Beydağı'ndan ısmarlamadık ama dört gözle beklediğimiz kar geçtiğimiz Salı günü Urfa'ya geldi.
Birkaç saat aralıklarla yağan kar çoluk çocuğu sevindirse de araçlarıyla yollarda olanları üzdü.
Karı gördük kaydık resmen.
Kar yağışının ardından ayaz başlamış, ortalık buz kesmişti. Yerdeki karları tuzlamaya, topaklamaya gidecek araçlar bile donmuş yollarda kalıverdi.
Üç insanımız kazalarda hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı. Yüzlerce araç hasar gördü.
Kar yağışı doğal bir durum. Nasıl yağmur yağıyorsa kar da yağar.
Önceki gün belediyelerin karla mücadeleye harcadıkları para açıklanıyordu.
Erzurum Belediyesi, bir yılda karla mücadeleye 13 milyon TL para harcıyormuş.
Bunu duyunca merak ettim, acaba Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin bir yıllık yatırımı 13 milyon TL var mı?
Karın donmasının ardından tepkiler artınca Büyükşehir Belediyesi de ilçe belediyeleri de başkanlarıyla birlikte yollara çıkıp çalışıyoruz havası vermeye çalıştılar. Araç itelediler, yola kum serptiler, ellerine süpürge alıp kar süpürdüler. Ardından da bültenler geçmeye başladılar.
 “Belediyemiz kar sınavını başarıyla geçti!”
Hayır beyler!
Kar sınavına tabi tutuldunuz ve topunuz sınıfta kaldı.
Urfa da bir memleket değil mi?
Urfa'ya kar yağamaz mı?
2000 Yılında yağan kar yarım metreyi geçmemiş miydi?
Şimdi soralım, hani Urfa belediyelerinin tuzlama araçlaı?
Hani Urfa belediyelerinin kar küreme araçları?
Hani Urfa belediyelerinin tuz stoğu?
Hani belediye personellerinin karla mücadele eğitimi?
Süpürgeci temizlik işçilerini araçlara bindirip yollara kum serpmeyi bile beceremediler.
İşçi bir yandan donuyor, bir yandan yola kum atmaya çalışıyor. Donduğu için küreğe aldığı kumları yola küme küme atmış. Araç da hızlı gittiği için her kürek atış arası 5-6 metre olmuş.
Belediyelerimiz karla mücadele sınavını geçmiş!
Tüm memleket gülüyor bu ifadelere.
İki santim yağan kar karşısında yollar tuzlanıp kumlanamadığı için otobüs seferleri bile iptal oldu.
Gece 11'de toplama merkezinden Karaköprü Güzelşehir istikametine gidecek araçlar gelmiyordu. 57 nolu otobüs seferleri kökten iptal olmuş, 71 seferleri ise 35 metrelik yola kadar yapılıyordu. Araçlar, dik rampalara çıkamıyormuş.
Peki bunu niye millete duyurmadınız da kar sınavından başarıyla çıktığınızı duyurdunuz?
Bir televizyon programına çıkacağınız zaman tüm telefonlara SMS atmayı biliyorsunuz, iptal edilen otobüs seferlerini duyurmak zor mu geliyor diye sorarlar adama.
İlçe belediyelerimizin üzerlerindeki sorumluluğu atmaya da üstlerine yok.
Hangi yolun, hangi caddenin sorununu söyleseniz, orası büyükşehire ait diyerek sıyırmaya bayılıyorlar.
Tamam, mevzuat gereği o yolun bakımı, yapımı büyükşehir belediyesi sorumluluğunda olabilir, peki o yolun bulunduğu ilçe senin belediyen değil mi? O yol yapılmıyorsa veya hizmet aksıyorsa bunu çözmesi gereken, gerekiyorsa büyükşehirin kapısına dayanıp iş yaptırması gereken sen değil misin?
Belediyelerimizin tek başarısızlığı karla mücadele değil elbette.
Belediye kadrolarına alınan onlarca gazeteciye, mimara, uzmana rağmen bir tanıtım işini bile doğru dürüst yapamıyorlar.
Büyükşehir Belediyesi başkanın sosyal medya hesaplarında önceki gün Çevikkuvvet kavşağının üç boyutlu görsellerini paylaşmıştı. O görseller bugün medyada yer aldı. 
Hadi başkan bu işle ilgilenmedi veya baktı anlamadı. 
O kadar personelden biri çıkıp bu görseller olmaz, çok berbat şekilde hazırlanmış demedi mi? Herhalde ay sonu alacağı maaşı düşünmekten başka bir şeye aklı basmayanlar toplanmış bir araya. Memleketin en önemli yol projesini tanıtacaksın ve o kadar acemice yapılmış bir çizim göstereceksin. 
Meslek lisesinde okuyan çocuklar çizseydi, medyaya servis edilen bu görsellerden daha iyisi çıkacaktı eminim.
Aynı acemilik Karaköprü Belediyesi'nde de var.
Karaköprü Belediyesi, son yılların en büyük hamlelerini yapıyor. Sosyal tesisler, parklar, yollar yapılıyor. 
Ama bundan vatandaşın haberi yok. Yapılan hizmetleri duyurmak için billboardlara astıkları afişler ise korku filmi afişlerinden farksız. Estetik yok, görsellik yok, emek yok. Hele o slogan.. “Daha yapacak çok işimiz var!” Hayırdır? Biri git mi diyor ki sana “Hele durun, yapacak çok işimiz var” demek istiyorsunuz milletin gözüne parmağınızı sokar gibi bir hareketle.
Velhasıl belediyelerimiz karla mücadelede sınıfta kaldığı gibi, kendini ifade etmede de sınıfta kalıyorlar.
Millet ne yapsın, karı görüp kayıyor.