Title of a News Article

Mazhar Bağlı'dan çok konuşulacak yazı

Mazhar Bağlı'dan çok konuşulacak yazı
banner206

 Urfastar Gazetesi Köşe Yazarlarından AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, son köşe yazısına Fethullah Gülen’i taşıdı.

Aynı zamanda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi de olan Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “'Gülen' Show bitti!” yazısında şunları dile getirdi;

17 Aralık Darbe girişiminden sonra Türkiye, pek çok bileşeni ile bir gerçeğin farkına vardı. Bir çete tarafından aldatılmış olduğunu bizzat gördü. Bu durum, aldatılmış ya da aldanmış olma durumu sadece hükümet veya muhafazakar çevrelerde yaşanmadı. Aynı zamanda ulusalcı çevreler de bunu hissediyorlar ama onlar, bu kart üzerinden hükümete küfretme imkanına sahip oldukları için bu kandırılmışlığı dile getiremiyorlar. Bana sorarsanız ulusalcıların yaşadığı şok daha derindir. Zira onlar bu ülkeyi formel bir yapıyla batı eksenine oturtmak için seksen yıldır her türlü projeyi hayata geçirdiler ama gözle görülür bir başarı elde edemediler.

Gülencilerin ülkeyi dindarlaştıracağını ve bu dönüşümün de kendi projelerini sekteye uğratacağını varsayıyorlardı. Geçmişte ulusalcıların bunlarla ilgili yazdıklarına bir göz attığınızda göreceksiniz ki ulusalcı çevrelerin bunlara yönelik esas kurgusu toplumu din eksenli bir çizgide dönüştürme riskinden duydukları endişedir. Ama son olaylar gösterdi ki bu yapı aslında ulusalcılardan daha fazla sekülerist ve batıcı bir çizgiye sahiptir ve bu kaygı yersizdir.

17 Aralıktan sonra Gülenciler maskelerini çıkarıp esas yüzlerini gösterince herkes geçmişte bunlarla ilgili tezlerini yeniden gözden geçirmeye başladı.

Hiç kimse bu konuda bir komplekse girmesin. Adamlar uluslar arası şebekelerle iş tutup bütün bir ülkede kelimenin tam anlamıyla bir “Truman Show” sahnelemişler. Sınıra dayandığımızda adamların nasıl tezgahlar kurduklarını hep birlikte gördük.

Hatırlanacaktır, Andrew Niccol’un yazdığı ve Peter Weir'ın yönetmenliğini yaptığı 1998 yapımı filmin başrol oyuncusu Jim Carrey’dır.

Kusursuz güzellikteki bir adada yaşayan Truman Burbank, ideal bir yaşama sahiptir. Her şeyi vardır. Evi, çocukları, eşi, işi ve iyi bir çevresi. Adam o kadar mutlu ki bu güzelliğin bozulmasından hep endişe eder bir haldedir. Biraz tedirgindir. Bu kadar da güzellik olmaz der gibi. Fakat herkes, kasabanın ya da adanın tüm ahalisi bunun bir oyun olduğunu biliyor, adamın annesi babası dahi göstermeliktir ancak bir tek o işin farkında değildir. Bu mizansen, 24 saat canlı olarak bir televizyon kanaldan yayınlanmaktadır.

Plan kusursuz bir şekilde işletilmeye çalışılır ama adam bir dizi gizemli olaylarla karşılaşır. Zaman zaman onu kuşkulandıran olaylara şahitlik eder ve kendisinin dahlinin olmadığı bir dünyadaymış hissine kapılır. Bunu sorgulamaya başladığı andan itibaren dışarıya doğru yolculuğu başlar. Dışarı çıkmaya çalışırken fark eder ki bütün bir ada, insanlar, sokaklar hatta uçan kuşlar bile bir mizansenmiş. Adam gerçeği öğrendiğinde hem sevinir hem de üzülür. Aldatılmış, bilgisi dışında bir mizansenin figüranı yapıldığı için üzgündür. Bu cehennemden kurtulduğu için de sevinçlidir.

Aslında Gülenciler de her şeyi planlanmışlardı. Senaryo son derece iyi kurgulanmıştı. Hiç kimse ne olduğunu fark etmeyecekti. Ülkenin tüm kurumlarına elemanları yerleştirilecekti, ekonomi onların kurduğu dernekler üzerinden işleyecek, okullarda herkes onların ideolojisini savunacak ve benimseyecek, dış politika onların fikirleri ve çıkarları doğrultusunda işleyecekti ve bir sabah kalktığımızda ülke Gülen Cumhuriyeti olacaktı.

Mizansen böyleydi. Her söyledikleri ve yaptıkları bu mizansenin bozulmaması ve fark edilmemesi içindi. Bunu önemli ölçüde de başardılar. Ama son anda kurguyu Ummi bir adam (Tayyip Erdoğan) fark etti ve tezgahı bozdu.

 Hükümet çevrelerinden en çok sayın Reis-i Cumhurumuza, Recep Tayyip Erdoğan’a özel bir kin kusmalarının asıl nedeni de budur. Tüm kurgularını alt üst etti. Mizanseni bozdu.

Benim için sürecin en ilginç olan tarafı şudur, kırk yıldır kindarlıklarını nasıl bu kadar profesyonelce içe akıtmayı başardıklarıdır. Kişisel olarak eli ayağı düzgün ve aklı başında zannettiğim kişilerin 17 Aralık’tan sonra tıpası çekilmiş halde kötü koku verdiklerine şahit olmak pahalı ama son derece özel bir bilgidir.

Güncelleme Tarihi: 06 Ocak 2015, 22:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner195