12 bin hatta 13 bin yıllık geçmişi olan bir şehir düşünün, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle şehirler arası festival düzenlensin ve köklü geçmişi ile dünyaya nam salan Şanlıurfa, bu festivale dahil edilmesin. Birçok konuda üvey evlat muamelesi gören talihsiz kent Şanlıurfa'nın 'Kültür Yolu Festivalleri' projesine alınmaması tepkilere neden oldu. 

2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan 'Kültür Yolu Festivalleri' adı altındaki projede Türkiye'nin birçok tarihi ve turist şehri var. Nevşehir, Trabzon, Erzurum, Çanakkale, Gaziantep, Ankara, Konya, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Antalya düzenlenecek olan festival kapsamına alınan şehirler.

DÜNYA BİLİYOR, BİZİM BAKANLIK BİLMİYOR!

Önce Balıklıgöl idi, şimdilerde ise Göbeklitepe ve Karahantepe ile dünyaya nam salan Şanlıurfa'ya dört bir yandan yerli ve yabancı turist geliyor. Türkiye'nin 80 ilinden fazla tarihi ve turist alanına sahip olan Şanlıurfa'yı deyim yerindeyse dünya alem biliyor, fakat Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bundan haberi yok. Birçok konuda kentin çıkar ve menfaatlerinin göz ardı edilip kulak arkası edilmesi, kentte birçok kesimi rahatsız ediyor. Sivil Toplum Kuruluşu'ndan Kent Konseyi bugün bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.

Kültür Yolu Festivali'nin Gaziantep üzerinden Diyarbakır'a geçmesi tepkilere neden oldu.

Kent Konseyi Başkanı Adil Saraç, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere verildi. 

"Hikâye 2021'de başladı. Kültür ve turizm bakanlığı "kültür yolu festivalleri" adı altında bir proje ilan etti. Anadolu'yu kapsayan festival veya şenlikleri içeren bu projeye Şanlıurfa dahil edilmedi, sesimiz çıkmadı. 2022'de Galataport'ta yapılan Göbeklitepe Sergisi'nde kültür ve turizm bakanı projede Şanlıurfa'nın olmadığını söyledi. Sesimiz çıkmadı.2023 geldi. Projede uygulanma aşamasına gelindi. Bu durumdan yeni haberdar oluyoruz veya ediliyoruz. Kamuoyunun haklı ve şiddetli tepkisini dile getirmek için kamuoyu adına bu basın açıklamasını yapıyoruz.
Bu projeye güneydoğu'da Gaziantep ve Diyarbakır'ın alınışına itirazımız olamaz. Ama her bakımdan onlardan daha zengin kül- türe, tarihe, mekân ve materyale sahip Şanlıurfa ve Mardin'in alınmamasını biz "kültürel körlük" veya "kültürel cehalet" olarak niteliyoruz.
Bunun mantıksal bir açıklaması yoktur ama siyasal bir açıklaması olabilir. Yani siyasi bir baskı veya baskısızlık söz konusudur.
Bu komedinin bir başka yüzü de şudur: çok iyi bir turizm bakanımız vardır. Kendi alanında Türkiye'ye çağ atlatmıştır. Ama bir kültür bakanımız yoktur. "kültür" bakanlıkta bir müsteşar yardımcılığına veya bir genel müdürlüğe indirgenmiştir.
Taşıyla, toprağıyla "tarihle el ele yürüyen şehir" olan Şanlıurfa'nın bu projeye katılmamasına hiçbir siyasi itiraz yapılmamış veya yapılan itirazlar kaale alınmamıştır. Bu durumu kınıyor; bu veya bundan sonraki proje ve programlarda Şanlıurfa'nın görmezlikten gelinmesine razı olmayacağımızın bilinmesini isteriz. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."