Title of a News Article

Urfa'ya gelmeden önce konuştu.

Halil İbrahim buluşmalarına Hükümet adına katılması beklenilen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Urfa'da yaşanan Gelişmeleri değerlendirdi.

Urfa'ya gelmeden önce konuştu.
banner206
Cumhuriyet'e konuşan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, PKK'nın Suriye'deki kolu olan PYD'yi Beşar Esad yönetiminin desteklediğini söyledi.Cuma günü Urfa'ya gelecek olan Akdoğan'ın Suriyeli Mültecileri ziyaret etmesi bekleniliyor.


Aysel Tuğluk'ın sınırda asker taşlayarak sorunu çözemeyeceğini belirten Akdoğan, PKK kanadından gelen tehdit gibi açıklamalara da tepki gösterdi. İşte Utku Çakırözer4in Akdoğan'la yaptığı röportajın ilgili bölümleri:

BULUŞMANIN ZAMANLAMASI MANİDAR!

Akdoğan ile randevumuzun zamanlaması, HDP’li vekiller Pervin Buldan, İdris Balüken ve Sırrı Süreyya Önder ile yaptıkları görüşmenin hemen ardına denk düştü. HDP heyeti PKK ile hükümet arasında yürütülen ‘çözüm sürecinin’, Suriye içindeki Kürt bölgesi Kobani’ye dayanan IŞİD tehdidi nedeniyle tehlikeye düşeceği uyarısını yapmak için gelmişti. Görüşme sonrası Önder’in Başbakanlık binası çıkışında kameralar önünde bu doğrultuda yaptığı açıklamayı da Akdoğan ile birlikte dinledik. Hemen ardından IŞİD ve Kobani’deki gelişmelere ilişkin sorularımıza şu yanıtları verdi:

ÇÖZÜM BAŞKA KOBANİ BAŞKA

- Çözüm süreci ne aşamada?
- Çok güzel işlediğini düşünüyorum. Bunun içinin doldurulacağını ve hızlı şekilde devam edeceğini düşüyorum. Buna elbirliğiyle ihtimam göstermemiz lazım, tarihi bir fırsat, sonuca ulaştırmamız lazım.

- HDP ve PKK’nin çözüm süreci ile Kobani arasındaki bağlantısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Şimdi benim gördüğüm çözüm süreci kendi bağlamında sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Yani bu Kobani meselesi, Suriye’nin kuzeyinde yaşananlar çözüm sürecinin doğrudan parçası olan konular değil. Ama bir şekilde süreci dolaylı olarak etkileyebilen konular olarak görülebilir. Yani çözüm sürecinde biz Türkiye içi bir meseleyi halletmeye çalışıyoruz. Bütün bu ülkelerdeki sorunları çözme projesi değil çözüm süreci. Diğerlerinin bağlamı farklı. Suriye’de yaşananları Suriye politikası kapsamında ele almak lazım.

PYD DEĞİŞMEDEN YAKINLAŞMA OLMAZ

Çözüm süreci bağlamında ben gidişatı olumlu görüyorum. Diğer meselede (Kobani) Türkiye insani duyarlılığını ortaya koymuştur ama onun ötesinde PYD’ye tavır konusunda PYD’nin önce pozisyonunu değerlendirmesi gerekir. Suriye bağlamında Esed’e bakışı ve pozisyonu bizim için önem taşıyor. Bu değişmeden de Türkiye yani böyle bir yakınlaşma görüntüsü oluşması da çok kolay görünmüyor yani.

PYD'Yİ ESAD MI DESTEKLİYOR?

- Esad’ı mı destekliyorlar?
- Zaman zaman destek gibi algılanabilir, nötr kalma gibi algılanabilir, bekle gör durumdan istifade et gibi algılanabilir. Ama Esed’e dönük bir karşıtlık, bir tavır içerisine girmiyor. Oysa geçmişten bu yana Kürtlere bölgede zulmeden, hiçbir hak tanımayan Esed rejimidir. Bugün yani bir şekilde ona karşı nötr kalması bile dolaylı destek gibi de aglılanabilir.

- Bunu HDP heyetine söylediniz mi?
- Söyledim tabii. Suriye bağlamında. Çok gelişme oluyor, çokboyutlu, çok faktörlü bir denklem var orada. Yani burada yeni bir durum varsa herkesin de yeni pozisyonuna, yeni bakış açısına ihtiyaç var.

