Title of a News Article

BÜYÜKŞEHİR’E VERİLEN SÜRE DOLDU

Yerel seçimlerin üzerinden sekiz ay geçti. Maraşlı bir belediye başkanı Urfalıların gönlüne pek sinmese de Büyükşehir Belediye Başkanı olan eski Urfa Valisi Celalettin Güvenç’in dürüst şahsiyeti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın tercihi olması nedeniyle saygı gösterip oy verildi. Aslında pek bir alternatif de kalmamıştı. Bakan Çelik’in aday olacağı söylentisi muhtemel adayların ortaya çıkmasını engellemişti diyebiliriz. Güvenç’in adaylığının açıklanmasının ardından gözler SP adayı Bahçivan’a ve MHP adayı Kemal Saraçoğlu’na çevrilse de AK Parti’ye olan rağbet onların da tarihe yazdı. Kaldı ki kendi partilileri bile bu ikiliyi büyük oranda çizmiş, ilçelerde oyları kendi partilerinin adaylarına atarken Büyükşehir için tercihlerini kendi partilerinin dışında kullanmışlardı. 30 Mart 2014 yerel seçim sürecini kısaca hatırladıktan sonra günümüze gelelim.

AK Parti, Şanlıurfa’da genel seçimlere “4 yılda 400 proje” diyerek girmiş, ardından gelen yerel seçimde “5 yılda 763 proje” sloganıyla devam etmişti. Bu proje önerileri öyle ilginçliklerle doluydu ki, “4 yılda 400 proje” konusu, Şanlıurfa Valiliği’nde “Bakan’ın projeleri” adıyla M. Emin Özçınar koordinesinde yürütülüyordu. Büyükşehir yasasıyla değişen yapı, Vali’nin Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının yanında, Şanlıurfa Valiliğinde görev yapan bir çok personelin de Büyükşehir Belediyesi kadrolarına kaymasını beraberinde getirdi. Büyükşehir Belediyesi’nde halen devam eden kadrolaşma çalışmaları arasında projeler de görünen o ki sürüncemede kaldı. Milletin, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerine hizmete başlama için tanıdığı süre doldu.

 

KENDİNİ İFADE EDEMİYOR

Sürenin dolması beklenirken, Urfalıların bilinçaltındaki “Maraşlı başkan” tepkisinin yansımaları, yerel basında sıksık kendine yer buldu. Kadrolaşma çalışmaları nedeniyle hizmetlerin aksaması, kadrosundan hoşnut olmayanların ortamı germesi belediye yönetimini belli ki ciddi ciddi rahatsız etti. Bu rahatsızlığın üzerine “paralel” türetilen “Mahya” saçmalığı, “10 Kasım Öğretmenler Günü!” ile sürdürüldü, Bahçelievlerde “PARAMETRE” zırvasıyla adeta taçlandırıldı.  “Mahya” ve “10 Kasım”ın sorumlulurı hakkında açılan soruşturmanın akıbetini kamuoyu merak ederken, “Parkometre” ifadesini “PARAMETRE” olarak yazdıran “zırva”lık sosyal medyadaki paylaşımlarımızda belirttiğimiz gibi çoktan geri tepmişti bile.

“Önce kocaman bir hata yapalım, sonra millete dönelim” diyen bir yönetim anlayışının Büyükşehir Belediyesi’nde hakim olduğu kanısı millette oluştu. Ardından belediye kendini ifade edemediğini anlamış olacak ki, bu kez kendi bültenini çıkararak “kendini ifade etme”ye çalıştı. Yayının içeriğine bakılırsa bunu da tam anlamıyla başaramadığı ortaya çıkıyor.

 

