Title of a News Article

Eyvah demektense EVET diyelim

Eyvah demektense EVET diyelim
banner206
 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Emin Önen, eyvah dedirtecek fırsat kayıpları yerine, fırsatları geleceğe aktaracak rasyonel yapılanmayı tercih etmek zorunda olduğumuzu belirterek, “Eyvah demektense Evet diyelim” dedi.
Yeni sistemde oluşturulacak güçlü bir parlamentonun, diktatörlük eğilimlerine asla fırsat vermeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Emin Önen, “Demokratik Cumhuriyetin sahibi aziz milletimizdir. Türkiye Cumhuriyeti, Milleti ve ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Üniter yapımızı koruyarak, dünyadaki uygulamaları, çok köklü devlet geleneği olan ülkemizin müktesebatını dikkate alarak formüle edilen ve Mecliste yasalaşan ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni milletimiz uygun bulursa ‘evet’ demek suretiyle onaylayacaktır. Eyvah dedirtecek fırsat kayıpları yerine, fırsatları geleceğe aktaracak rasyonel yapılanmayı tercih etmek zorundayız. Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanımızın şahsına hapsetmeden, çocuklarımızın geleceğini düşünerek daha geniş bir yaklaşım sergileyerek, gelecekte yaşanabilecek muhtemel kriz tehlikesini ortadan kaldıralım, Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi güçlendirelim” dedi. 

‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde’ ise koalisyon ihtimali yoktur, istikrar vardır
Son 15 yıla kadar ülkemizin kalkınmasının, siyasi istikrarın olmaması ve uyuşmazlık nedeniyle engellenmiş olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Önen, “Çok partili demokratik siyasi hayatımızda parlamenter hükümet sistemi nedeniyle, 15 yıllık AK Parti dönemi hariç, her 1,5 yıla bir hükümet düşmektedir. Bu durum da siyasi istikrarsızlığa ve ekonomik krizlere neden olmakta, ekonomik krizler güvenlik sorunlarını tetiklemekte, güvenlik sorunları vesayet kurumlarını güçlendirmekte, vesayetçi anlayış belli aralıklarla darbelere yol açmakta, demokrasimizi zayıflatmaktadır. İç sorunlara muhatap olan ülkemiz, dış politikada alan daralmasına maruz kalmaktadır. ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde’ ise koalisyon ihtimali yoktur, istikrar vardır. İstikrar; kalkınmanın, büyümenin ve refahın temelidir. Not düşmüş Millete karşı rejim değişikliği ve diktatörlükten söz etmek; bizatihi Milleti tanımamak, onun gücünü hafife almak anlamına gelir. Dolayısıyla rejimin ve demokrasinin teminatı mevzuatın da ötesinde bizatihi aziz Milletimizin kendisi olduğunu asla unutmamak, bilmeyenlere de gür bir sesle hatırlatmak gerekir” diye konuştu.

Yeni Anayasa gereği Cumhurbaşkanından hesap sorulabilecektir
Demokrasinin özünün; hesap verebilir ve hesap sorulabilirliği esas alması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Emin Önen, açıklamalarını şöyle sürdürdü; 
“Mevcut Anayasaya göre Cumhurbaşkanı, pek çok görev ve yetkilere sahip olmasına rağmen sorumluluğu yoktur. Gerçekten Anayasanın 105. madde başlığı ‘sorumluluğu ve sorumsuzluğu hali’ şeklindedir ve ‘vatana ihanet’ dışında sorumluluğu olmadığının altı çizilir. Değişiklik kanunuyla bu madde başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. 105. Maddenin başlığı artık ‘Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu’ şeklindedir. Anayasa değişikliği Millet tarafından onaylanırsa, Cumhurbaşkanı, sadece icraatları, eylem ve istemleri dolayısıyla değil, eylemsizliği dolayısıyla da hesap sorulabilir konumda olacaktır. Anayasa değişikliği ile yargı alanında da önemli değişiklikler yapılmaktadır. Öncelikle yargı ‘bağımsızlığı’ ilkesine ‘tarafsızlığı’ şeklinde ekleme yapılarak yargının tarafsızlığına güçlü bir vurgu yapılmaktadır. 2010 Anayasa değişikliği ile HSYK seçim usulünde yapılan düzenlemeler sonucu ilk derece mahkemelerinde yapılan seçimler yargıda gruplaşmalara neden olmuştur. Kanun koyucu HSYK’nın çoğulcu bir yapıda olmasını istemişken, Anayasa Mahkemesinin seçim usulüne ilişkin maddedeki iptali nedeniyle, liste usulüne dönülerek çoğunlukçu bir yapı ortaya çıkmış ve bu da yargı darbesine varıncaya kadar büyük sorunlara yol açmış, HSYK seçim usulünde değişiklik yapılması zorunlu olmuştur. HSYK, HSK’ya dönüştürülmüş, üye sayısı 22’den 13’e düşürülmüştür. Adalet Bakanı ile müsteşarının üye olacağı HSK’ya 4 üye cumhurbaşkanınca, 7 üye ise TBMM tarafından seçilecektir. Anayasa Mahkemesindeki asker kökenli üyeler de çıkarılmıştır.”

Sıkıyönetimi gerektiren haller OHAL ilanı sebepleri arasına alınıyor
Kesinlikle Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Önen, “Sıkıyönetimi gerektiren haller OHAL ilanı sebepleri arasına alınıyor. Cumhurbaşkanınca OHAL ilanı kararı verilirse, aynı gün Resmi Gazetede yayımlanacak ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulacak. OHAL’in gerekli kıldığı konularda çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri aynı gün Meclise sunulacak ve Meclis 3 ay içerisinde onaylamaz ise hükümsüz hale gelecektir. Artık anayasa değişikliği yürürlüğe girdikten sonra olağanüstü hal kararnameleri için Meclisin ucu açık onay süreci ortadan kalkacak ve takvime bağlanmış olacaktır. AYM üye sayısı 17’den 15’e düşürülmüştür. Bu konularla alakalı şöyle bir soru sorulmaktadır. Bunları niçin Cumhurbaşkanı ve çoğunluğu onun partisinden oluşan TBMM seçiyor? Bu haksız bir sorudur. Cumhurbaşkanını da Meclisi de doğrudan Millet seçmektedir. Peki, AYM ve HSK üyelerini kim seçmeli! Millete hesap verme durumunda olmayan bürokratlar ve Milletle seçim ilişiği olmayan kurumlar mı? Tabi ki, doğrudan Millet tarafından seçilen, siyasi sorumluluğu olan kişi ve kurumlarca seçilmesi, daha demokratiktir” dedi.
Önen, ülkemizin refahı ve huzuru, kalkınması, hatta Türkiye’ye bel bağlayan İslam aleminin de huzuru için 16 Nisan günü mutlaka ezici bir çoğunlukla EVET oyunun çıkmasının öncellikle ülkemizde yaşayan herkesin faydasına olacağını söyledi.

Güncelleme Tarihi: 10 Mart 2017, 23:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195