Listede İzmir’den Seferihisar, Foça, Çeşme ve Urla; Muğla’dan Bodrum, Marmaris ve Fethiye; Antalya’dan Kaş, Kemer ve Alanya; Karadeniz’den Amasra, Perşembe ve Çamlıhemşin gibi pek çok popüler destinasyon yer aldı. Ancak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden listeye giren Halfeti, sahip olduğu mistik atmosferle diğer ilçelerden ayrıştı.
SULAR ALTINDAKİ TARİH: HALFETİ
Fırat Nehri kıyısında yer alan Halfeti, 2000’li yıllarda Birecik Barajı’nın yapımıyla birlikte kısmen sular altında kaldı. Bu durum, ilçeyi sıradan bir yerleşim olmaktan çıkararak “sakin şehir” (Cittaslow) kimliğiyle Türkiye’nin en özgün turizm merkezlerinden biri haline getirdi. Sular altında kalan taş evler, minaresi suyun içinden yükselen cami ve tekne turlarıyla gezilebilen eski yerleşim alanları, Halfeti’ye masalsı bir görünüm kazandırıyor.
KARAGÜLÜN ANAVATANI
Halfeti’yi özel kılan bir diğer unsur ise dünyada nadir görülen siyah gül (karagül). İlçeye özgü olan bu gül türü, sadece belirli iklim ve toprak koşullarında yetişebiliyor. Karagül, Halfeti’nin simgesi haline gelmiş durumda ve her yıl yerli-yabancı birçok ziyaretçinin ilgisini çekiyor.
SESSİZ, SAKİN VE DERİN BİR DENEYİM
Kalabalık tatil beldelerinin aksine Halfeti, ziyaretçilerine huzur ve dinginlik sunuyor. Tekneyle Fırat üzerinde yapılan geziler, Rumkale manzarası, tarihi mağaralar ve yöresel mutfağın özgün lezzetleri, ilçeyi keşfedenlere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
TURİZMDE YÜKSELEN DEĞER
Türkiye’nin en güzel ilçeleri arasında gösterilmesi, Halfeti’nin turizm potansiyelini bir kez daha gündeme taşıdı. Son yıllarda artan ziyaretçi sayısı, ilçenin hem kültürel mirasının korunması hem de bölge ekonomisinin canlanması açısından büyük önem taşıyor.
Ege ve Akdeniz’in gözde tatil merkezleriyle aynı listede yer alan Halfeti, sahip olduğu tarih, doğa ve mistik atmosferle Türkiye’nin saklı hazinelerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.




