarına katılmadığı halde parlementer diplomaside dahil Avrupa platformlarında Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar dışında ciddi bir eleştiriye maruz kalmamaktadır. Aksine Türkiye her iki tarafla da konuşabilmesi nedeniyle kolaylaştırıcı arabulucu sayesinde savaşan tarafları barış masasında oturtabilen tek aktör olması tahıl sevkiyatı krizindeki çözümü eşsiz katkısı savaş esirlerinin karşılıklı değişimi mümkün kılan müdahalesi, benzersiz rolünün çoğu Avrupa Birliği çevreleri tarafından takdir gördüğüne, bir kısım Avrupa Birliği çevrelerine ise kıskançlık ve hasetliklere neden olduğunu şahit oluyoruz. Ancak bundan da önemlisi Avrupa'nın geleceği konferansında dışlanan Türkiye'nin 6 Ekim 2022'de Çekya'nın başkenti Prag'da yapılan ve bütün Avrupa çapında ortak sınamaların ele alınabileceği bir işbirliği ve dialog platformu olarak işlev görebilecek olan Avrupa Siyasi toplantısına davet edilmesi ve sayın Cumhurbaşkanımızın da katılarak, üye yapmaları ve böylece Avrupa Birliği'nin sadece ekonomik değil aynı zamanda siyasi ve askeri anlamda gerçek bir küresel güç olmasının önünü açması bekliyoruz. Son olarak Avrupa Birliği'nin başkanlarının yönetici kadroları başta olmak üzere bütün personellerine bugüne kadar gayretleri için teşekkürlerimi sunuyor, Avrupa Birliği başkanlığının başta olmak üzere Dış İşleri Bakanlığımızın ve Hazine Bakanlığımızın bütçelerinin hayırlı olmasını diliyor, yüce meclisimizi ve Aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum."