Adaletiyle meşhur İslam’ın ikinci Halifesi Hz. Ömer’in, şahsi mesele görüşülürken devletin mumunu söndürüp kendi mumunu yaktığı, hak ve adalet anlayışı ile tüm yöneticilere örnek olduğu meşhurdur.
Dinlisi olsun, dinsizi olsun kim bu topraklarda iktidara gelirse, yönetime seçilirse ilk sözü “Ömer gibi adil olacağım, kimsenin hakkını kimseye yedirmeyeceğim” olur. Çünkü bu halkın hassasiyeti zahirde ekseriyetle Ömer’in anlayışıdır. Haksızlığa karşı durur, adaletten ve haktan yanadır. Hak yenmesine tahammülü yoktur. Hırsızlık, yalan, dolan bu halkın mayasında yoktur. İşin görünen, bilinen yani zahir boyutu budur.
Ama yöneticileri bile yoldan çıkarıp, söz verdikleri Ömer adaletinden saptıran meselenin batıni yönüdür. Görünmeyen, bilinmeyen anlayıştır. Urfa’yı zerre kadar ileri götürmeyen, iflah etmeyen şey de işte zihinlerde ve fiiliyatta hakim olan bu batıniliktir.
Toplumdaki bu kesim zahirde hırsızı sevmez görünür ama batında hırsızın ta kendisidir. Yalanı sevmez ama yalancının önde gidenidir. İnsanlarla ne kadar muhatap olur, hal ve hareketlerini ne kadar gözlemlerseniz bu tutumlara şahit oluyorsunuz.
Yeni taşındığım binada 40 ev bulunuyor. Eski bir mahallede birkaç sokağı dolduracak kadar insan üst üste yaşıyoruz. Bir araya geldiğimizde hepimiz adaletten, haktan, komşu hakkından, hukuktan bahsederiz. Hepimiz dürüstüzdür. Ama TOKİ’nin yaptırıp, bodrumdan en üst kata kadar tüm merdiven aralarına ve kat aralarına taktığı, elektrik kesilince otomatik yanan aydınlatmaları birileri çalmıştır. Binada kırk ev vardır, merdiven ve ara katta çalınan ışıldakların sayısı ise 30’dur. Yani tamamı çalınmıştır. Işıldak sayısı 40 olsaydı hemen hemen her eve bir tane düşerdi. O zaman herkes birer tanesini çalır ve hepsi hırsız olurdu. Şimdilik en azından 10 ev hırsız değildir.
Hepimiz dürüstüz. Hepimiz peygamber torunuyuz ya.
Bunları kim çaldı?
Tabi ki binada oturanlar çaldı.
Birkaç tanesini ben gözümle gördüm. Malum ışıldaklar evlerindeydi. Elektrik kesilince kullanıyorlar. Sitenin elektrik işini yapmak için evlere girip çıkan ustamız da ışıldakları tespit ettiği evler var. Yani bu ışıldakların yüzde 99’u binada oturanlar tarafından çalınmış. Elektrik gidince de karanlıkta inip çıkmak zorunda kalıyorlar, cep telefonlarıyla çakmaklarıyla gözlerinin önünü aydınlatmaya çalışıyorlar.
Bu toplum iflah olmaz.
Bu toplumu düzeltmek için uğraşmak nafiledir.
Peygamber sabrınız olsa taşar, Eyyüp sabrınız olsa verem olursunuz.
Bu topraklara neden ha bire peygamber gelmiş sanıyorsunuz.
Peygamberler şehri Urfa boşuna mı denmiş.
Toprağı bozuk şehir!