FAKIBABA RESTİ ÇEKMİŞTİ

Basının, olumsuzlukları haber yapma sevdasından bıkan sabık Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın kendini ifade etme tarzı aklıma geldi. Fakıbaba’nın basınla arası birkaç kişi hariç hiç iyi olmamıştı. O zamanlar çalıştığım GAPGündemi gazetesini Veysel Polat’la ters düşmesi nedeniyle belediye binasından içeriye sokmama talimatı vermiş, Belediye Meclis Salonu’nda bir toplantı sonunda gazetecilerin sorularını cevaplarken benim soruma çok kızmış ve sözle kavgaya tutuşmuş, hatta sokakta gezerken gazeteci tokatladığı bile olmuştu. Tabi Fakıbaba o zaman çok gergindi.. Bağımsız olarak seçildiği, AK Partili meclis üyelerinin çalışmasını engellediği, sanayi esnafı, minibüsçüler gibi koca sorunlarla uğraştığı dönemlerdi. “Gazetelerinizi okumuyorum, istediğinizi yazın, benden de bir şey sormayın” diyordu. Tahammülsüz bir adamdı. Bir süre sonra belediyenin bültenini çıkarmaya başladı. Rutin olarak çıkardığı bülteni kentin her yerinde dağıtmaya çalışsa da belediyenin önünde dağıtmaktan pek ileriye gidemedi. Yerel gazeteleri okumuyorum diyen Fakıbaba, İngilizce gazeteleri okuyup kendisine tercüme etmesi için ise, iyi İngilizce bilen bir bayan eleman tutmuş, günde bir iki saat kendisine gazete okumasını istemişti. Basına rest çeken Fakıbaba’nın yıldızı gazetecilerle hiç barışmadı. Buna rağmen Fakıbaba halkın sevdiği, desteklediği bir siyasetçi olmaya devam etti. Ta ki, indiği trene tekrar binene kadar. O trene geri binmeseydi, bağımsız olarak tekrar belediye başkanıydı diyenlerin sayısı hiç de az değil. Geçtiğimiz günlerde AK Parti’den milletvekili aday adayı olduğunu açıklayan Fakıbaba’nın siyasetteki seyrinin ne olacağını zaman gösterecek.

 

GÖRÜNEN KÖY KLAVUZ İSTEMEZ

Celalettin Güvenç’in büyükşehir belediye başkanı olmasından sonra millet bir süre durup bekledi. Engelliler üst geçitlere asansör takılmasını, yayalar yeni üst geçitler yapılmasını, vatandaşlar temizliğin daha iyi yapılmasını bekleyip durdu. Ancak ne yeni ilçe belediyeleri ne de Büyükşehir Belediyesi vatandaşın güzüne görünecek basit işleri bile yapmadılar.

Delik deşik olan çukurlarla dolu şehir içi yolları, yağmurlarla dereye dönen ana arterler, Abide kavşağının dört bir tarafından karşıdan karşıya geçmeye çalışırken araçlarla dans ederken çarpılan insanlar, Karayolları tarafından şehrin merkezinde yaptırılan engelli asansörü takılmayı bekleyen mastarı kaymış üst geçitler ne ilçe belediye başkanlarının, ne de büyükşehir belediye başkanının gözüne görünmedi bile. Üstgeçit merdivenleri neden süpürülmüyor diye sekiz aydır soran olmadı.

 

MİLLET ONU BUNU BİLMEZ

Karaköprü hariç, Eyyübiye ve Haliliye ilçelerinde yaşanan olumsuzluklar Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç’e maledilir. Arasından çamurlu su fışkıran parke taşının, tıkanan kanalizasyonun, temizlenmeyen sokağın, yapılmayan hizmetin sorumlusu milletin nezdinde Celalettin Güvenç’tir.

Dolayısıyla Güvenç’in işi bir hayli zor. Bir yandan ilçe belediyelerindeki hizmetlerin sorumlusunun İlçe Belediye Başkanları olduğunu millete anlatacak, diğer yandan köy yollarına döktüğü asfaltın bir yıl sonra eski çamurlu günlere dönüşmesini engellemeye çalışacaktır. Malum, Valiliklerin yıllar önce köy yollarına yaptırdığı yüzlerce kilometrelik sözde asfalt yolların bir kış sonra yerinde yeller estiğini yıllarca görmüş ve yazmıştık.

Velhasıl büyük başın, büyük belası olur. Büyükşehir belediye başkanı olmak kolay değil. Karacadağ köylerinde bir merkebin ayağına takılacak taştan bile mesul olmak uykuları kaçırıyor olsa gerek.

 

Bir sonraki yazıda neyi yazalım? Mesajlarınızı bekliyorum.

A) Hülya Avşar

B) Deli Muro

C) Arazi mafyası

D) Şeyhim bilir





Pislik nerde, gazeteci orda!

Gazetecinin ve polisin kaderidir pislikle ugraşmak. Antivirüs programları virüse pislik diyor. Şu bültene tekrar bakayım dediğimde sanliurfa.bel.tr’nin bülten linkinde trojan virüsüyle karşılaştım. Bu virüs bilgisayara giren ve bilgilerinizi çalan bir yazılım. Antivirüsü olmayanlar belediye sitesine girmişse bilgisayarlarını dezenfekte etmeli. Tüm şifreleri dahil bütün bilgileri belediye sitesi üzerinden gelen bu pislikle çalınma riski taşıyor.  Pislik işte, bulaşıyor..



YORUM EKLE
YORUMLAR
MUSTAFA
MUSTAFA - 9 yıl Önce

önümüzdeki̇ i̇lk seçi̇mlerde akp urfada beledi̇ye başkanlari sayesi̇nde oy kaybi yaşayacak bunu yazin i̇brahi̇m bey.

Hüseyin sarılar
Hüseyin sarılar - 9 yıl Önce

good. D şıkkı

banner195