Hoca’nın seviyesi, bakış açısı, ağırbaşlılığı, vakarı bu ülkenin siyasetine ağır geldi. Ülkenin hakim siyaseti, bu ağırlığı taşıyamadı diye yorumluyorum.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, diğer adıyla Ahmet Hocamız, AK Parti’deki olağanüstü kongre kararının ardından yaptığı açıklamada Genel Başkanlığa aday olmadığını açıkladı ve seçmenlerle 4 yıl olması gereken hukukunun 20 ayda noktalanmasının bir zaruretten kaynaklandığını söyledi.
Dün ekranların karşısına çıkan Başbakan, emaneti devraldığını ancak emanetçi bir başbakan olmadığını söyledi. Davutoğlu, yüzde 49.5 oy almış bir partinin genel başkanlığını ne diye bıraktığını merak edenlere de cevap verdi: “Benim bu kararda bir başarısızlıktan dolayı kararım söz konusu değil. Hayat insana yeni şeyler öğretiyor. Her görevimi başarıyla yerine getirdim. Ama hayatta prensiplerim var. Hiçbir zaman mevki ve makam talep etmedim. Hiçbir görevi ben talep etmedim, hiçbir zaman lobi yapmadım.  Hayatta inanmadığım hiçbir şeyi savunmadım, inandığım değerlerden geri adım atmadım. Hiçbir zaman pazarlık içine girmedim. Eskilerin bir sözü vardır. Yoldan önce yol arkadaşı denir. Son MKYK’da yaşananları, yol arkadaşlığı ile bağdaştıramadım. Refiklik önemliyse bir muhasebe yapmak gerekiyordu. Tüm arkadaşlarımız ve Cumhurbaşkanımızla yaptığım istişare sonucu AK Parti’nin geleceği için bu şartlar altında aday olmayı düşünmüyorum” dedi.
Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
AK Parti’nin kaderi, Türkiye’nin kaderidir… Bundan sonrasıyla ilgili olarak beş temel hukuki neticenin bilinmesini isterim. Bundan kimsenin şüphe etmesini istemem. Birincisi Cumhurbaşkanımız ile aramızda olan kardeşlik hukukudur. Bu konuda spekülasyon yapılmasını istemem. Cumhurbaşkanımızla çeyrek asırdır dostuz. Bu dostluğu her şeyin önünde görürüm. Ne gelişme olursa olsun, Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefamız devam edecektir. Onun onuru benim onurumdur. Onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur, onun ailesi benim ailemdir.
Akademisyen olarak yürüttüğüm danışmanlık görevim sırasında, AK Parti’nin kapatılma davası gündeme geldiğinde yanınızdayım deyip, siyaset ve demokrasi mücadelesinde yerimi aldım. Bundan sonra da bu görevi yapacağım.
İkinci koruyacağım hukuk, AK Parti hukukudur. AK Parti’nin birlik beraberliği en önemli teminatımızdır. Kim ki partimizde bir gedik açmaya kalkarsa onun karşısında önce ben dururum. Kimse bir şeylerden rahatsız olarak ayrılık geliştirmemeli.
Bugüne kadar önünüzdeydim, bundan sonra içinizdeyim.
Tüm parti teşkilatlarına, özellikle AK Parti gençliğine dikkat çekerek teşekkür etti. AK Parti felsefesinde gençliğin önemine vurgu yaptı.
Üçüncüsü, seçmenlerimizin hukukudur. Seçmenlerin hukukunu korumaya yönelik ne gerekiyorsa bunu yapmak zorundayız. Seçim meydanlarında verdiğim ve seçmenin sağladığı desteğin gereği olan vaatlerin hepsi yerine gelmiştir. Seçmenlerle hukukun dört yıldan kısa sürmesi benim tercihim değil, zaruretin sonucudur diyerek özellikle Konya seçmenine teşekkür etti.
Dördüncüsü, ülkemin hukukudur. Akademisyen, danışman, milletvekili, başbakan olarak görevim ülkemin hukukunu korumaktır. Hiçbir yerde ülkemin hukukunun çiğnenmesine asla müsaade etmedim. Bana oy veren vermeyen tüm vatandaşların hukuku, bu hukukun bir parasıdır. Türkiye bir bütündür. Bu ülke sadece Edirne’den Hakkari’ye kaderi belirlenen bir ülke değildir.
Beşincisi, gönül coğrafyamızın hukukudur. Bosna’dan Kaşgar’a bütün bir gönül coğrafyası, Türkiye’nin kaderi ile ilişkilidir. Ülkemizin geleceği çerçevesinde perspektiflerimiz, yüreğimiz beraber atmalıdır. Bu hukukun zedelenmesine hiçbir arkadaşımızın müsaade etmeyeceğine inanıyorum. AK Parti’nin hedefi, yerli milli bir parti olmanın ötesinde bu gönül coğrafyasının partisi olmasıdır.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu ekranlardan izleyip, konuşmalarını not alırken bu ülkenin ne zaman rahata kavuşacağını düşündüm.
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ardından Bosna ziyaretini iptal ediyor, aynı anda AK Parti yöneticileri olağanüstü kongre olacağını ve Başbakan’ın aday olmasını beklemediklerini açıklıyorlar.
Sonuç olarak başarılı bir hükümetin Başbakanı, yol arkadaşlığının bozulduğuna işaret ederek istifa ediyor!
Olan millete oluyor.
Şimdi herkes soruyor, nereden çıktı bu istifa.
İşin gerçek boyutunu belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.