AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök, Ceylanpınar’ı BDP’den aldıkları için ilçede çıkan olaylara değinerek, “Seçimle gelmesini bilenler, seçimle gitmesini de öğrenecekler” dedi.

BDP’nin elinde bulundurduğu Ceylanpınar’ı kazanan AK Parti’de büyük sevinç yaşanıyor. Özellikle Suriye sınırında yer almasından ve Rojava Bölgesinden dolayı stratejik öneme sahip olan Ceylanpınar’ı, Pazar günü yapılan yerel seçimler sonucunda AK Parti Adayı Menderes Atilla kazandı. Hiç şüphesiz ki, bu başarının gelmesinde AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök’ün de büyük katkısı oldu. Gök, seçim bölgesi olan Ceylanpınar’ı kazanmalarını ve ilçede çıkan olayları Urfastar’a değerlendirdi.

“Urfa siyaseti kazandı”

Seçime normal şartlarda ve olağan koşullarda 2014 yerel seçimlerine gitmediklerini belirten Milletvekili Gök, “Türkiye genelinde olduğu gibi bizim ilimizde de son derece büyük bir bilgi kirliliği, bir dezenfeksiyonda ve tahriklerin, iftiraların, yönlendirmelerin farklı boyutlara kadar gittiği hatta bu seçim sonuçlarını uluslar arası güçlere kadar dahi bunları takip edecek boyutta insanlar merak uyandırdı. Neden bunu söylüyorum? Çünkü malumunuz Türkiye’deki siyasal istikrar ortamını devam etmesini istemeyen kişiler, içeride ve dışarıda güç birlikteliği yaparak adeta bir anlaşma imzalamışçasına birlikte hareket ediyorlardı. Ama bu millet, bu halk, meydanlar bize bunu göstermiyordu, meydanlar ‘Bu Başbakan’ı yedirmeyiz’ diyordu. Şu Urfa’da yerel yönetimler anlayışı içerisinde Urfa siyaseti ben olmaktan çıktığı sürece, biz olduğu sürece Urfa siyaseti kazandı, kazanmaya devam ediyor. Bir ekip ruhu ile çalışıldı, milletvekili olarak bizler 40 gündür özellikle seçim sürecinin ve bu süreç içerisinde kampanyanın devam ettiği bu 40 gün içerisinde Şanlıurfa’dan bir gün bile ayrılmadım” dedi.

Gök, Siverek ve Ceylanpınar’ın tarih yazdığını da vurgulayarak, “Bu tarihler durup dururken mi oldu? Hayır olmadı. Bu tarihler bizim milletvekili olduğumuz günden bugüne 2 buçuk yıl içerisinde başta Sayın Bakanımızın takım kaptanı olması ruhuyla beraber içerisinde bulunduğumuz milletvekili arkadaşlarımla beraber, teşkilatlarımızla beraber bu ruhu oluşturduk” diye ifade etti.

“Urfa, her zaman sağduyunun merkezi olmuştur”

Şanlıurfa’nın her zaman sağduyunun merkezi ve kalesi olduğunu dile getiren Gök, açıklamasında şunları kaydetti:

“Urfa, doğrunun kalesi olmuştur ve elbette ki kendisine kim hizmet etmişse onun kalesi olmuştur. Huzurun, kardeşliğin, sevginin, muhabbetin, barışın kalesi olmuştur. Bir kez daha Şanlıurfa bu bahsettiğim kavramları asıl merkezi olmuştur.