KAPIMIZ ZORDA OLAN HERKESE AÇIK

Burada hasmane bir tutum içerisinde değil Türkiye. Yani insani yardım bağlamında bakıyor ve 140 bin kişi kabul ettik, iyi niyetini ortaya koydu ve burada mazlum, mağdur kimse biz bunun etnik kimliğine, kökenine, dinine, mezhebine bakarak hareket etmiyoruz. Gelen Nusayri olur, Ezidi olur, Türkmen olur, Arap olur, Kürt olur, kim olursa olsun büyük sıkıntı yaşıyorsa bunların bir kısmı Türkiye’ye farklı gözlerle bakan kesimler de olabilir. Yani bunların hepsi Türkiye’yi çok seviyor anlamına da gelmez. Ama bir sıkıntı yaşandığında Türkiye kapılarını açıyor ve mesele orada da gelen işte Kürtler olduğunda da kapımızı kapamadık, gönlümüzü açtık. Zaten orada bir akrabalık ilişkisi var, yakınlık var, bunun ötesinde bizim negatif bir tavrımız yok. Ama bu tampon bölge vesaire bu da biraz yanlış anlaşılıyor. Yani bu Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamak için asgari bir savunma kalkanı oluşturacak gibi lanse ediliyor. Bu insani yardım maksatlı bir güvenli bölge oluşumu tabii. Bize gelmeden orada yapalım, o yapılabilirse orada, yapılamazsa oradaki insanlar hayat riski taşıyorsa elbette kabul ediyoruz ve neticede de kabul ettik. Burada böyle bir problem yok. Buna dönük tehdit var, açıklamalar yapılması doğru okumamak demek tabloyu.

TEHDİTVARİ AÇIKLAMALARLA OLMAZ 

- HDP’nin sürece ilişkin talepleri oldu mu?
- Bir hayırlı olsun ziyaretiydi. Ben hem Meclis’teki yasama faaliyetlerinden sorumlu başbakan yardımcısıyım, hem de bu çözüm süreci heyet kurulunun da içerisinde başından beri bu işi takip eden birisiyim. Bu bağlamda Meclis’te diğer partilerle olduğu gibi HDP ile de birtakım temaslarım bu süreçte olacak. Bir fikir teatisinde bulunduk. Süreç nereye gidiyor, ne oluyor, birtakım gerilimler bölgede yaşanabiliyor veya işte diğer ülkelerden kaynaklı birtakım sıkıntılar yaşanabiliyor. Bunların da sürece tesir etmemesi önem taşıyor. Birtakım yanlış anlamalar olabiliyor, işte biraz önce tampon bölgede dediğim gibi veya işte Kobani vs. bağlamında söylediğim gibi, bu tür şeyleri de diyalogla aşmamız lazım. Yani tehditvari açıklamalar vs. değil burada ne kastediliyor, ne yapılmak isteniyor, burada diyalog her şeyin ilacı, ne kadar temas içinde olursak, birbirimizi doğru anlarsak bu süreç sağlıklı devam eder.

AYSEL TUĞLUK'UN YAPTIĞI YANLIŞ

- Sınırdaki gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada insani yardım maksatlı geçişlere tabii izin veriyoruz ama bu taraftan başka yerlere geçiş olabilecek bir şey değil. Bunun hukuki zemini bellidir. Biz hukuku askıya alalım, herkes istediği gibi gitsin gelsin, böyle bir şey olamaz.

- HDP’den ve PKK’den bu yönde çağrılar var
Orada bir paradoks oluştu. Bir tarafta Türk askeri yardım elini uzatmış, kucağını açıyor. Öbür tarafta Türk askerini taşlayan, düşmanmış gibi gören sanki bunlara engelmiş gibi gören bir anlayış. Şimdi bu iki farklı fotoğraf. Burada hangisi doğru, hangisi yanlış. Bence Türkiye’nin ve Türk askerinin yaptığı doğru, onların yaptığı yanlış.

- Aysel Hanım’ın (Tuğluk) davranışını mı kastediyorsunuz?
Tabii, geçiş için taşlama yapıyorlar. Bu yanlış bir görüntüdür.

PARALEL YAPI BİTMEDİ

- ‘Paralel yapı’ dediğiniz Gülen cemaatine, yakın çevrelere yönelik mücadeleniz bitti mi?
Bitmez sanıyorum. Devletin vermesi gereken bu mücadele, ulusal güvenliğimizi ilgilendiriyor. Bu idari tedbirler alındı, yer değiştirmeler birtakım şeyler. Daha önemli olan farkındalık oluşmasıdır, bir güven sarsılmasının yaşanmasıdır. Ben bunu çok önemsiyorum.

- 2015 seçimleri için çıtanız nedir?
Yüzde 50’nin üzerine çıkarız.












Kaynak ://www.internethaber.com/mobi_content.php?type=n&id=724522&v=54225b8fe810c#ixzz3ED4lIZDq

Güncelleme Tarihi: 24 Eylül 2014, 09:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195