Türkiye 2 süper gücü masaya oturttu. PKK çoklu ilişkiye gidecek. Sınır Muhafızları PKK’lı ya da Şii Milis olmamalı. İran denklemin dışında kalmış gibi. Kürtleri vuran 2 felaket: YPG/PKK ve sözde Kürt Seviciler. Çöldeki Mehmetçik diyor ki; “Bu bir akrep oyunu!”

Güvenlik Uzmanı Ağar: “Beş bilinmeyenli Suriye denklemi!” “ABD de, Rusya da Türkiye’yi Suriye’deki denklemin dışında tutmaya çalıştı. Türkiye, attığı adım ve sahada yarattığı etkiyle önce ABD’yi, sonra Rusya’yı masaya oturtup, Rusya’ya sorumluluklar yükledi” diyen Güvenlik Uzmanı ve Stratejist Abdullah Ağar, Soçi Mutabakatı’nın ardından Suriye’deki beş bilinmeyenli denklemi masaya yatırdı; sorularımızı cevapladı. İşte, bölgedeki son durum… Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan terör devletine karşı düzenlenen Barış Pınarı Harekatı’nda, YPG/PKK’lı terör unsurlarının operasyon yapılan bölgeden çıkmaları için ABD ile varılan 120 saatlik mutabakatın bitmesine saatler kala, Soçi’de tarihi bir mutabakat imzalandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında imzalanan ve 10 maddeden oluşan Soçi Mutabakatı’nın ardından bölgede neler yaşanabileceğine ilişkin sorularımızı Güvenlik ve Askeri Stratejist Abdullah Ağar cevapladı. İşte Ağar’ın çarpıcı değerlendirmeleri…

“TÜRKİYE İKİ SÜPER GÜCÜ MASAYA OTURTTU” “Türkiye’nin, ABD’den sonra Rusya ile de bir anlaşma yapması son derece anlamlı, önemli ve değerlidir. Türkiye, dünyanın iki süper gücünü masaya oturtmayı başarmıştır. Varılan anlaşmaların Türkiye için de onlar için de bağlayıcı hususları var. Sahadaki harekatın ürettiği kazanımlarla inisiyatif yaratmak çok önemli. Şu an, bu kazanımları kurban etmemek gerekiyor. Süreci çok iyi izlememiz, işletmemiz ve etkilememiz lazım yoksa kaybederiz.

“PKK, ÇOKLU İŞ BİRLİKLERİNE GİRECEK”

Terör örgütü YPG/PKK bundan sonraki süreçte etkisini ve insiyatifini kaybetmemek için bir dizi tekil ve çoklu iş birliğine geçecek. Bu örgütün İran’dan Lübnan’a, Rusya’dan ABD’ye, Kıta Avrupası’ndan Arap Yarımadası’na son derece grift ilişkiler ürettiğini unutmamamız gerekiyor.

“ÇOK EKSENLİ BİR PKK KARŞIMIZDA”

Artık karşımızda çok eksenli bir YPG/PKK var. ABD’nin kullandığı ve ABD’yi kullanan bir YPG/PKK, Rusya’nın kullandığı ve Rusya’yı kullanan bir YPG/PKK, İran’ın kullandığı ve İran’ı kullanan bir YPG/PKK, Rejim üniforması giyecek, beçi (kola takılan arma) takacak bayrağı taşıyacak bir YPG/PKK ve bölgedeki gizli oyuncu, devlet var. PKK’nın, diğer örgütlerle, AB ve Körfez ülkeleriyle, lobileriyle, sivil toplum örgütleriyle, istihbarat servisleriyle geliştirdiği ilişkiler de cabası.

“SINIR MUHAFIZLARI PKK’LI VE Şİİ MİLİS OLMAMALI”

Soçi Mutabakatı’nın ardından Türkiye’nin özellikle sınırının dibinde ideolojik, demografik ve silahlı olarak etki üretmeye çalışan YPG/PKK varlığını, Rusya ile ya da anlaşmanın hükümlerinden doğan haklar kapsamında imha etmesi çok önemli. Anlaşma metninde Suriye Rejimi’nin, Türkiye’nin sınırında sınır muhafızları yapısı oluşturacağı var. Bunun içine YPG’nin sızmaması çok önemli. Rejimin Türkiye sınırında 11 karakol ya da üs noktası oluşturması söz konusu. PKK gibi Şii milislerin, Rejimi istismar edecek grupların, bu yapılar içinde olmaması Türkiye için çok önemli ve Türkiye’nin bu oluşumlara dikkat etmesi gerekiyor. Yani sınırı artık sadece etnik kimlikleri istismar eden bölücülerden değil, dini, mezhebi ve meşrebi ihtirasları olan güçlerden de korumamız gerekiyor.

“PKK’NIN SİLAHLARIYLA GÜNEYE İNMESİ”

İmzalanan anlaşmanın çok önemli bir maddesi de, YPG’nin silahlarıyla birlikte 32 km güneye inmesi ve bölgeyi terk etmesi. Bakın 5 yıldır bu alanlarda ve meskun mahallerde PKK, bir ara bizim Güneydoğumuzda yapmaya çalıştığı gibi YPS ve YDGH gibi yerel unsurlardan yapılar oluşturdu ve bu yapılar Suriye’de devam ediyor. Bölge halkının çocuklarını da kaçırıp, bu yapıların içine kattılar. Türkiye’nin, sınırının dibinde PKK’nın ideolojik, demografik ve silahlı bir etki üretmesini kesinlikle engellemesi gerekiyor.

