Önemli olan şunun çok iyi idrak edilmesi: yaşanmışları değil, olması yaşanacak olanları konuşmak gerekir. Bunların hakikati yansıtıp, çözüme götürecek olağanlar olmalıdır. Yaptıkları ile söyledikleri arasında uçurum olanların bu hakikat içerisinde kaybolmaya mahkûm olacağını bilmemiz gerekiyor.

Olan bir olayı, bütüncül olarak, kitlesel bir kıyım gerçekleştirip, onları suçlu göstermek: Kutuplaşmanın da ötesinde, nefreti ve körlüğü göstermekte. Bu siyasi dilin keskinleştiği ve toplumu dejenere eden bir duruma sebebiyet verdiğini görerek daha aklı selim bir yaklaşım elzemdir.

Ülkemizin siyasi ruhaniyeti, alternatifi olmayan ve bundan dolayı bir tarafın kazanıp, diğer tarafın kaybettiği bir durumu ortaya koyuyor ve bu kitlesel başarıyı en azamiye indirerek, kutuplaşmayı sağlıyor.

Eğer sizin bir alternatifiniz yok ise veya çıkan durum karşısında daha iyiyi bulmak gibi bir düşünce geliştirmiyorsanız, rakibinizi kendi içine kapanarak adeta düşmanlaştırıcı bir durumu tetiklersiniz.

Gerçekte olan ve büyük fotoğrafta, şimdiki siyasi durumumuz, pozisyonlarını “gündelik çıkarları ve tuttukları taraf çerçevesinde” almaktadır. Bu durum menfaatin çok önde olduğu ve sadece kendisini düşünen, basit siyasi çıkarımı tetikliyor.

Şöyle bir gerçek ile karşı karşıyayız: Çoğulcu bir toplumu aynı ahlaki usullere, aynı inanç sistemine, aynı düşünce biçimine doğru indirgemeye çalışmak, yanlış bir çaba olduğu gibi…

Özgürlükler ve hakları garanti altına almayan, yaşam kalitesinin önünü açmayan bir anlayış fazla ömürlü olamaz. Yeni anayasa bunları görerek hazırlanması, önemlidir…

Kutuplaşarak, gerginleşen kazanan- kaybeden düşüncesi değil... Ana çözümlerde araçlar değil, amaçlar öne çıkarılarak, olaylara siyaset üstü bir bakış ve okuma yapmak gerekiyor ve bu da gerçek çözüme götürecek yol olması lazım.

 

ORTADOĞU SARMALI

Bu coğrafyayı konuştuğumuz zaman ancak gözyaşı ve ölümleri konuşarak, sadece kendimizi avuntu içerisinde buluyoruz. Buda bizleri eli kapalı birer figüre dönüştürüyor.

Tabi ki bu figürden kurtulmanın çözümleri muhakkak vardır. Suriye’nin baş aktör olduğu ve sadece filmini izlediğimiz bir durum ile karşı karşıyayız. Bu durumun çözümü halkın kendisini bulduğu yönetim şekli ile oluşacaktır.

Önümüzdeki dönemde daha da sıcak durumlarla karşı karşıya kalacağımız kesin. Çünkü herkesin cephesini seçeceği ve bu cephelerden ayrı, ikinci cephe durumu da oluşacaktır. Bu da kazanımı çok olanların aslında, pragmatik manevralar ile yarının ötesine geçecek olanlar olacaktır.

NOT: Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.(AYETİ KERİME)