Şehrimin her köşesi camilerle dolu.

İçi boş camiler.

Cuma saatlerinde, bayram namazlarında avlulara, tuvalet önlerine kadar taşan cemaat, diğer vakitlerde yok.

Namaz kılan insanların bile çoğu Cuma ve bayram dışında camiye gitmiyor.

Modern çağın gerektirdiği yoğun çalışma koşulları ve bazı düşünceler insanları camiden alıkoyuyor dersek yeridir.

Cami olduğu halde camiye gitmemek bir sorun olduğu kadar, Müslüman olduğu halde namaz kılmamak da dini açıdan büyük bir sorun.

Diyanet İşleri Başkanlığı Halk Kitapları serisinden çıkan “Cami ve Namazla Diriliş” adlı kitapta, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından kaleme alınan Camileri İnşa Edip Namazı Kaybetmek adlı bölümde çok çarpıcı bir ifade vardı. “Namazsız İslam salt ideolojiden ibaret kalır.”

Üzerinde düşündükçe dini açıdan kendimizi yargıladığımız, tutumlarımızı eleştirdiğimiz bir eser olan “^Cami ve Namazla Diriliş” adlı kitapta Ahmet Taşgetiren de bir konuya dikkat çekmiş; “ ‘Yeryüzü benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz vaktine ulaşırsa hemen orada namazını kılabilir’ (Nesai, Mesacid, 42) buyurulduğu halde, Resulullah Medine’ye gelir gelmez ilk işi bir mescid inşa etmek oldu.” Taşgetiren, cami inşaasının İslam’ın müesseseleşmesi ve oradan da insanlarla müşahhaslaşması merhalesine ulaşmasına dikkat çekiyor.

Kitapta ezan konusunu, “Ezan: Namazla Dirilişe Çağrı” başlığıyla ele alan Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Özpınar, bu kutsal çağrıyı şöyle tanımlıyor: “Müslüman varlığının simge çağrısı ve sesten bayrağıdır.”

Peygamber Efendimizin Namazı adlı bölümde Namaz ile ilgili görüşlerini dile getiren İSAM Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük, Peygamber efendimizin şu hadisini hatırlatıyor. “Kişi ile şirk ve küfrün arasında namazı terk etmek vardır.” Küçük, ayrıca cemaatle namazda kadınların ve çocukların da olması gerektiğini hatırlatarak, Peygamberimizin “Kadınlarınız mescitlere gitmek için sizden izin istediklerinde onları mescitlerden men etmeyin”, “Kadınları geceleyin mescitlere çıkmaktan men etmeyin” hadis-i şeriflerinin altını çiziyor.

Her sayfası camiye, cemaate, namaza niyet edenleri heyecanlandıran kitapta, Vaktin Çağrısı başlığıyla beş vakit namazı üstün bir edebi dille anlatan Diyanet İşleri Uzmanı Rukiye Aydoğdu Demir, “İşte Rabbin, seni karanlıklardan aydınlığa çıkarıyor, O’na şükretmeyecek misin?” diyor.

Hayye Ale’s-Salah! Müslüman olan Hollandalı.. Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Ülfet Görgülü’nün ezan kılan bir Hintliyi gören Hollandalı’nın Müslüman oluşunu anlatması, yeri geldiğinde cami dışında namaz kılmanın da güzelliğini anlatıyor.

Yazar Metin Karabaşoğlu’nun kaleme aldığı “Haydi Kurtuluşa” başlıklı bölümde ise İblis’in isyanı ve insanla uğraşısı anlatılır. “İblis’i isyana sevkeden şey, Kur’an’da apaçık sunulur bize: Kibir. Kendince ürettiği bir akıl yürütmeyle, ‘Ben ateştenim, o topraktan; ateş topraktan üstündür’ diyerek, ‘insandan üstünlük’ iddiasına girişir ve bu yüzden alemler Rabbinin ‘secde’ emrine itaatle değil, isyanla karşılık verir. Bu durumd adahi, iblisin önünde bir geri dönüş, bir hatayı tabir imkanı vardır. Kusurunu kabul edip tevbe ederek bağışlanma dilemek, isyanı bırakıp itaat etmek. Ama iblisi bütün donanımlarıyla kilitleyen kimir, ona bunu da yaptırmaz. Bilakis, istiğfar dileyeceği yerde, güya isyanının doğruluğunu ispatlamak adına Rabbinden mühlet diler. Kıyamete kadar verilen mühletle güya insana dair iddiasını doğrulayacaktır. O günden beridir iblis kendini içine düşürdüğü bu zindana insanı da düşürmek için uğraşır durur.

Her biri birinden özenle kaleme anılmış makaleleriyle “Cami ve Namazla Diriliş” adlı eser, namaza şöyle bir niyetlenip ama ağırlık yapanların bir çırpıda okuyacakları ve bir daha namazı bırakmayacakları yüzlerce hatırlatmaya yer veriyor.

Kuruluşundan bugüne kadar hiçbir dönem bu kadar yayın yayınlamayan Diyanet İşleri Başkanlığı, yine hiçbir zaman bu kadar zan ve töhmet altında bıkarılmamıştı.

Diyanet İşleri Başkanı’nın arabasından imamların maaşlarına, camilerin elektrik masraflarından verilen fetvalara kadar her hususu istismar edilmeye, teşkilatın çalışmalarının karalanmaya çalışıldığı dönemde yayınlanan muhteşem eserler gölgede kalıyor.

İslam, müesseseleriyle kaimdir sözünün simgesi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın faaliyetlerini daha yakından tanımak, yayınlanan eserleri görmek ve temin etmek için il ve ilçe müftülüklerine uğramanız, namaz, cami ve kitaplarla barışık olmanız temennisiyle...