İçinde yaşadığımız dünyayı açıklamak için ayrıntılı bir teori vermeye çalışmayacağım. Bu benim gücümü aşardı, belki de herkesin gücünü.

Çoğumuz, şiddetli bir fırtınanın ortasında denizdeki bir geminin yolcuları gibiyiz; biraz arka tarafı, biraz yan tarafı ve biraz da ileriyi görüyoruz, fakat fırtınanın, okyanusun tüm boyutlarını kavrayamayız. Her birimiz, gerçekliğin sadece küçük bir bölümünü yaşarız. Gerçekliğin diğer kısmını okuruz, ya da televizyonda izleriz.

Bugün insanların giydiği giysiler, rahatlığı, kayıtsız özgürlüğü, boş zamanı ve gençliği ifade eder. Evrenseldirler – yerli giyimin tam tersi.

Özgürlük, hak ve bireysel özerklik düşüncelerini çılgınlık noktasına kadar götüren – ve sonra aceleyle çark eden  - erkekler (ve birkaç kadın), bunların silahları, istedikleri şeyi istedikleri şeyle yapma mutlak hakları konusunda ısrarlıdırlar: gelir vergisi ve hükümetle ilgili her şeyi reddetmeli; Kürtler, Türkler, Aleviler ve yaşadığı Ülke hakkında ileri, geri laf etmek; bir tür realite olarak iddia edilen düşünü yüceltmek ve benzeri.

İnsanlar hayran oldukları bir şöhretin elini sıkmak ya da bilet satın almak için yağmur altında sekiz saat kuyrukta bekleyebilirler bu onların özgür seçimleridir.

Son derece ticari bir tutum içinde ve saldırgan bir özgürlük içindedirler.

Özgür seçimlerin olduğu devingen bir toplumda çıkar grubu siyaseti beklenir.

Ruh halimiz kederlenmeye uygunsa, küresel kitle kültüründe kederlenecek çok şey vardır: bayağılık, akılsızlık, içi boş rahatlık, bazen düpedüz çirkinlik. Bununla birlikte, bu kültürün göreli bolluğun bir işareti olduğunu unutmamalıyız. Açlık sınırına yakın insanlar, video oyunu oynamazlar; kulübelerinde bir coca-cola şişesinin ya da bir pizzanın üzerine değil, bir kase pirincin ya da bir avuç tahılın üzerine çömelirler.

Dünya her şeyden önce, saygı ve sevginin, merhamet ve iyiliğin, hüküm sürmesi gereken bir yaradılışa sahiptir. Yaradılışı dışında hareket edilen her şey, eninde sonunda kendi felaketi ile yüzleşir. Olağanüstü dünyamızın olağan hale bürünmemesi dileği ile… 

Saygıyla