TERÖRİZM VE SOSYAL MEDYA AĞI

Hiçbir zaman toplum alanında bağlı ve bağımlılık kuralı değişmeyip, insanlar var oldukça devam edecektir. Belki de içinde şu anda bulunduğumuz konjonktür en can yakıcı ve el bağlayıcı durumdur.

Terörizm ve terör öldürdüğü hiç kimseyi tanımaz, onun bütüncül çıkarları vardır.  Doğal olarak terörün saf dışı edilmesi imkansız gibi bir şey olup ancak onu pasifize ya da minimize etme durumu vardır.

Her  eylemde teröristin kendi canını ortaya koyarak kendini feda etmesi anlaşılabilir bir durum değildir. Hiçbir kimse başkasının keyfi için canını feda etmez. Aslında dava, inanç, ideoloji adına hayatını yok etme pahasına masum insanları ya da hedef kitleyi öldürmeye karar vermişse burada bir inanmışlık, feda etme hali var. Şunu bilmemiz gerekir eylemcinin, eylemi hangi ruh hali içinde gerçekleştirdiğini anlamamız gerekiyor.

Şimdi teröre başvuranlar toplumsal temsiliyetti değil adanmışlığı gösterip ve bunun sürdürülebilirliğinin olmadığını bilmekteler. Bunun ancak bir geri dönüşü ve toplumsal zedelenme olduğunu, bu zedelenmenin travma etkisi daha çok ön planda olduğunu bilerek davranmaktalar.

Bir hareket, örgüt ya da yapılanma terörden beslenip kendi salt stratejisi haline getirmişse burada durup düşünmeniz gerekir

Şöyle bir realite ile karşı karşıyayız. Devlet olduğunu  iddia eden IŞİD neden canlı bomba olup dehşet saçmakta, masum olan insanların kanlarına girerek onları öldürmekte?

Mesela PKK bunca eyleminden sonra özellikle son dönemlerde neden intihar bombacısı kullanmaya başladı?

Özellikle bu hareketler Ortadoğu gibi  kan ile sulanmış topraklarında savaşların ve çatışmaların bitmediği, her türlü satranç oyunlarının ve hamlelerin olduğu coğrafyada iseler..

Bu coğrafya da başka güç merkezlerinin çekim gücü altına girmeleri kaçınılmazdır. Bu güç merkezleri ile kazan kazan ve pragmatik olarak yapılan hamleler ön plana çıkar bu da fedai eylemlerini görünüşlü kılar.

Eğer sizlerin bu hamlelere karşı bir yaptırım ya da geri dönüşüm gücünüz yok ise ya teslimiyet ya da mağlubiyet ile oturaklı bir durum ve patlamaların sürekliliğe ile karşı karşıya kalırsınız.

Özellikle kutuplaşmış sosyolojik alan sahası bu tür eylemlere daha müsaittir çünkü her türlü alana oynayan oyuncular bulunabilmekte, öncelikli durumunuz bu kutuplaşma durumunu minimize etmeniz gerekmektedir.

Aslında yaptığımız en iyi iş olan yorum ve suçlama ve  bunun aracı olan sosyal medya bir kıyım hazırlığı daha yaşayıp tamamen kafa karışıklığı ve korkuyu derinleştirmekte.

Belki de yaşadığımız toplum her alanda uzman ve profesör olmuş. Spor, siyaset, ekonomi, siyaset v.s. gibi alanlarda her türlü yorumu yapmakta lakin yaptığı işi tam doğru yapmayarak uğraş alanı dışında ki bütün işlerde uzman kesilmekte… En büyük handikabın bu olduğu kesin.

Çünkü: Bilip bilmeyen ve ne olduğu belli olmayan bir sosyal medya ağı.

Yüzleşilmesi dahi bulunmayan bu ağda, dilin çatallaşıp bozulmakta, bu da infiale ve kutuplara ayrılmamıza sebebiyet vermekte.

Önceliğin insana ve insan yaşamına yatırım olduğunu bilmemiz ve  bağlı, bağımlı durumumuzun bilinmesinde öncelik vardır.