“ABD, TÜRKİYE İLE RUSYA’YA TUZAK KURDU” ABD, bölgeden çekilirken, Türkiye ile Rusya’ya bir tuzak kurdu ve ikisini karşı karşıya getirmek istedi. Türkiye burada çok akıllı davrandı ve Rusya ile anlaşmaya gitti. Yaptığı anlaşmayla da Rusya’ya birçok yükümlülük yükledi. 150 saatlik süreçle Türkiye ile Rejim’in çatışmasının önlenmesi, 10 kilometrelik derinlikte ortak hareket tedbiri, Rusya ile çatışma ihtimalinin ortadan kalkması ve ABD ile denge oluşturulması sağlandı.

“ABD, PKK’YA BİR ALAN BAHŞETTİ” Ancak ABD’nin Suriye’den çekildiğini düşünmek son derece saflık olur. ABD’nin 5. Özel Kuvvetleri’nden 150 askeri Irak’a geçti. Diğerleri bölgede duruyor. ABD’nin kalmasını YPG/PKK da istedi. Sonuçta ABD PKK’ya 40 bin kilometrekarelik konvansiyonel bir alanı bahşetmiş durumda. Buna Türkiye’nin baskılanması, enerji sahası ve koridorunun kontrol edilmesi ile Irak’a müdahale edilmesi de eklenebilir. Bu alanın varlığı, Türkiye ve Rusya’nın Soçi’de imzaladığı mutabakatın ruhuna ve pratiğine aykırıdır. Burası, El Tanf bölgesi ve Türkiye sınırındaki meskun mahallerdeki YPG/PKK varlığı, Suriye’nin üniter yapısını bozan ve Suriye’yi bölen ana tehditlere dönüşmüş durumdadır. “İRAN, DENKLEMİN DIŞINDA KALMIŞ GİBİ” Sayın Erdoğan Soçi’ye giderken İran’ın harekatla ilgili ortaya koyduğu tavırdan duyduğu rahatsızlığı ifade etti ve İran’a bir mesaj gönderdi. Esad ise aynı gün Türkiye’ye karşı sert cümleler kurdu. İran kızgın, iyice ‘proxy’ye (vekil bir devlete) dönüşen Rejim de öfkeli. ABD, ihtiyatlı memnun. İsrail bence durumdan pek memnun. 40 bin kilometrekaredeki YPG/PKK ise artık en az üç kocalı. AB sürece sokulmanın derdinde. Barzani hümanizm peşinde. Odak noktasındaki Irak ise İran eksenli bir açıklama yaptı. İran’ın, denklemin dışında kalmasıyla ilgili bir görüntü var. Burada, süreçle bağlantılı olmak üzere Rejim-İran ekseninde bir YPG/PKK fotoğrafı görebiliriz. Artık İran’ın hamlelerini, siyaset ve stratejilerini doğru okumak son derece önemli. Çünkü İran’la bir oldu bittinin içine çekilmek istenebiliriz.

“TÜRKİYE DİRENÇLE DENKLEMİN İÇİNDE” ABD ve Rusya, Türkiye’yi denklemin dışına itmeye çalıştı ama Türkiye gösterdiği dirençle masaya oturdu. ABD ve İsrail’in önceliği, İran’ı, Suriye ve Irak’tan çıkarmak. Bu noktada da Rusya’nın ABD ve İsrail’le ilişkilerini artırdığını değerlendiriyorum. Rusya, Suriye’de İran’a ait güçlerin İsrail tarafından vurulmasına izin veriyor. Bölgedeki petrol sahasıyla ilgili de önemli bir rekabet var ki o da; Rumeylan petrol sahasını ABD’nin PKK’ya, Rusya’nın ise Rejim’e kazandırma girişimi. Ve bu mesele Kamışlı’nın statüsüyle doğrudan ilişkili.

“KAMIŞLI BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” Suriye’nin kuzeyinde Haseke’nin bir ilçesi olan Kamışlı, 800 bin nüfusuyla Haseke’den daha büyük. Arap ve Kürt nüfus ağırlıkta. Diğer dini gruplar da ilçede var. Süryaniler, Keldaniler, Asuriler, Nasraniler, Yezidiler Kamışlı’nın sakinlerinden. Burada Türkler ve Çerkesler de var. Ayrıca bu ilçede Rejim, PKK ve diğer Kürt gruplar (ENSK) var. Harekat sırasında buradan Nusaybin’e 300’ün üzerinde roket ve havan atıldı. 11 sivil şehit oldu ve 63 kişi de yaralandı. Kamışlı’dan bizi tahrik edip, sivilleri vurmamız için bu saldırılar düzenlendi. Ayrıca burası Irak sınır kapısına da komşu. Kamışlı’da yeni tahrikler olabilir ve burayı gözden bir an olsun kaçırmamalıyız. Kamışlı’daki Türkiye’siz Rejim ve Rus etkisi artık terörle mücadelemiz adına çok önemli.

“KÜRTLERİ VURAN İKİ BÜYÜK FELAKET” Kürtlerin başına gelen en büyük felaketin birincisi YPG/PKK terör örgütü. İkinci felaket ise ‘sözde’Kürt seviciler… Bu Kürt sevici denilen grup; Küreseller ile bölgesellerin oyuncağı olan PKK’ya göre hareket eden kitle ve bunlar Kürtleri değil, PKK’yı seviyor. Bu iki felaket maalesef Kürt kardeşlerimizi kullanıp öldürüyor, ölüme gönderiyor. “MİLLET MERAK ETMESİN, TAKİPTEYİZ” Sahadaki Mehmetçik ise ‘Uykuya bile vakit olmuyor. İçerisi hâlâ diri. Akrep oyunu… Çık bir el roket at saklan… Hayalet oyunu, klasik eski gerilla oyunları. Millet merak etmesin, kokarcaları takipteyiz’ diyor

Habertürk.com