Ceylanpınar özeliğine baktığımızda malumunuz 2011 yılından sonra kamu iktidar gücü olarak iktidarın kamu yatırımları doğrultusunda getirilmesi gerekenin ötesinde bir hizmet anlayışını Ceylanpınar’da sergiledik. Ceylanpınar’da milletvekili olduğumuzda bir acil nokta yoktu, bir ambulans yoktu. Ceylanpınar’da hastane yetersizdi, öncelikle oradaki hastanenin ana merkezini oluşturduk, sonrasında yeni bir hastanenin yapılması için yer bulduk. Ceylanpınar Meslek Yüksek Okulu yoktu, Ceylanpınar’da çevre yolları yoktu, Ceylanpınar’da insanların sosyal hayatını idame ettirecek alanlar yoktu. Özellikle bizim Ceylanpınar’da yapmak istediğimiz şuydu: Biz her zaman için millete tepeden bakmayıp, gönülleri kırmayıp, gönülleri fethetmeye çalışıp biz iktidar olarak Türkiye’nin sessiz devrimini gerçekleştirdik, Ceylanpınar’da da gerçekleştireceğiz dedik. Bu sessizlik neydi? Her alanda yaptığımız hizmetlerimizdi. Biz tayinlerle uğraşmadık, biz sen benlerle uğramadık, küçük işlerin hesaplarını yapmadık, Ceylanpınarlının sıkıntısı varsa o bizim sıkıntımızdı. Bireysel çekişmelere girmedik, hiçbir zaman orada kimseyi ötekileştirmedik, bize oy vereni, vermeyeni kucakladık. Bizim meselemiz buydu. Biz orada ideolojik bir siyasette yapmadık, hizmet endeksli bir siyaset anlayışı içerisinde bunu üretmeye devam ettik.”

“Biz ötekileştirmeyeceğiz”

Ceylanpınar’da son dakikaya kadar seçimi izlediğini dile getiren Gök, “Gece arkadaşlarımızla beraber oturduk seçimi izliyoruz, sandıklar açılıyor, neticeleniyor, sonuçları alıyoruz, demokratik bir yarıştır. Gecen geç saatlerinde artık bizim Bin 200’e yakın bir oyla önde olduğumuz gelen sonuçlarda ortaya çıkıyor. Tabii ki orada bir Yüksek Seçim Kurulu var, siyasi parti temsilcileri var orada seçimi yürütüyorlar. Arkasından itirazlarını yapıyorlar o da doğal. Kazanan Ceylanpınar olsun. Biz alkışımızı bile çalmadık. Bir havai fişek bile atılmasın dedik, kimsenin huzuru kaçmasın dedik. Kaybetseydik de tebrik edecektik. Yeter ki kimsenin burnu kanamasın dedik. Seçim sonrasında ne oldu? Demokrasi, seçimle iş başına geldiği gibi seçimle gitme kültürüdür. Bazı arkadaşlarımız seçimle gelmeyi öğrendilerse de, seçimle gitmeyi henüz hazmedemediler, henüz öğrenemediler. Siz seçimle geldiğiniz gibi, halk sizi istemediği zaman, seçimle sizi gönderdiği zaman masanın öte tarafına geçip orada yeniden kucaklayıcı bir rol almamız lazım. Hani barış vardı, hani kardeşlik vardı, hani huzur vardı, hani sevgi vardı? Biriz, beraberiz, Ceylanpınarız diyorduk. Bu söylemler lafta kaldığı zaman bu bizleri üzer. Dolayısıyla bizim için önemli olan Ceylanpınar’ın huzurudur. Sayın Menderes Atilla bugün itibariyle, dün itibariyle Ceylanpınar’ın kendisine oy verenin, vermeyenin Belediye Başkanıdır. Biz ötekileştirmeyeceğiz, sen ben kavgası yapmayacağız, ırksal tartışma yapmayacağız, ideoloji tartışma yapmayacağız” şeklinde konuştu.

“Biz kanın üzerinden siyaset yapmak istemiyoruz”

Milletvekili Gök, “Dün geceden beri Ceylanpınar’ın sokakları adeta taş yağmuruna tutuldu, sağda solda Molotof kokteyllerinden geçilmez oldu” diyerek, şunları ifade etti:

“Benim annemin evi, eniştemin evi, biraderlerin evleri taş yağmuruna tutuldu. Siyaset bu mudur, bunu mu yapacağız? Bu değildir. Biz dediğim gibi demokrasi bir yarıştır. Seçimle gelmeyi bildiğiniz gibi seçimle gitmeyi de öğreneceksiniz. Bu doğal bir şeydir. Yani hiçbir şey insanın kendisinden önemli değildir. Biz kanın üzerinden siyaset yapmak istemiyoruz. Bir tek insanımızın burnunun kanamaması adına seçim gecesinden sabaha kadar bulundum. 15 Bin kişiyi bir alana topladım ‘Aman ha aman hiçbir karşılık vermeyin’ dedim.”